İlk olarak Aralık 2019'da Çin'in Hubei eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde 962 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi, 31 milyonun üzerinde insan ölümcül salgına yakalandı. Salgının başından beri inanılan "Gençler hastalığı ağır geçirmiyor" tezi ise son zamanda yaşanan gelişmelerle çürütüldü. Koronavirüs salgınıyla ilgili son verileri paylaşan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastanede tedavi gören 15-49 yaş grubundaki hastalarda artış görüldüğüne dikkat çekti.
KOVİD-19'DAN ETKİLENEN GENÇLERİN SAYISI ARTIYOR
Dünyada Kovid-19 salgınından etkilenen gençlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu artış dünyanın pek çok ülkesiyle paralel olarak Türkiye'de de izleniyor. Almanya, İtalya, Fransa, İspanya gibi Avrupa ülkelerinden yapılan açıklamalarda ülkelerinde Kovid-19'a yakalananların yaş ortalamasının 50-60'tan 30-35 aralığına düştüğüne dikkat çekiliyor.
Kore ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan çalışmalar ise hastalığa yakalanma oranlarının genç yaş grubunda (özellikle 10-19 yaş aralığında) daha fazla arttığını gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yaptığı açıklamada, hastaneye yatan hastalarda 15-49 yaş grubunda artış görüldüğüne dikkat çekiyor.
"AĞUSTOS AYININ SON HAFTASINDA TEŞHİS KOYULAN HASTALARIN YARISI GENÇ"
Habertürk'ten Ceyda Erenoğlu'nun haberine göre, konuyla ilgili Sağlık Bilimleri Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevda Şener Cömert, "Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı'nın raporunda yer alan veriler, Ağustos ayının son haftasında Kovid-19 tanısı alan hastaların yaklaşık yarısının 25- 49 yaş arasında kişilerden oluştuğunu gösteriyor. Türkiye'de Kovid-19 tanısı almış kişilerin yaş dağılımına bakıldığında, tüm vakaların yüzde 6.9'unu (18 bin 563 kişi) 15 yaşın altındaki çocukların, yüzde 13.9'unu (37 bin 456 kişi) 15-24 yaş aralığındaki gençlerin, yüzde 49.4'ünü (133 bin 78 kişi) ise 25- 49 yaş aralığında kişilerin oluşturduğu görülüyor. Buradan Kovid-19 tanısı alan olguların beşte birinin (yüzde 20.8) 24 yaş altındaki gençlerden oluştuğu anlaşılıyor" diyor.
TEDBİRLERE DİKKAT EDİLMEMESİ YAŞ ORANINI DÜŞÜRDÜ
Hastaların yaş ortalamasında izlenen düşüşte, yaz döneminde maske, mesafe ve hijyen ile ilgili tedbirlerin dikkate alınmaması, gençlerin ve çocukların hastalığın başlangıç dönemine göre dışarıda ve sosyal ortamlarda çok daha fazla temas halinde olmaları etkili bulunuyor. Düşüşte, bu yaş grubundaki çocuk ve gençlerin davranışlarının kontrolünün zor olması da önem taşıyor.
KÜÇÜK BEBEK VE OBEZ ÇOCUKLARIN RİSKİ DAHA FAZLA
British Medical Journal'da (BMJ) yapılan bir çalışmada, çocuklarda Kovid-19 nedeniyle ağır hastalık ve ölüm oranlarının düşük olduğu gösterilmekle beraber, küçük bebeklerde ve obez çocuklarda hastalığın ağır geçme ve yoğun bakım ihtiyacı riskinin daha fazla olduğu belirtiliyor. Bu çalışmada Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden çocukların oranının yüzde 1 olduğuna, bu rakamın toplumdaki 18 yaş altı nüfusa göre değerlendirildiğinde ciddi bir orana denk geldiğine dikkat çekiliyor.
"GENÇLERDE DE AĞIR VAKALAR GÖRÜYORUZ"
Prof. Dr. Sevda Şener Cömert, "Klinik pratiğimizde giderek daha fazla genç hastayı polikliniklerimizde görmeye başladık. Gençlerin ve çocukların hastalanmadıkları bilgisi doğru değil. Onlar da virüs ile enfekte oluyor ancak hastalığı yaşlı gruba göre daha hafif atlatıyorlar. Buna karşın gençlerde de ağır vakalar görüyoruz.
Örneğin kliniğimizde Kovid-19 nedeniyle tedavi gören ve akciğerde bu virüse bağlı zatürre saptanan anne-oğul hastalarımızın her ikisinin de hastaneye yatışlarının ikinci gününde nefes darlığı şikayetlerinin artması ve oksijen ihtiyaçlarının serviste karşılanamayacak düzeye gelmesi nedeni ile yoğun bakıma alınmaları gerekti. 35 yaşında olan genç hastamız yoğun bakım şartlarında günlerce solunum cihazına bağlı yaşadı. Bu ve bunun gibi örnekler gençlerin de Kovid-19 nedeniyle ağır hastalık tablosuna yakalanabileceklerini ve kendilerini korumalarını gerektiğini gösteriyor" diyor.
"HİÇBİR TEDBİR SOLUNUM CİHAZINA BAĞLANMAKTAN DAHA ZOR DEĞİL"
Hiçbir tedbirin nefessiz kalıp solunum cihazına bağlanmaktan daha zor olmadığını belirten Cömert, gençlerin virüsü bulaştırabilecekleri sosyal ortamları ve temasları yaşlılara göre daha fazla olduğu için, virüsün gençler arasında ki yayılma oranının toplumda geniş kitlelere yayılma olasılığını artırdığına dikkat çekiyor.
Cömert'e göre gençlerin üçte birinin hastalığı asemptomatik ya da hafif şikayetler ile geçiriyor olmaları virüsü fark etmeden çevrelerinde daha fazla insana bulaştırmalarına neden oluyor.
"OLURSA DA GEÇİRİR KURTULURUM" DEMEYİN
Bu nedenle hastalıkta sadece kendimize karşı değil topluma karşı da sorumlu olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. "Bana bir şey olmaz!" ya da "Olursa da geçirir kurtulurum" tarzındaki yaklaşımlar son derece yanlış bulunuyor. Virüsü almış ve hastalığı asemptomatik (yani şikayeti olmadan) geçiren bir kişinin evinde; annesini, babasını, büyükanne ve büyükbabasını virüs ile enfekte edip hiç istemeden de olsa ölümlerine yol açabileceği belirtiliyor.
OLGULARIN BEŞTE BİRİ 24 YAŞ ALTI
Sonuç olarak Kovid-19 olgularının beşte biri 24 yaş altındaki gençlerden oluştuğu için çocuk ve gençlerin Kovid-19 bulaştırma oranlarının yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Gençlerin üçte biri hastalığı asemptomatik (şikayeti olmadan) geçirdikleri için hem kendilerinin hem de aile içinde, iş ortamında ve çevrelerinde bulunanların dikkatli olmaları öneriliyor. Bu nedenle, Kovid-19'dan korunmak için takılacak maskenin, hastalık halinde kişiyi hastanede takmak zorunda kalacağı oksijen maskelerinden koruyacağı belirtiliyor.Salgının başından beri inanılan iddia çürüdü! DSÖ'den gençleri korkutan senaryo