Koronavirüs salgınından korunmak için alınan maske ve sosyal mesafe önlemleri, insan hayatının bir parçası haline geldi. Maske takılması ve sosyal mesafe kuralına uyulması, diğer bulaşıcı hastalıkların da oranını düşürdü. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıları Anabilim Dalı Başkanı ve İl Pandemi Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, maske kullanımı ve sosyal mesafeye uyulmasının, damlacık yoluyla bulaşan hastalıklarda ciddi oranda azalmaya neden olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Çelen, "Maske kullanımı ve sosyal mesafeye uymak, Kovid-19'un dışında tamamen diğer viral etkenlerin de korunması noktasında son derece önemlidir. Adenovirüsler, rhinovirüsler, influenza virüsleri gibi damlacık yoluyla bulaşan hastalıklara baktığımızda, bunların tamamı korona ile aynı yönlerle bulaştığı için, bizim etkin bir şekilde maske kullanımımız ve sosyal mesafeye uyumumuz diğer hastalıklara karşı da bizi koruyucu hale getirir. Poliklinik şartlarında deneyim ve gözlemsel oranlara baktığımızda ciddi anlamda düşüşler olduğunu gördük. İnsanların kendilerini izole etmesi, insanların maske kullanımını yaygınlaştırması, Kovid-19'dan korunmayla birlikte influenzaya, adenovirüslere ve rhinovirüslere karşı da korunmayı getirmiştir" dedi.
'KORONAVİRÜS, BİZE PANDEMİ KÜLTÜRÜNÜ ÖĞRETTİ'
Maske kullanımı ve sosyal mesafenin bize pandemi kültürünü öğrettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Çelen, 1957 ve 1969 tarihlerinde yaşanan büyük pandemilerin Asya'da pandemi kültürü oluşturduğunu hatırlattı. Çelen, "Maske kullanımı ve sosyal mesafe son derece önemli olup bize pandemi kültürünü öğretti. Asya ülkelerinde 1957'de yaşanan büyük bir pandemiden sonra ve yine 1969 Hong Kong pandemisinden sonra insanlarda ciddi anlamda pandemi kültürü oluştu. Bu ne demektir, insanlar birbirine çok yaklaşmıyorlar, bizim selamlaşma alışkanlıklarımız gibi öpüşmeden uzak duruyorlar, eğer hastalarsa maskelerini takıp insanlara bulaştırmıyorlar, işte buna pandemi kültürü deniyor. Biz de bu kültürü aslında öğrenmiş oluyoruz" diye konuştu.
Kaynak: DHA