Türkgün Sağlık Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Başkanı'ndan pasif içicilik uyarısı

Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Başkanı'ndan pasif içicilik uyarısı

Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Başkanı Arsava, sigaranın inme riskini artırdığını vurguladı. Herkesi tütün ürünlerinden uzak durmaya çağıran Arsava, sigaranın beyin sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.

Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Başkanı Arsava, sigaranın inme riskini artırdığını vurguladı. Herkesi tütün ürünlerinden uzak durmaya çağıran Arsava, sigaranın beyin sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.

KAYNAK: AA

Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ethem Murat Arsava, sigara içmenin en az 2 kat, pasif içiciliğin de yüzde 30 oranında inme riskini artırdığını belirtti.

Arsava, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tütün ve tütün ürünleri kullanımı ve dumanına maruziyetin başta kanser ve inme olmak üzere birçok ölümcül hastalıktan sorumlu olduğunu ifade etti.

Sağlığın korunması ve gelecek nesillere örnek olunması için herkesi sigara, elektronik sigara ve diğer tütün ürünlerinden, özellikle nargile, puro, pipo, çiğneme tütünü ve enfiye gibi ürünlerden uzak durmaya çağıran Arsava, sigara tüketiminin "inme" gelişmesinden sorumlu en önemli faktörler arısında ilk sıralarda yer aldığının altını çizdi.

İnmenin, beynin bir bölgesine kan akışının ani olarak kesilmesi veya azalması sonucu ortaya çıktığını belirten Arsava, "Beyne yeterince oksijen ulaşamadığında, beyin hücreleri hızla zarar görmeye başlar. Zamanında müdahale edilmezse inme, kalıcı engellilik ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Türkiye'de her yıl yaklaşık 200 bin kişi inme geçiriyor ve bu vakaların önemli bir kısmı kalıcı engelliliklere yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, inme dünyada en yaygın ikinci ölüm nedeni ve en yaygın birinci kalıcı engellilik nedeni olarak öne çıkıyor." bilgisini verdi.

Arsava, sigara ve diğer tütün ürünlerinin bu süreci hızlandıran en önemli risk faktörleri arasında yer aldığını vurgulayarak şunları ifade etti:

"Sigara içmek inme riskini en az 2 kat artırır. Risk, içilen sigara sayısı arttıkça daha da katlanır, hatta günde bir sigara içmek bile belirgin bir risk artışına neden olur. Bunun yanı sıra sadece pasif içicilik bile inme riskini yüzde 30 artırır. Evde veya kapalı alanlarda sigara içmek, sadece kendine değil, çevredekilere de zarar verir. Bu durum, yalnızca inme değil, kalp krizi, solunum yolu hastalıkları ve kanser gibi pek çok sağlık sorununa da davetiye çıkarır.

Elektronik sigaralar ise genellikle daha az zararlı olduğu yanılgısıyla tercih edilse de damar sisteminde iltihaplanma ve plak oluşumuna neden olarak inme dahil çok sayıda ciddi sağlık sorununa yol açar. Nargile gibi diğer tütün ürünleri ise yoğun karbonmonoksit ve toksik madde salınımıyla damar sağlığını ciddi derecede tehdit eder."

"Sigara, beynin gri maddesinin incelmesine ve bilişsel rezervlerin azalmasına yol açar"

Sigara içmenin sadece inme riskini artırmakla kalmadığına, aynı zamanda beyin sağlığını olumsuz etkilediğine işaret eden Arsava, "Sigara, beynin gri maddesinin incelmesine ve bilişsel rezervlerin azalmasına yol açar. Bu durum, bireylerin bilişsel yetilerini erken yaşlarda kaybetmesine ve sağlıklı yaşlanmanın imkansız hale gelmesine neden olur. Sağlıklı bir yaşam ve beyin sağlığını korumak için sigarayı bırakmak şarttır." değerlendirmesinde bulundu.

Arsava, Türkiye nüfusunun, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ine denk geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de 2019'da toplam 435 bin 941 ölüm gerçekleşmiştir. En yaygın ölüm nedeni yüzde 36,8 ile kardiyovasküler hastalıklardır ve bu alt grupta koroner sendromlardan sonra yüzde 22,2 oranıyla inme ikinci sırada yer almaktadır. İnme, kadınlarda en sık üçüncü, erkeklerde ise en sık dördüncü ölüm nedenidir. 2002'den 2017'ye kadar inme kaynaklı ölümler yüzde 56 artmıştır."

Dünya genelinde inme vakalarının yüzde 80'inin önlenebildiğini belirten Arsava, bunun en etkili yollarından birinin sigara ve diğer tütün ürünlerinden uzak durmak olduğunu vurguladı.

Arsava, sigarayı bırakmanın damar sağlığını iyileştirmenin yanı sıra kalp, solunum yolu hastalıkları ve kanser riskini de azalttığına işaret etti.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Dünya Fitch: Tarifeler ABD’de resesyon riskini artırıyor

Fitch: Tarifeler ABD’de resesyon riskini artırıyor

Fitch Ratings, ABD tarifelerinin resesyon risklerini artırdığını ve Fed'in faiz indirimini zorlaştırdığını belirtti. Tarife gelirleri 2025'te bütçe açığını azaltabilir, ancak ekonomik daralma ve vergi indirimleri uzun vadeli faydayı sınırlayacak.

Fitch Ratings, ABD tarifelerinin resesyon risklerini artırdığını ve Fed'in faiz indirimini zorlaştırdığını belirtti. Tarife gelirleri 2025'te bütçe açığını azaltabilir, ancak ekonomik daralma ve vergi indirimleri uzun vadeli faydayı sınırlayacak.

KAYNAK: AA

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, tarifelerin ABD'de resesyon risklerini önemli ölçüde artırdığına ve beklenen fiyat şokları göz önüne alındığında, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz oranlarını daha da düşürme kabiliyetini kısıtladığına inanıldığını bildirdi.

Fitch'ten yapılan açıklamada, ABD'nin tarifelerinin mali etkisinin karışık olduğu ve altta yatan sorunları çözmeyeceği aktarıldı.

Açıklamada, tarife gelirlerinin 2025'te ABD'nin bütçe açığının daralmasına yardımcı olacağı ancak ekonomik büyümeye vurulan darbenin ve ek vergi indirimlerinin uzun süreli mali faydayı sınırlayacağı kaydedildi.

Fitch'in açıklamasında, uzun vadeli harcama baskıları ele alınmadığı sürece ABD'nin borcunun Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYH) oranını istikrara kavuşturmanın zor olacağı ifade edildi.

ABD'nin efektif tarife oranının 2 Nisan'da açıklanan karşılıklı tarifelerle yaklaşık yüzde 25'e yükseldiği anımsatılan açıklamada, yüksek efektif tarife oranının diğer koşullar sabit kaldığında daha büyük bir gelir artışı anlamına geldiği kaydedildi.

Açıklamada, "Ancak, tarifelerin ABD'nin resesyon risklerini önemli ölçüde artırdığına ve fiyatlarda beklenen şok göz önüne alındığında Fed'in faiz oranlarını daha da düşürme kabiliyetini kısıtladığına inanıyoruz." değerlendirmesi yer aldı.

Daha keskin bir ekonomik yavaşlamasının tarife dışı gelirler üzerinde önemli bir baskı oluşturacağı ve otomatik dengeleyiciler yoluyla harcamaları artıracağı belirtilen açıklamada, bu etkilerin tarifelerden kaynaklanan ani gelir artışını geciktireceği ancak finansal piyasa oynaklığından kaynaklanan olumsuz etkilerle birlikte 2026 yılı itibarıyla belirgin hale geleceğinin düşünüldüğü ifade edildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *