Ömrü uzatma tedavisi olarak bilinen telomer tedavisi, günden güne popülerliğini artırıyor. Peki, telomer nedir? Ne işe yarar? Son günlerde en çok merak edilen “Telomer tedavisi yaşlanmayı önlüyor mu?” sorusunun yanıtını turkgun.com’da bulabilirsiniz…
TELOMER NEDİR?
Her bir DNA sarmalının ucunda bulunan telomerler, kromozomları koruma görevini üstelenmektedir. Görünüş olarak, ayakkabı bağcıklarının ucunda bulunan plastik parçalara benzetilmektedirler. İnsan vücudunda bulunan tüm hücrelerdeki, DNA sarmallarının iki ucunda bulunurlar. Normal bir hücrede 23 kromozom çifti bulunduğu için telomerler de her hücrede 92 telomer bulunur.
Hücrelerimiz bizi sağlıklı ve genç tutabilmek için bölünür ve bu bölünme nedeniyle telomerler sürekli kısalır. Bununla birlikte kötü yaşam şartları (özellikle; sigara, stres, obezite…) telomerlerin daha fazla kısalmasına neden olur.
Embriyonun ilk başlangıçta telomer uzunluğu 15.000 BP (base pair-baz çift) olarak başlar. Anne rahminde o kadar hızlı bir hücre bölünmesi ve çoğalması yaşanır ki bebek doğduğunda telomer uzunluğu 10.000 BP’ye kadar düşmüştür. Genellikle yaşlandığımızda telomer uzunluğumuz 3.000-4.000 BP’ye kadar kısaldığında artık hücrelerimiz görev yapmayı bırakırlar. Tüm yaşamımız boyunca yaklaşık her biri 7.000 BP uzunluğunda telomerimiz vardır ve her yıl yaşam şekline bağlı olarak 50-200 BP/yıl kısalır.
Telomerler kritik bir uzunluğa düştüklerinde artık hücrenin bölünmesi sona erer. Bu yüzden bir hücre kendi kendine en fazla 50-60 kez bölünebilir. Hayflick Limiti denen bu durum 1960’larda Dr. Hayflick tarafından tanımlanmıştır. Teoriye göre insanın en iyi koşullarda yaşasa dahi yaklaşık 125 yıl ile sınırlı bir hayatı olmaktadır.
Hücrenin artık görev yapamamaz hale gelebilmesi için, 92 telomerden sadece 1 tanesinin kritik eşiğe gelmiş olması yeterlidir. Tek bir hücreyi telomerleri kısaldığı için kaybetmek trilyonlarca hücremiz içinde anlamlı gözükmese de yaşımız ilerledikçe telomeri kısa olan bu tip hücrelerin sayısı giderek artmakta ve çoğunluğu oluşturmaktadır. Bu durum yaş ile giderek artan sağlık sorunlarının kaynağını oluşturur.
Tıp dünyası 1980’lerden bu yana telomerlerin farkındadır ama ne işe yaradığı son zamanlarda anlaşılmıştır. Hatta bir dönem telomerler çöp DNA olarak dahi yorumlanmıştır. Telomer biyolojisi hakkında bugüne dek 10.000’den fazla yayınlaşmış makale vardır ve sürekli yenileri de çıkmaktadır. Yapılan klinik çalışmalarda bir çok hastalığın telomerlerin kısalması ile bağlantılı olduğu saptanmıştır. Telomerlerin uzunluğunun muhafaza edilmesi sağlıklı yaşam anlamına geldiği kadar uzun yaşam da anlamına gelmektedir.
* Obezite
* Yüksek kolestrol
* İnflamasyon ve oksidatif stres
* Yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları
* Tip 2 diyabet
* Kanser
* Osteoporoz
* Osteoarthirit (damar tıkanıklığı)
* Alzheimer
Saç, cilt ve bağışıklık sistemindeki hücreler vücudun diğer bölgelerindeki hücrelere göre daha hızlı yenilendiklerinden telomerleri daha da hızlı kısalma eğilimdedir. Bu yüzden yaşlılık belirtileri dış görünümde daha hızlı belirgin hale gelmektedir.
TELOMER TEDAVİSİ VE UZUN YAŞAM
Yaşlanmanın önüne geçilmesi amacı ile bu konular ve nelerin yaşlanmaya yol açtığı sorusu bilimsel çevreleri meşgul eden ve üzerinde yoğun olarak çalışılan konulardan biridir. Bu bağlamda telomerlerin boylarının kısalmasına engel olmanın hatta telomer boylarının uzatılmasının sağlamanın insan ömrünü uzatabileceği konusu gündeme gelmeye başladı. 2015 tarihinde J. Ramunas, E. Yakubov ve arkadaşları FASEB adlı dergide telomerlerin uzatılabileceğini kendilerinin de bunu başardıklarını yayınladılar. Bu yaşlanmanın önüne geçilebileceği anlamı taşıyordu.
Dr. John Cooke konuya ilişkin olarak şu yorumda bulundu: "Bu çalışma, hücre terapilerini iyileştirmek ve insanlarda hızlanan yaşlanma bozukluklarını tedavi etmek için telomer uzunluğunun geliştirilmesine yönelik ilk adımdır". Diğer yandan Stanford'daki mikrobiyoloji ve immünoloji profesörü Helen Blau, "İnsanlardaki telomerleri uzatmanın bir yolunu bulduklarını, bu hücrelerdeki iç saati uzun yıllar insan hayatına eşdeğer olarak geri döndürdüklerini" söylemiştir. Tabii ki bu araştırmalarda mRNA'lar (haberci ribonükleikasitler) kullanılmıştır. Bunun gıda takviyesiyle sağlanması söz konusu değildir.
Telomerleri uzatıldığında hücrelerin artık sonsuza dek bölünmeye gitmeyecekleri anlamı çıkar. Bu durum kanser riskini artmaktadır ki insanlarda potansiyel bir tedavi olarak kullanılması çok tehlikeli hale gelir. Sonuçta kanser oluşturma potansiyellerinin varlığı nedeni ile insanlarda tedavi amaçlı kullanılmaları şimdilik düşünülmemelidir. Telomer - kanser ve telomer - yaşlanma ilişkisinin tam olarak açıklığa kavuşabilmesi için çok sayıda yeni araştırmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Geçtiğimiz Haziran ayında, California-San Francisco Üniversitesi tarafından yönetilen bir çalışmada söylenenlerin aksine, uzun telomerlerin beyin kanseri riskiyle ilişkili olduğunu iddia eden raporları yayınlanmıştır.
Diğer yandan gıda takviyelerinin telomer tedavisi gibi sunulması fevkalade yanlıştır. Daha laboratuvar aşamasında olan bu araştırmalar çok önemlidir. Dr. Blau bile potansiyel kullanım alanlarını sayarken "olabilir" ifadelerini kullanmıştır. Genetik hastalıklar, kas hastalıkları, diyabet ve kalp hastalıklarında kök hücre hedefli tedavilerde telomerlerin önemli yeri vardır.
Ölüm dediğimiz hadise zaten genetik olarak kodlanmış bir olaydır. Laboratuvar ortamında alınan sonuçlar pratik hayatta aynı neticeleri vermeyebilir. Bize düşen DNA'mızı, kromozomlarımızı dolayısı ile telomerlerimizi hasarlayıcılara karşı korumaktır. Bunun için sigara ve alkolden uzak durmak, stres oluşturan ortamlardan ve olaylardan uzaklaşmak, yediğimize içtiğimize dikkat etmek, genetiği değiştirilmiş gıdalardan ve hazır besinlerden, trans yani denatüre olmuş yağ kullanılan yiyecekleri almamak, bentonit kullanmak, ozon tedavisi almak, Omega 3 almak sağlıklı bir yaşlanmanın ve telomerleri korumanın gereklerindendir.