Anksiyete normal ve genellikle sağlıklı bir duygudur. Bununla birlikte, bir kişi düzenli olarak orantısız derecede endişe duyduğunda, tıbbi bir hastalık olabilir. Anksiyete bozuklukları, aşırı sinirlilik, korku, endişe ve endişeye neden olan bir zihinsel sağlık tanı kategorisi oluşturur.
Bu bozukluklar bir kişinin duygularını ve davranışlarını değiştirerek fiziksel semptomlara neden olur. Hafif anksiyete belirsiz ve rahatsız edici olabilirken, şiddetli anksiyete günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebilir.
Anksiyete nedir?
Orantısız gerilim ve endişe tepkileri anksiyeteyi karakterize ediyor.
Amerikan Psikologlar Birliği (APA) anksiyeteyi "gerginlik duyguları, endişeli düşünceler ve artan kan basıncı gibi fiziksel değişiklikler ile karakterize bir duygu" olarak tanımlar.
Normal anksiyete durumu ile tıbbi müdahale gerektiren anksiyete bozukluğu arasındaki farkı bilmek bir kişinin durumu tanımlamasına ve tedavi etmesine yardımcı olabilir.
Bu yazıda anksiyete ve anksiyete bozukluğu, farklı anksiyete türleri ve mevcut tedavi seçenekleri arasındaki farkları inceliyoruz.
Anksiyete ne zaman tedaviye ihtiyaç duyar?
Anksiyete sıkıntıya neden olsa da her zaman tıbbi bir durum değildir.
Birey muhtemel zararlı veya endişe verici tetikleyicilerle karşı karşıya kaldığında, endişe duyguları sadece normal değil aynı zamanda hayatta kalmak için de gereklidir.
İnsanlığın ilk günlerinden bu yana, avcıların yaklaşması ve gelen tehlike, vücuttaki alarmları tetikler ve kaçınmaya neden olan harekete izin verir. Bu durum, yükseltilmiş bir kalp atışı, terleme ve çevreye karşı artan hassasiyet şeklinde fark edilir hale gelir.
Tehlike, beyinde bir hormon ve kimyasal habercisi olan adrenalinin salgılanmasına neden olur; bu da bu endişeli tepkileri "savaş ya da kaç" yanıtı olarak adlandırılan bir süreçte tetikler. Bu, insanları fiziksel olarak herhangi bir potansiyel tehditle yüzleşmeye ya da kaçmaya hazırlar.
Birçok insan için, daha büyük hayvanlardan kaçma ve yakın tehlike, ilk insanlar için olacağından daha az acil bir endişe kaynağıdır. Kaygılar günümüzde iş yaşamı, para sıkıntısı, aile hayatı, sağlık ve zorunlu olarak 'savaş ya da kaç' reaksiyonu gerektirmeden bir kişinin dikkatini gerektiren diğer önemli konular çerçevesinde gelişiyor
Önemli bir olaydan önceki veya zor bir durumdaki gerginlik, orijinal “savaş ya da kaç” reaksiyonunun doğal bir yankısıdır. Hayatta kalmak için hala gerekli olabilir- örneğin caddeden karşıya geçerken bir araba çarpması endişesi, örneğin bir kişinin içgüdüsel olarak tehlikeden kaçınmanın her iki yolunu arayacağı anlamına gelir.