Türkgün Sağlık Türk mutfağının şifa deposu tarhana bu yöntemle doping etkisi yaratıyor

Türk mutfağının şifa deposu tarhana bu yöntemle doping etkisi yaratıyor

Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi'nde kullanıldığı söylenen tarhana, Türk mutfağının geleneksel bir lezzeti olarak vücudu güçlendiren ve bağışıklık sistemini destekleyen özelliklere sahip. Kemik suyu ile hazırlanan tarhana çorbası, kanser gibi hastalıklara karşı direnci artırabilir ve sporcular için yüksek enerji kaynağı olabilir.

KAYNAK: İHA

Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi için hazırlattığı rivayet edilen ve Türk mutfağının asırlık gelenekleri arasında yer alan tarhananın sadece bir çorba değil aynı zamanda vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren şifa deposu bir besin olduğu belirtildi.
 

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tekokent'te faaliyetlerini sürdüren Karya Farma HBX Ar-Ge Bilim Kurulu Üyesi Kimyager Aslı Aktaş, kemik suyu ile hazırlanan tarhana çorbasının bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi, başta kanser olmak üzere hastalıklara karşı vücudun direncini arttırdığını belirtti.
 

Gerek dayanıklılığı gerekse besin değeri bakımından oldukça kıymetli bir gıda maddesi olan Türklerin geleneksel yiyecekler arasında yer alan ve genellikle yoğurt suyu ile hazırlanan tarhana, Karya Farma HBX Ar-Ge bu defa kemik suyu ilavesi ile hazırlandı. Deneme ve inceleme çalışmaları tamamlanan yeni tarhana ile ilgili bilgi veren Kimyager Aslı Aktaş, kemik suyu ile yapılan tarhana çorbasının, içerdiği zengin kolajen, amino asitler ve antioksidanlarla vücudun kanserli hücrelerle mücadelesini kolaylaştırdığını iddia etti.
 

"Fermente yapısı vücuda faydalı probiyotikler sağlar"

Kimyager Aslı Aktaş, konuyla ilgili açıklamasında; “Kemik suyu, içerdiği kolajen ve minerallerle bağ dokularını ve hücre yenilenmesini desteklerken, tarhananın fermente yapısı vücuda faydalı probiyotikler sağlar. Yaptığımız araştırmalarda bu iki doğal maddenin sinerjistik etkisinin kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatıcı etkiler oluşturabileceğini ortaya koyuyor. Araştırma bulguları, kemik suyu ve tarhana çorbasının düzenli tüketiminin, özellikle kolon, mide ve bağırsak kanseri gibi sindirim sistemi kanserlerinde faydalı olabileceğini gösteriyor” dedi.
 

Kemik suyu ile hazırlanmış tarhananın içerdiği yüksek enerji ile sporcular için de ideal bir besin olduğunu kaydeden Aktaş, “Kemik suyunun tarhana çorbasına eklenmesiyle birlikte, çorbanın kolajen ve antioksidan içeriği önemli ölçüde artıyor. Kolajen, cilt ve eklem sağlığına katkı sağlarken, aynı zamanda hücre yenilenmesini hızlandırıyor ve vücudu serbest radikallere karşı koruyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Ekonomi Aho peyniri için coğrafi işaret başvurusu yapıldı

Aho peyniri için coğrafi işaret başvurusu yapıldı

Trabzon'un Araklı ilçesine özgü yöresel lezzetlerden biri olan Aho peynirinin coğrafi işaret alması için başlatılan başvuru süreci devam ediyor. Peynir üreticisi Yalçın Çebi, "Geç kaldık ama sonunda bu değerimize hak ettiği coğrafi işareti kazandırıyoruz" dedi.

KAYNAK: İHA

Yaklaşık 2 bin rakımlı Bahçecik, Erikli ve Kavraz yaylalarında üretilen Aho peyniri, sadece tuz ve özel seçme lor peynirinden elde ediliyor. Üretici Yalçın Çebi, bu özel peynirin Araklı yöresine özgü olduğunu belirterek, "Eskilerimiz yokluklar içinde bu peyniri yaptı. Tamamen doğal, iştah açıcı ve doyurucu bir peynir. Aho ismi, Aholu köylülerimizden geliyor" diye konuştu.

Aho peynirinin 2 bin rakımlı yaylalarda üretildiğini kaydeden Çebi, "Eskilerimiz Aho peynirini yokluklar içerisinde yaptılar. Aho peyniri, ilçemizin yaklaşık 2 bin rakımlı Bahçecik, Erikli, Kavraz yani Aho dediğimiz köylülerimiz tarafından sadece tuz ve lor peynirinden yapılıyor. Peynirimizin özelliği doyurucu, iştah açtırıcı tamamen doğal Araklı'ya özgü bir peynirdir. Peynirimizin adı da Aholu köylülerimizin adından esinlendirilmiştir. Peynirin ana yeri Erikli, Kavraz, Salarut yaylaları. Eskiden buralarda hayvancılık boldu, üretim çoktu. Aho peyniri yaklaşık 4-5 ay, özellikle mayıs ayında toplanan lorlardan yapılıyor. Yaylalarımızda, imalathanemiz var çok tercih edilen bir peynir çeşididir. En çok sipariş aldığımız yerler İstanbul, Ankara, İzmir tarafları ancak genelde yöremizin insanı daha çok tüketiyor" dedi.

“Coğrafi işaret başvurusu bizi mutlu etti”

Coğrafi işaret başvuru süreciyle ilgili çok mutlu olduklarını ifade eden Çebi, "Aho peyniri, tamamen doğal sadece tuz ve lor peynirden yapılıyor. Coğrafi işaret alacağımız için çok mutluyuz. Biraz geç kalındı ama iyi ki de coğrafi işareti alıyoruz. Herkesi şirin Araklı'mıza, peynirimize bekliyoruz. Böyle doğal tatları herkesin tatmasını bekliyoruz. Çok mutluluk verici bir şey. Özellikle mayıs ayında hayvanlarımız yaylalara gidiyor. Orada imalathanemiz var şu an orada peynirlerimizi yapıyoruz. Peyniri, mayıs-haziran ayında yaparak yıl boyu satıyoruz. Aho peynirinin tarihinin 150-200 yıl öncesine kadar uzandığını biliyoruz. Eskiden yaylalarımızda elektrik yoktu, su yoktu hiçbir şey yoktu. Eskilerimiz bunu tuz ve lor peynirden yapıyordu. Yaklaşık 5-6 ay bekletildikten sonra satılıyor. Peynirimizin özelliği tuz oranı biraz yüksek olduğundan yaklaşık bir yıla kadar dayanabiliyor. Diğer peynirler gibi tuzsuz değildir. Tuzsuz peynirler hemen bozulabilir bunda öyle bir sıkıntımız yok ancak yine de buzdolabında muhafaza edilmesini öneriyoruz" diye konuştu.

“Aho peyniri, Araklı'nın markası olmalı”

Çevre sakinlerinden Sercan Demirbağ ise Aho peynirinin bölgenin önemli bir değeri olduğunu vurgulayarak, "Her kahvaltıda tükettiğimiz bir peynir. Bizde bağımlılık yapmış bir peynir. Karadeniz'de kahvaltı peynir ve tereyağsız olmaz. Aho peyniri bizim için sadece bir tat değil, bir alışkanlık. Coğrafi işaretle bu değer resmileşmeli" dedi.

Yöre halkı, coğrafi işaret tescilinin tamamlanmasıyla birlikte Aho peynirinin hem ekonomik hem de kültürel olarak Araklı'ya katkı sağlayacağı görüşünde birleşiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *