Türkgün Sağlık Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinde son 24 saatte yaşananlar

Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinde son 24 saatte yaşananlar

Türkiye'de 1188 kişinin daha iyileşmesiyle Kovid-19 tedavisi tamamlananların sayısı 180 bin 680'e ulaştı.

Sağlık Bakanlığının internet sitesinde yer alan ve Bakan Fahrettin Koca'nın Twitter'dan paylaştığı "Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu"nun güncel verilerine göre, bugün 46 bin 414 test yapıldı, 1148 kişiye Kovid-19 tanısı konuldu.

Son 24 saatte 19 hasta vefat etti, 1188 kişi iyileşti.

Yoğun bakımdaki hasta sayısı 1127, solunum cihazına bağlı hasta sayısı 392, toplam iyileşen hasta sayısı da 180 bin 680 oldu.

"Yoğun bakım hasta sayımız, yeni vakaları takiben artış eğiliminde"
Bakan Koca, Twitter hesabından son verilere ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

"Son 3 günde ortalama vaka sayısının en çok arttığı iller; İstanbul, Ankara, Gaziantep, Mardin, Konya, Bursa, Diyarbakır. Yoğun bakım hasta sayımız, yeni vakaları takiben artış eğiliminde. Tedbir varken bugün vefat eden sayısı kanıksanacak tablo değil."

Sağlık Bakanı Koca'dan "sosyal mesafe" uyarısı:
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede sosyal mesafe kuralına dikkati çeken paylaşımda bulundu.

Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Sosyal mesafe kuralını kat kat fazla uygularsanız tatilde kat kat iyi dinlenirsiniz." ifadesini kullandı.

"Türkiye, 2023 hedeflerine ulaşmaktaki kararlılığını ortaya koymuştur"
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokat'ta düzenlenen "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Tarafından İşletmeye Alınan Hidroelektrik Santrallerinin Toplu Açılış Töreni"ne Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı.

Erdoğan, "Salgın döneminde sağlık hizmetleri yanında hemen her alandaki yatırımlarını devam ettiren Türkiye, böylece 2023 hedeflerine ulaşmaktaki kararlılığını ortaya koymuştur." dedi.

"Bu başarıyı doğru şekilde dünyaya anlatmamız gerekiyor"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katıldığı Antalya'nın Alanya ilçesinde düzenlenen "Sağlıklı Turizm, Güvenli Kent" toplantısında yerel yöneticiler, turizmciler ve ilçedeki yerleşik yabancıların kurduğu derneklerin temsilcileriyle bir araya geldi.

Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının görülmesiyle çok hızlı ve detaylı önlemler alındığını vurgulayan Ersoy, "Türkiye'nin yıllar süren sağlık altyapısına yaptığı büyük ve detaylı yatırımları salgın döneminde test etme şansı bulduk. Zamanında öngörülerek yapılan bu yatırımların olumlu sonuçlarını bu süreçte aldık." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 1 Haziran itibarıyla "yeni normale" geçiş kurallarını belirlediğini ve uygulamaya başladığını hatırlatan Ersoy, uluslararası hava trafiğini açmak için gerekli işlemlere başladıklarını dile getirdi.

Ersoy, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadeleye ilişkin, "Türkiye'nin başarısı, sonuçlar ortada. Bu başarıyı doğru şekilde dünyaya anlatmamız gerekiyor." dedi.

Okullarda alınması gereken Kovid-19 önlemleri belirlendi
Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulunca hazırlanan "Kovid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi"nde, 31 Ağustos'ta açılacak okullarda alınacak önlemler yer aldı.

Rehbere göre, okul binasının girişleri ve içerisinde uygun yerlere kurallar, sosyal mesafe, maske kullanımı, el temizliği ve öğrencilerin hangi koşullarda okula gelmemesi gerektiğini açıklayan bilgilendirme afişleri asılacak. Okul binası girişleri ve içerisinde uygun yerlerde el antiseptiği bulundurulacak.

Kovid-19 bulaşma riskini en aza indirmek için şu önlemlere uyulması gerekecek:

Kovid-19'dan sorumlu bir okul yöneticisi görevlendirilecek.

- Eğitim faaliyetine başlamadan önce okul binasının genel temizliği su ve deterjanla yapılacak.

- Okullarda temassız ateş ölçer, maske, sıvı sabun ve el antiseptiği veya en az yüzde 70 alkol içeren kolonya bulundurulacak. Kullanılmış maskeler için kapaklı çöp kutuları temin edilecek.

- Okullarda en az 4 metrekareye bir kişi düşecek şekilde personel ve öğrenci planlaması yapılacak, içeriye alınması gereken kişi sayısı buna göre düzenlenecek.

- Kütüphanede maske kullanımı, el hijyeni ve sosyal mesafenin korunması ile ilgili tedbirlere riayet edilecek.

- Kurum bünyesinde bulunması halinde kantin, büfe ve benzeri yerlerde maske kullanımı, hijyen ve sosyal mesafenin korunması ile ilgili tedbirlere uyulacak, buralarda tek kullanımlık bardak, tabak benzeri malzemeler kullanılacak.

- Kurum bünyesinde varsa giysi, kitap ve kırtasiye malzemesinin satışının yapıldığı okul mağazasında hijyen ve sosyal mesafenin korunması ile ilgili tedbirlere uyulacak. Satışlar, mümkün olduğunca telefon ve internet üzerinden karşılanacak hale getirilecek.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Emine Erdoğan: Türk mutfağı, dünya için güçlü bir cazibe merkezi

Emine Erdoğan: Türk mutfağı, dünya için güçlü bir cazibe merkezi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Türk mutfağı, dünya için halihazırda güçlü bir cazibe merkezidir. Gastronomi duraklarımız, önemli birer turizm motivasyonudur. Gastro-diplomasi alanında büyük bir güce sahibiz." dedi.

KAYNAK: AA

Türk Mutfağı Haftası dolayısıyla Kapadokya Üniversitesi Fabrika Yerleşkesi'nde, "Anadoludakiler Kapadokya Pazarı" programı düzenlendi.

Programa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Nevşehir Valisi Ali Fidan, Kapadokya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Funda Aktan, Türkiye'de mukim yabancı misyon temsilcileri, büyükelçiler, mutfak şefleri ve gazeteciler ile çok sayıda davetli katıldı.

Emine Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, Nevşehir'in vadileri ve peri bacalarıyla adeta bir masallar diyarı olduğunu belirterek, kentin, bereketli topraklarıyla tarımın, büyüleyici doğasıyla da turizmin can damarı olduğunu söyledi.

Nevşehir'in gastronominin de önemli duraklarından biri olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, gelenekselleşen Türk Mutfağı Haftası vesilesiyle bir araya geldiklerini belirtti.

Bu anlamlı etkinliği hayata geçiren Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Nevşehir Valiliğine teşekkür eden Emine Erdoğan, yurt dışında çeşitli etkinliklerle Türk Mutfağı Haftası'nı kutlayan dış temsilciliklere de şükranlarını sundu.

Emine Erdoğan: Türk mutfağı, dünya için güçlü bir cazibe merkezi

“Alev Alatlı hocamızı rahmetle anıyorum”

Kendilerini ağırlayan Kapadokya Üniversitesine teşekkür eden Emine Erdoğan, "Bu vesileyle merhum Alev Alatlı hocamızı rahmetle anıyorum. O, bu ülkenin yetiştirdiği nadide münevverlerden biriydi. Vefatının üzerinden geçen bu kısa sürede onu gerçekten çok özledik. İnşallah, onun entelektüel mirasını ve memleket sevgisini genç nesillerle buluşturarak yaşatmaya devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi hocamız, bundan 20 yıl önce bu üniversitenin temellerini, yerel ve ulusal kalkınma hedeflerini esas alarak atmıştı. Şimdi bu vizyonla yetişmiş on binlerce mezunumuz ülkemize hizmet ediyorlar." ifadesini kullandı.

Üniversitenin son 4 yıldır gastronomi alanında önemli çalışmalar yürüttüğüne, yöresel ürünlere görünürlük kazandırarak unutulmuş gastronomi öğelerini ön plana çıkardığına işaret eden Emine Erdoğan, bu çalışmaların yaygınlaşmasını diledi.

Emine Erdoğan: Türk mutfağı, dünya için güçlü bir cazibe merkezi

“Bu yılki temamızı Klasik Türk Yemekleri olarak belirledik”

Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk Mutfağı Haftası'nın gayesi, ülkemizin gastronomi potansiyelini en üst seviyeye çıkarmaktır. Mutfağımızın küresel ölçekte hak ettiği stratejik değeri bulabilmesidir. Gün yüzüne çıkmayı ve tadılmayı bekleyen nice özgün reçetemiz var. O nedenle her yıl farklı bir tema seçerek, Türk mutfağının çok katmanlı ve çok yönlü karakterini ortaya koyuyoruz. Bu yılki temamızı Klasik Türk Yemekleri olarak belirledik. Birbirinden leziz tariflerimizin, hayatın ve insanın üzerindeki olumlu tesirlerine güçlü bir vurgu yapmayı amaçladık."

Karnıyarıktan çılbıra, revaniden hoşafa kadar birçok klasik tarifin bugün hemen herkesin evinde pişirildiğini belirten Emine Erdoğan, bu yemeklerin mutfakların baş tacı ve mutfağın geleneksel, sağlıklı, atıksız ve sürdürülebilir özelliklerinin temsilcileri olduğunu söyledi.

“İşlenmiş ve hazır gıdalar, ana beslenme kaynaklarını oluşturuyor”

Emine Erdoğan, bugün dünyada insanların Batı tipi beslenmeyle hızla sağlığını kaybettiğini dile getirerek şunları ifade etti:

"Maalesef, işlenmiş ve hazır gıdalar, ana beslenme kaynaklarını oluşturuyor. Obezite, diyabet ve kalp hastalığı gibi birçok hastalık, küresel bir fenomen haline gelen bu Batı tipi beslenmenin sonuçlarıdır. İşte bu noktada, mutfağımızın beden ve ruh sağlığına olan iyileştirici etkilerinin, uluslararası platformlarda daha fazla vurgulanması gerektiğine inanıyorum. Açıkçası, şeflerimizden, akademisyenlerimizden ve tüm temsil makamlarından beklentimiz büyük. Bildiğiniz gibi Türk mutfağı, dünya için halihazırda güçlü bir cazibe merkezidir. Gastronomi duraklarımız, önemli birer turizm motivasyonudur. Gastro-diplomasi alanında büyük bir güce sahibiz. Şimdi bu gücü, mutfağımızın sağlıklı yaşam teklifiyle daha da artırabiliriz. Onun şifa sunan yönlerini tanıtarak, insanlığın hizmetine sunmanın, hepimizin ortak görevi olduğu inancındayım."

Türk mutfağının sadece lezzetler dünyası değil aynı zamanda bir değerler manzumesi olduğunu belirten Emine Erdoğan, "Zamanla yarışan modern dünyayı, hayatın ritmiyle ahenkli olmaya davet eder. Son günlerde çok rağbet gören yavaş yemek hareketinin en doğru karşılığıdır. Mesela, tencerede ağır ağır pişen yemek, insana hayatın aceleye gelmeyeceğini fısıldar. Sabrı ve emeği, yaşamın merkezine alır. Sirkeler, turşular, reçeller, hoşaflar gibi ürünler, birer tekamül hikayesidir. Tencerede karıştırılan yemeğe dualar eşlik eder. Yemeğe besmeleyle başlamak, şükürle bitirmek, manevi bir eğitimin temelidir. Yiyeceğe nimet ve rızık nazarıyla bakınca her lokma şifa olur." diye konuştu.

Emine Erdoğan: Türk mutfağı, dünya için güçlü bir cazibe merkezi

“Sofra etrafında şekillenen yaşam pratiklerimize daha çok önem vermeliyiz”

Mutfağın, Türk yaşam kültürünün de vitrine çıktığı yer olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, Türk evlerinin her an misafire hazır olmasının, en önemli ayırt edici özelliği olduğunu dile getirdi.

On kısmetle gelen misafirin birini yiyip dokuzunu bıraktığının herkes tarafından bilindiğini söyleyen Emine Erdoğan, şöyle dedi:

"Son derece cömert ikram kültürümüzün dünyada eşi, benzeri yoktur. Öyle ki sofralarımızda Tanrı misafirine daima yer ayrılmıştır. Sofraya bir tabak daha eklemenin, rızkı azalttığına değil çoğalttığına inanırız. Anadolu'nun sınırsız hoşgörüsü, birlik, beraberlik ve dayanışma gibi faziletli yaşam öğretileri sofrada somutlaşır. Aile sofraları, muhabbetimizi artıran, bağlarımızı kuvvetlendiren, birbirimizin dertlerinden, sevinçlerinden haberdar olduğumuz meclislerdir. Sofrada bir araya gelmek, çocukların duygusal ve zihinsel gelişimine olumlu katkılar yapar. Tüm yaşamları boyunca onlara manevi güç verecek, güzel anılar biriktirmelerini sağlar. Aidiyet duygularını geliştirir. Bilhassa, Aile Yılı ilan ettiğimiz bu yılda, sofra etrafında şekillenen yaşam pratiklerimize daha çok önem vermeliyiz. Unutmayalım ki sofranın kendisi, ruhun gıdası, gönlün şenliğidir. Böylesi sofralarda birbirine kenetlenen ailenin manevi bağışıklığı artar, olumsuz dış etkilere karşı korunur."

“Ülkemizin eşsiz bir zanaat gücü ve tasarım yeteneği var”

Türk mutfağından zanaatlara kadar sahip olunan kültür zenginliğinin, Anadolu'nun hediyesi ve emaneti olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi:

"Her yörede, sesler, renkler, motifler, tatlar değişir. O nedenle, bu hafızayı zamana karşı dirençli kılmak, özel bir gayret gerektirir. Geçen sene başlattığımız 'Anadoludakiler' projemizle, zanaat geleneklerimizi, yöresel ürünleri ve üretim tekniklerini korumaya aldık. Kooperatiflere, yerel üreticilere ve kadın girişimcilere omuz verdik. Anadolu'nun her bir köşesindeki apayrı kültür hazinelerini görünür kılmak ve dünyaya tanıtma niyetindeyiz. Çünkü ülkemizin eşsiz bir zanaat gücü ve tasarım yeteneği var. Bu marifetlerimiz, çok büyük bir iltifatı hak ediyor. Bu kapsamda, Anadoludakiler Kapadokya Pazarı'nı kurduk. Kapadokya'nın köklü mutfağını, zengin ürün çeşitliliğini ve özgün üretimini bu pazarda bir araya getirdik. Burada gerçekten binbir emek var."

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, valiliklere ve yerel yönetimlere şükranlarını sunan Emine Erdoğan, güzel ve halis niyetlerle döktükleri bu alın terinin karşılığını bulacağına, kültürel mirasın geleceğe aktarılacağına inandığını ifade etti.

Emine Erdoğan'a konuşmasının ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır tarafından hediye takdim edildi.

Anadoludakiler Kapadokya Pazarı'na ilişkin videonun gösterildiği program, aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi.

Şefler, asma yaprağı salamura etti

Emine Erdoğan, salondaki program sonrası beraberindekilerle Anadoludakiler Kapadokya Pazarı'nın açılışını yaptı, stantları gezdi.

Kapadokya mutfağına ait yiyecek ve içeceklerden tadan, bölgeye özgü el emeği ürünleri inceleyen Emine Erdoğan, ürünlere ilişkin bilgi aldı.

Deneyimleme alanlarını da ziyaret eden Emine Erdoğan, Nevşehirli girişimci kadınlar ve mutfak şefleriyle asma yaprağı basmayı deneyimledi.

Emine Erdoğan ayrıca çömlek yapımı ve kilim dokumanın aşamalarını ustalarından dinledi.

"Anadoludakiler" projesi

Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda, Kalkınma Ajansları ve Bölge Kalkınma İdareleri ile yürütülen "Anadoludakiler" projesiyle yöresel ürünlerin taşıdığı potansiyelin daha iyi kullanılabilmesi, üretici-girişimci-tüketici zincirinin daha sağlıklı, katma değerli ve sürdürülebilir işleyebilmesi amaçlanıyor.

Büyük alıcılar ile yerel üreticiler arasında tedarik zincirinin kurulduğu proje kapsamında üreticiler için pazar oluşturuluyor ve üretimde sürdürülebilirlik sağlanıyor.

"Toprağın bereketi", "mutfağın birikimi" ve "ellerin becerisi" olarak 3 kategorinin yer aldığı proje kapsamında, yöresel tarım, gıda ve el sanatları ürünleri sergileniyor.

Anadoludakiler projesi kapsamında açılan Kapadokya Pazarı da hem yerel kalkınmaya hem de turizm ekonomisine katkı sağlayacak sürdürülebilir bir model olarak tasarlandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *