Türkgün.com spor yazarları Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Osimhen’in olası transferi, Fenerbahçe’nin oyun sistemi, Beşiktaş Divan Kurulu’nda yaşanan olaylar ve Göztepe ile Samsunspor'un ikinci yarıdaki performanslarına dair sorularımızı yanıtladı
"iyi yönetilirse Galatasaray ‘çok büyür’, yönetilemezse de ‘yok olur’…"
TG-Spor: Galatasaray’ın yıldız golcüsü Victor Osimhen, maçın ardından “Galatasaray hep kalbimde kalacak” açıklamasında bulundu. Galatasaray taraftarları bu durumu ayrılık sinyali olarak değerlendirdi. Sizce Galatasaray, yüksek maliyetine rağmen sezon sonu Osimhen’in bonservisini almak için girişimlerde bulunmalı mı?

Tayfun Özsoy: Osimhen, yalnız sahada değil, dışarıda da ‘gerçek’ biri. Maçlarda nasıl yürekten oynuyorsa, konuşurken de aynı şekilde açık davranıyor. Sözleri, gitse de kalsa da Galatasaray’ın onun için ne ifade ettiğinin yorumsuz tam karşılığı. Bonservisinin alınması borç yükü bu kadar fazlayken, bıçak sırtı bir durum. Ancak, Icardi’nin dönüşü, adı anılan bir-iki yıldızın katılımıyla, takım çok farklı bir boyuta sıçrayabilir. Ve bu sıçrama iyi yönetilirse Galatasaray ‘çok büyür’, yönetilemezse de ‘yok olur’…
Hakan Yaşar: Osimhen’in 5 büyük ligde gözü kapalı gideceği 4-5 kulüp var. Eğer böyle bir teklif gelirse tutmak imkansız. Galatasaray, 75 milyon Avro’luk bedeli ödemek yerine 1 yıl daha kiralama planına çalışmalı. Eğer Osimhen istediği teklifi almaz ise Galatasaray’da kalmaya sıcak bakacak bağı zaten kurdu. 26 yaşında, 2027’de sözleşmesi bitecek, sonraki yıl almak daha kolay ve ekonomik olur. Galatasaray eğer bir şekilde çözümünü bulup 75 milyonluk yatırım yaparsa, onu 100’e satması gerekecek ki karlı bir transfer olsun. Bu büyük risk. Yeni süreçte daha önce önemli liglerde ikinci sınıf birçok takım varken Galatasaray’ı tercih etmesi en büyük koz olacak.
Ali Kunak: Osimhien Icardi'nin sakatlığı sonrasında gösterdiği performans ve attığı gollerle Galatasaray'a büyük katkı sağladı. Icardi'nin sakatlık sonrası son durumu nasıl olacak? Böylesine kocaman bir soru işaretinin olduğu yerde Galatasaray'ın mutlaka Osimhien’le yeni dönem için masaya oturmalı ve gerekli fedakarlığı yapmalıdır.
"Tarihi bir ayıp yaşandı"
TG-Spor: Beşiktaş Divan Kurulu toplantısında eski başkan Hasan Arat’a fiziki saldırıda bulunuldu. Beşiktaş kulübü, yaşananların ardından soruşturma başlatıldığını açıkladı. Bu yaşananları nasıl değerlendirirsiniz?

Tayfun Özsoy: Bir büyük kulübün yaşamaması gereken bir olay. Bırakın büyük kulübü, en amatör kulüpte bile olmaması gereken bir olay. Bu durum Beşiktaş’a hiç yakışmadı. Sonrasındaki soruşturmadan adli bir sonuç çıkmayacağını tahmin ediyorum. Tek çözüm insanların birbirleriyle doğru iletişim kurması, birbirlerini dinlemeye tahammül etmesi.
Hakan Yaşar: Tarihi bir ayıp yaşandı, üzerinden kaç gün geçti, bedel ödeyen kimse yok! İstifanın i’si bile zaten yok. Bu nasıl iş? Bu olay sokakta veya herhangi bir yerde yaşanmadı, 122 yıllık Beşiktaş’ın Divan Kurulu’nda yaşandı. Kanıtlar zaten ortada. Bu kişiler Beşiktaşlı kimliğinden acilen uzaklaştırılmalı. Gerekirse Beşiktaş markasına başkanlar da dahil zarar verenler kimse, yeni disiplin uygulamaları ile cezalandırılmalı. Beşiktaş camiası artık gereken dersi almalı. Ayrıca son 25 yıla baktığımızda öyle şeyler gördük ki “Süleyman Seba’nın ahı bunlar” dememek imkânsız.
Ali Kunak: Bırakın Beşiktaş kulübünü futbol alemi içerisinde böyle bir olayın olması büyük ayıptır, skandaldır. Böyle bir olay hangi camiada olursa olsun o camianın bu olayı yaratanlar hakkında çok ciddi yaptırımlar uygulaması gerekir. Eğer bu yaptırım ve cezalar uygulanmazsa bundan sonra olacak olaylara davetiye çıkartılmış olur.
"Esas ayıp, Fenerbahçe’nin başkanı ve yönetim kurulunda"
TG-Spor: Fenerbahçe’de Jose Mourinho, sıklıkla kullandığı 3 stoperli oyun planından vazgeçmiş gibi gözüküyor. Jose Mourinho’nun Sivasspor karşısındaki oyun ve oyuncu tercihlerini nasıl yorumlarsınız?

Tayfun Özsoy: Jose Mourinho, aslında belli bir sabiti kullanmıyor. Ligin kadro derinliği en fazla olan takımını yönetmenin avantajıyla, oyuncuların formuna göre çeşitlemeler yapıyor. Portekizli hoca, bir maçta sosyal medyada tartıştığı futbolcusuna forma veriyor, bir maçta takımın en formda oyuncusunu 18’e bile almıyor. Aklından ne geçtiğini anlamanın çok zor olduğu Mourinho’nun tercihini, oynatıp, oynatmadığı futbolcuları tartışmak, yorumlamak, bir sonraki adım geldiğinde boşlukta kalacaktır.
Hakan Yaşar: Mourinho’nun elinde iki farklı sistemde de Süper Lig’de başarılı olacak zenginlikte çok kaliteli bir kadro var. Oyuncu performanslarına ve rakiplere göre bu değişimler normal. Dörtlü savunmalı oyunda Talisca ve Tadic gibi oyuncuların bireysel gollerini daha çok izliyoruz. Üçlü savunmada Oğuz ve Kostic kanat bek olarak Fenerbahçe’yi daha efektif ve alternatif hücum yapabilen takım haline getiriyorlar. Ancak her iki sistemde de tercih edilen kadroların hızlı oynaması ve 90 dakika baskı yapması olası değil. Bu da kadro planlamasının defosunu gösteriyor.
Ali Kunak: 31. hafta bitti, Jose Mourinho hala sistem deniyorsa, öncelikle bu onun ayıbıdır. Ama esas ayıp, bugüne kadar onu sorgulamayan Fenerbahçe’nin başkanı ve yönetim kuruluna aittir. Mourinho Türkiye'ye gelmeden önce ona, hakemleri ve rakipleri anlatmak yerine Fenerbahçe camiasının büyüklüğünü anlatsalardı, Mourinho bu kadar gevşek olamazdı.
"Samsunspor ve Göztepe’nin düşüşü bir 'istikrar sendromu'”
TG-Spor: Süper Lig’in ilk yarısında gösterdiği performanslarla dikkat çeken Samsunspor ve Göztepe, ikinci yarısında aynı performansı sürdüremedi. Bu ekiplerin performans düşüşlerinin sebepleri neler olabilir?

Tayfun Özsoy: Sezona başlarken ‘kümede kalsak yeter’ açıklamaları yapan Samsunspor, yıllar sonra döndüğü Süper Lig’de tutunmayı hedefleyen Göztepe, ilk yarıdaki heyecanını kaybetti. Geriye düşmelerinin bir diğer nedenini, takımların ikinci yarıda daha güçlü motivasyonla sahaya çıkmalarını gösterebiliriz. Bazı takımlar lige tutunmak, bazıları Avrupa hedefleyince, zorluk derecesi artan maçlardan puan çıkartmak zorlaştı.
Hakan Yaşar: Kadro derinliklerinin olmayışı, rehavet, sakatlıklar, parlayan oyuncuların bireysel performanslarındaki düşmeler, camiaların yetersiz desteği gibi nedenler sıralanabilir. İlk yarılarda kolay puanlar alabilirsiniz ama liglerin 2. yarılarında düşme ve şampiyonluk potası, Avrupa hedefi derken her takım işi sıkı tutar. Bu da bir etkendir. Ama Samsunspor ve Göztepe’nin düşüşü bir "istikrar sendromu"dur. Örneğin Sarıyer, 1996-97 sezonunda ilk yarı ilk 5 kovalarken sezon sonu küme düşmüştür. Son on sezona baktığımızda birçok Anadolu takımı parladı. Fenerbahçe şampiyon olamadı ve Trabzonspor da 1 kez şampiyon oldu. Ancak bu dönemde 1 şampiyonluk kazanan Başakşehir’le birlikte 2 ayrı sezon ligi 3. bitiren Konyaspor dışında ilk 3’e giren başka takım yok.
Ali Kunak: Lig uzun bir maraton, kadro mühendisliğini iyi yapamayan ya da kısıtlı bütçe ile kadro kuran kulüplerin bu maratonu aynı performans düzeyi ile tamamlama şansları yok sayılır. Son haftalardaki düşüşlerine rağmen, Göztepe ve Samsunspor'un ligin başından bu yana oynadıkları futboldan ve birçok hafta bizlere keyifle maç seyrettirdikleri için alkışlanmaları gerekir.