Zilletin, HDP ile kurduğu kirli iş birliği artık belgeli, ispatlı, teminatlı bir hal almıştır. Zaten onlar da artık inkâr edemiyorlar, HDP’yi masum, makul ve hatta haklı göstermeye uğraşıyorlar. Zilletin, siyasetin içinde veya dışında olan bütün sözcüleri, aynı yerden verildiği anlaşılan talimatla, büyük bir telaş içinde HDP’nin legal bir parti olduğunu ve iş birliği yapılmasında bir sakınca bulunmadığını anlatmaya çabalıyorlar. Çok uyanık oldukları ve kendileri dışındaki herkesi akıl yoksunu zannettikleri için de, doğrudan HDP’yi savunmak yerine, HDP’ye oy vermiş 5 milyon seçmen üzerinden atış yapıyorlar.

HDP, KANDİL DEMEKTİR

Kaç defa yazdım, televizyonlarda defalarca anlattım. Her defasında suratları kızardı, söylediklerini yalayıp yutmak zorunda kaldılar, ama yine de vazgeçmiyorlar. HDP demek, Kandil demektir. HDP demek, PKK demektir. Bunu biz iddia etmiyoruz. HDP’liler her fırsatta açık ve net şekilde söylüyorlar. Sırtını PKK’ya dayadığını söyleyen eşbaşkanlar, bölücü terör örgütünü savunup, İmralı’daki bebek katiline selam gönderenler, kayıtlarda mevcuttur. Terör suçu işledikleri için çok büyük bölümü yargı önündedir. Kimi tutuklu, kimi hükümlüdür. Hükümlü olmayan, yani mahkemesi tamamlanmamış, ancak, terör suçundan yargılanmasına devam edilen, haklarında soruşturma yürütülen, dava açılan veya fezleke hazırlanan 25 isim aday gösterilmiştir. HDP’nin ne olduğunu, kime ve neye hizmet ettiğini, terörün siyasi uzantısı olmak dışında bir misyonunun bulunmadığını anlamak ve anlatmak için daha ne olması gerekiyor?

GÜVENLİK GÜÇLERİNİN TESPİTİ

Bu HDP’nin kendi iradesinin bulunmadığını, Kandilli katillerden talimat aldığını da unutmamak gerekiyor. Nitekim, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok önemli bir açıklamada bulunmuştur. “Güvenlik güçlerimiz, PKK’nın tüm ümidini 31 Mart’ta zillet ittifakının başarısına bağladığını tespit ettiler”- demiştir. Sayın Cumhurbaşkanı bunu bir eleştiri olarak söylemiyor. Güvenlik güçlerimizin yaptığı bir tespiti paylaşıyor. PKK’nın, ümidini zillete bağlaması sözün bittiği yerdir. Bu paylaşım, bizim daha önce defalarca yazdığımız, “Bu ülke ve milletle meselesi olan, bölücü, hain, düşman her kim varsa, tamamı ümitlerini zillete bağladılar” tespitinin ne kadar doğru olduğunu ispatlamaktadır. Zilletin CHP ve İP’i, milletin gazabından korktukları için HDP ile ortaklığı gizlemeye ve parti amblemlerini kullanmamaya gayret gösterdiklerini ibretle izliyoruz.

HDP’YE OY VERENLER!

HDP’ye bu durumu bilerek, onaylayarak ve destek olmak için oy veren varsa, onlar da bu suça ortaktır. Ancak, biz HDP’ye oy verenlerin çok büyük bir kısmının böyle düşünmediği kanaatindeyiz. Kimi baskı ve zorlama ile, kimi korku ve endişe ile, kimi bilmeyerek veya siyasi akıntıya kapılarak, kimi de duruma göre vaziyet alarak oy veriyor. Devletin varlığını her alanda hissettirmesi, baskının ortadan tamamen kalkması, teröre ve teröristlere hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmayacağının kesin şekilde anlaşılması ve normalleşmenin sağlanması durumunda HDP’nin alacağı oyun çok düşük kalacağını iddia ediyoruz. Seçim sonuçları da bu iddiamızı doğrulamakta ve onaylamaktadır. PKK tehdidi ortadan kalkıp, bölgede normalleşme sağlandıkça HDP’nin oyları da çok önemli ölçüde geriliyor. Dolayısı ile HDP’nin aldığı oy oranı veya sayısı üzerinden HDP’yi masum göstermeye çalışmak, kesinlikle iyi niyetli değildir ve ihanete ortak olmaktır.

BEYHUDE ÇABALAR

Zilletin, CHP ve İP’i büyük bir yanlışın içindeler. HDP ile iş birliği yaparak, bu terör uzantısı partinin bir önceki seçimde aldığı oyları kendi hanelerine kanalize edeceklerini zannediyorlar. HDP’nin sözcüleri ve yöneticileri de bunu tamamlayacak şeyler söylüyorlar. MHP ve AK Parti’yi geriletmek için, zillete onay verdiklerini ilan ediyorlar. Bu onayın neden ve neyin karşılığında verildiğini ise gizliyorlar. Ancak, bunlar beyhude çabalardır. Zilleti oluşturan partilerin HDP’nin seçime girmediği büyükşehirlerde, özellikle belediye meclis üyeliklerinde kimleri aday gösterdikleri yakından takip edilmelidir.

YAKINDA ORTAYA ÇIKAR

Hiçbir şey gizli kalmıyor, yakında zilletin HDP’ye, daha doğrusu PKK’ya ne vaat ettiği, ne verdiği, ayrıntıları ile birlikte ortalığa saçılacaktır. Bunun işaretleri gelmeye başlamıştır. Özellikle İP’te büyük bir rahatsızlık olduğu gözlenmektedir. Bugüne kadar sayısız istifa olmuş ve tamamı HDP ile kurulan kirli ortaklığı gerekçe göstermişlerdir. Kendi içlerinde olanlar bile, HDP ve PKK ile ortaklığa isyan edip geri çekiliyorlar, ama İP’in başı, çıkıp milletin gözlerinin içine bakarak tam tersi şeyler söylüyor. Daha da komik olanı, Cumhur İttifakı’nı HDP ile iş birliği yapmakla suçluyor. Pişkinliğin bu kadarı bile bizi şaşırtmıyor. Çünkü, kendilerini yakından tanıyoruz ve neler yapabileceklerini çok iyi biliyoruz.