Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Genel Kurulu’nda, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde Bakanlığının faaliyetleri ve bütçesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Enerji ve tabii kaynaklar alanlarında artan talebin sorunsuz karşılanması, dışa bağımlılığın azaltılması ve cari açık üzerindeki etkinin en aza indirilmesi amacıyla kaynakları rasyonel şekilde ve yüksek verimle kullanarak, vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması için büyük bir özveriyle çalıştıklarını ifade eden Dönmez, bu kapsamda attıkları adımlarda yerli ve yenilenebilir kaynakları önceleyen, şeffaf, rekabetçi, tüketiciyi koruyan, güncel gelişmeleri dikkate alan dinamik, yenilikçi, katma değeri yüksek ve Ar-Ge yoğun yatırımları hayata geçirdiklerini söyledi.
Enerji fiyatlarından çevreye, küresel gelişmelerden teknolojik gelişmelere kadar birçok konuda geleceğin nasıl şekilleneceği hususunda paydaşlarla istişare içinde olduklarının altını çizen Dönmez, çalışmalara da bu doğrultuda yön verdiklerini aktardı.
Ülkenin artan elektrik ihtiyacının sorunsuz olarak karşılanması için atılan adımlarla kurulu güç ve üretim noktasında iyi yerlere gelindiğini, bu sayede elektrik ve doğal gazda arz güvenliği riskinin gündemden çıktığını vurgulayan Dönmez, ancak her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olunmasının önemine değindi.
Bu kapsamda teknolojik gelişmeler ve iktisadi büyümeler doğrultusunda enerji arz güvenliğinin sürekli takip ve kontrolleri altında olacağını belirten Dönmez, şöyle konuştu:
"Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini merkeze alacak şekilde son yıllarda atmış olduğumuz önemli adımların meyvelerini şimdiden toplamaya başladık. Elektrik üretim sepetimizin çeşitlendirilmesine yönelik yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına uyguladığımız pozitif ayrımcılık neticesinde elektrik üretiminde ithal enerji kaynaklarının payında ciddi bir düşüş yaşanmıştır. Son yıllarda enerji atağının en önemli unsurlarından biri olan yenilenebilir enerji alanında; sadece son iki yılda devreye giren 7 bin 51 megavat kurulu gücün yüzde 78’i yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmuştur. 2020 yılı ilk on ayında devreye alınan 2 bin 950 megavat kurulu gücün neredeyse tamamı yenilebilir enerji kaynaklı olup, sadece bu dönemde devreye giren yenilenebilir enerji kurulu güç miktarı, Avrupa’daki 20 ülkenin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünden daha fazladır.
Geldiğimiz noktanın daha net anlaşılması adına, 2019 yılında sadece yenilenebilir enerjiden üretilen elektrik miktarı 2002 yılındaki toplam elektrik üretimini aşmıştır. 2020 yılı ilk on ayında üretilen 252 milyar kilovatsaat elektriğin yaklaşık yüzde 60’ı yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından gerçekleştirilmiştir. Bunlara ilave olarak son iki yıldır yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı aylık bazda yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşmiştir. Yerli ve yenilenebilir enerjinin payındaki bu ciddi artışlar sayesinde hem arz güvenliği güvence altına alınmış hem de cari açıkla mücadeleye olumlu katkı sağlanmıştır. 2023 yılına kadar yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik kurulu gücünün toplam kurulu güç içerisindeki payını yüzde 65 seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz."
Bütçe görüşmelerinin Plan ve Bütçe Komisyonundaki bölümünde bazı milletvekillerinin "bu kadar HES'e niye ihtiyaç var?", "Bu kadar rüzgara niye ihtiyaç var?" şeklinde eleştirilerde bulunduğunu anımsatan Bakan Dönmez, Türkiye'de 25 bin 636 megavat kurulu güce sahip doğal gaz santrali bulunduğunu, yaklaşık 15 yıl önce üretilen elektriğin yarısından fazlasının doğal gazdan sağlandığını, geçen yıl ise ithal kaynağa olan bağımlılığın azaltılarak yüzde 20'nin altına çekildiğini anlattı.
Dönmez, "Doğal gaz santrallerinin kapatılması durumunda 24 saatin 6 saatini karanlıkta, elektriksiz geçirme riski ile karşı karşıya kalacağız. Yerli kömüre ilgi eskisi gibi değil ancak hala dünyada üretilen elektriğin yüzde 38'i kömür kaynaklı santrallerden karşılanmaktadır. Biz de ithal ve yerli olmak kaydıyla yaklaşık üretimin yüzde 30'unu kömürden karşılıyoruz. Bunun da 24 saatlik dilimdeki karşılığı 4,1 saat. Yerli kömür santrallerini kapatın dediğinizde 4,1 saat karanlıkta kalma olasılığı ile karşı karşıya kalırız. İthal kömür santrallerini kapattığımızda ise 4,9 saat elektriksiz kalabiliriz demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Dönmez, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin sistem içerisindeki yüküne de değindi. Jeotermalde son 18 yılda büyük hamle yaptıklarını, 1579 megavat kurulu güce sahip 60 jeotermal kaynak ve santralin söz konusu olduğunu vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:
"Bu alanda dünyada üçüncü sıradayız. Yaklaşık üretimde yüzde 3'lük bir payı söz konusu. Bütün bu jeotermal santralleri kapattığımızda 0,7 saatlik bir elektrik kesintisi ile karşı karşıya kalabiliriz. Şu anda Türkiye'de küçük HES dediğimiz 575 santralimiz var, yaklaşık 8 bin megavat kurulu güce sahip. Keban, 1600 megavat civarında, neredeyse bunun 3-4 katı büyüklükte küçük HES'lerden elektrik üretiyoruz. Toplam kurulu güç içerisindeki payı yüzde 8,5 ve 'bu küçük HES'leri kapatalım' dediğinizde günde 1,8 saatlik elektrik kesintisi ile karşı karşıya kalabiliriz. Barajlı büyük HES'ler ise 131 adettir. Toplam 22 bin megavat civarında bir kurulu gücümüz var. Buradan ürettiğimiz elektriğin payı ise yüzde 22. Bu santralleri kapattığımızda ise 5,3 saat karanlıkta kalırız.
Yine son dönemde yerel yönetimlerin biyogaz ve biyokütle ile elektrik üretimde atakları var. Orada da ciddi bir başarı söz konusu. İrili ufaklı 328 biyokütle santralimiz var. Üretim içerisindeki payı yüzde 2'dir. Bu santralleri kapattığınızda yaklaşık yarım saat elektriksiz kalma ihtimalimiz var. Güneşe bir eleştiri gelmedi. Ancak orada da özellikle son 3-4 yılda ciddi bir hamle söz konusu. Santral sayımız 7 bin 347'ye ulaştı. Bunların büyük kısmı 1 megavat altı, lisanssız elektrik üretim santralleri. Buradaki pay ise yüzde 3. Güneş santrallerini kapattığımızda 0,7 saatlik bir elektrik kesintisi ile karşı karşıya kalabiliriz."
Dönmez, rüzgar enerjisinde de bazı aleyhte propagandaların mevcut olduğunu belirterek, "Türkiye'de 314 santral var. Kurulu güç 8 bin 330 megavat. Toplam üretim içerisindeki payı yüzde 7. Rüzgar santrallerini kapattığımızda 1,7 saatlik karanlıkla karşı karşıya kalma riski var. Bu eleştirilere uyulsaydı bugün ülke karanlığa gömülmüş olacaktı. Bizim karanlığa değil aydınlığa ihtiyacımız var. Gelecek nesillere güvenilir, arz güvenliğini temin etme gibi bir sorumluluğumuz söz konusu. Sürekli 'aydınlık' diyen millete biz yalancı çıkamayız. Eğer siz iktidara gelmiş olsaydınız şurada yanan 10 lambanın 8'i sönük olacaktı." diye konuştu.
"Kaynak bizimse, teknoloji de bizim olmalı"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Kaynak bizimse, teknoloji de bizim olmalı." şiarı doğrultusunda hareket ettiklerini söyledi.
Yenilenebilir enerji alanında yerli üretim, yerli mühendis, yerli Ar-Ge ve inovasyonu zorunlu kılan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modelini hayat geçirdiklerini belirten Dönmez, bu model ile enerji teknolojilerinde sürekli kendini yenileyen ve teknoloji ihraç eden bir ülke olmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Türkiye'nin artık rüzgar tribününü yapabildiğini, güneş panellerini yapabilen, bölge ülkelerinin ve dünyadaki diğer ülkelerin ihtiyacını karşılayabilecek şekilde teknoloji üssü haline geldiğini ifade eden Dönmez, şunları söyledi:
"Orta ve küçük ölçekli yatırımcıların da yenilenebilir enerji sektörüne girmelerini sağlamak için geliştirdiğimiz yerli malı kullanım karşılığı tahsis yöntemiyle küçük ölçekteki 'Mini YEKA' uygulaması kapsamında toplam 1000 megavat kurulu güce sahip 74 adet yarışmanın başvurusunu 2021 yılının ilk aylarında alacağız. Atılan bütün bu adımların bir yansıması olarak, dünyanın en büyük yenilenebilir enerji ekipmanı imalatçıları bölge ofislerini Türkiye’de konumlandırarak bölge operasyonlarını Türkiye merkezli yürütüyorlar. Bu durum yenilenebilir enerjide hem üretim hem de yönetim becerileri anlamında ciddi bir know-how, bilgi ve birikimin ülkemize aktarılmasına katkı sağladı."
Bakan Dönmez, yenilenebilir enerjide sadece üretim değil tüketim tarafında da vatandaşları bu sürecin bir parçası haline getirmek amacıyla Yeşil Tarife’yi (YETA) devreye alarak yenilenebilir enerji tarifesi dönemini başlattıklarını bildirdi.
İsteyen vatandaşların sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriği kullanabileceklerini ifade eden Dönmez, bununla birlikte, tedarik edilen elektrik enerjisinin belirli miktarının yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğinin Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi (YEK-G) ile kanıtlanmasına yönelik Organize YEK-G piyasası platformunu 2021 yılında devreye alacaklarını belirtti.
Dönmez, ayrıca elektrik altyapısının geliştirilmesi ve modernize edilmesi kapsamında 2020 haziran ayı TÜFE’sine göre yaklaşık 68 milyar lira yatırım yapmayı planladıkları 2021-2025 uygulama dönemi plan ve programlarının hazırlanmasına ilişkin çalışmaları da başlattıklarını, elektrik iletim sistemine yönelik olarak ise 2021-2023 uygulama döneminde 18 milyar liralık yatırım yapmayı planladıklarını sözlerine ekledi.
Bakan Dönmez, konuşmasında, "Kovid-19 salgınıyla birlikte yerli üretim ve ülkelerin kendi öz yeterliliklerini oluşturma gayretleri daha önce hiç olmadığı kadar önem kazanmaya başladı. Artık kaynağın yanında teknolojinin de yerli olmasını sağlamak durumundayız." dedi.
Dönmez, "Enerji sektörünün ve piyasanın gelişimi doğrultusunda, İleri Tarihli Fiziksel Teslimatlı Elektrik Piyasası olarak da ifade edilen Vadeli Elektrik Piyasası’nı 2021 yılı içerisinde katılımcıların hizmetine sunmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, "Sismik araştırma gemilerimiz marifetiyle belirlenen lokasyonlarda Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimizle bugüne kadar toplam 9 derin deniz sondajı yapılmış olup, 1 derin deniz sondajına ise devam edilmektedir." bilgisini verdi.
"TOGG banttan inmeden şarj altyapı çalışmalarımızı büyük oranda tamamlamış olacağız"
Bakan Dönmez, "Yerli elektrikli otomobilimiz TOGG banttan inmeden şarj altyapı çalışmalarımızı büyük oranda tamamlamış olacağız." şeklinde konuştu.
"Karadeniz’de de arama ve sondaj faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz"
Dönmez, "Doğu Akdeniz havzasında uluslararası hukuk kaynaklı meşru haklarımızdan taviz vermeden bu bölgeyle birlikte Karadeniz’de de arama ve sondaj faaliyetlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz." ifadesini kullandı. AA