Türkgün Seyahat Kapadokya: yeryüzünde bir masal diyarına yolculuk

Kapadokya: yeryüzünde bir masal diyarına yolculuk

Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Kapadokya, doğal güzellikleri ve tarihi zenginlikleriyle sadece yerli turistlerin değil, dünyanın dört bir yanından gelen gezginlerin de gözdesi. Peki Kapadokya’yı bu kadar özel kılan detaylar neler? İşte büyülü bir Kapadokya deneyimi için bilinmesi gereken her şey…

MUHABİR: Tülin Küre

Peri Bacalarının Büyüsü

Kapadokya denince akla ilk gelen görüntü kuşkusuz peri bacalarıdır. Binlerce yıl önce volkanik patlamalarla oluşan bu doğal yapılar, rüzgâr ve yağmurun etkisiyle şekillenerek bugünkü hâlini almıştır. Ürgüp, Göreme ve Paşabağ bölgeleri, bu ilginç kaya oluşumlarını yakından görmek isteyenler için ideal rotalardır.

Sıcak Hava Balonları ile Göklerde Bir Sabah

Kapadokya’nın simgesi hâline gelen sıcak hava balonları, güne başlamak için en büyüleyici yollardan biri. Güneş doğarken gökyüzüne süzülen balonlar, bölgeyi yukarıdan izleme fırsatı sunar. Renkli balonların gölgeleri peri bacalarının arasına düşerken, ortaya kartpostallık manzaralar çıkar.

Balon turu öncesi verilen küçük kahvaltı ikramları ve turun sonunda yapılan sertifika töreni de bu deneyimi daha da özel kılar.

Yeraltı Şehirleri: Derinkuyu ve Kaymaklı

Kapadokya’nın yüzey altı kadar yerin altı da keşfedilmeye değer. Tarih boyunca savaşlar ve istilalardan korunmak için inşa edilen yeraltı şehirleri, adeta başka bir dünyaya açılan kapılar gibi. Özellikle Derinkuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehri, dar geçitleri, havalandırma tünelleri ve yaşam alanlarıyla ziyaretçileri büyüler.

Lezzet Durakları: Testi Kebabı ve Kabak Çekirdeği

Kapadokya’nın sadece görsel değil, damaklara hitap eden yönü de oldukça güçlü. Bölgenin meşhur testi kebabı, özel çömleklerde pişirilen etin yumuşacık ve aromatik haline dönüşmesidir. Aynı zamanda bölgenin organik kabak çekirdeği ve ev yapımı reçelleri de hediyelik alışverişler için iyi bir tercihtir.

Kapadokya Seyahati İçin İpuçları:

En ideal zaman: Nisan-Haziran arası ve Eylül-Ekim ayları arası.

Sabah erken saatlerde yapılan balon turları için önceden rezervasyon şart.

Konaklama için taş oteller ve mağara konseptli butik oteller oldukça popüler.

Rahat ayakkabılar giymeyi unutmayın, bol yürüyüşlü bir keşif sizi bekliyor.

Kapadokya, her adımında başka bir hikaye anlatır. Gökyüzüne bakarken büyülenir, yer altına inerken geçmişin izlerini sürersiniz. Unutulmaz bir deneyim yaşamak isteyen herkesin ömründe en az bir kez yolunu bu masalsı coğrafyaya düşürmesi gerekir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Saldırının perdesi aralanmalı

Saldırının perdesi aralanmalı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Özgür Özel, sicili oldukça bozuk bir kişi tarafından saldırıya uğrayarak büyük bir tehlike atlattı. Kendi öz evlatlarını öldürmüş ve daha pek çok suça karışmış birinin böyle bir eylemi gerçekleştirmesi, olayın ciddiyetini daha da artırmaktadır. Bu nedenle, saldırının hangi saiklerle yapıldığı ve arkasında başka kişi ya da grupların olup olmadığı en ince ayrıntısına kadar aydınlatılmalıdır. Saldırgan, ilk ifadesinde, “Daha önce yemek kartı için Cumhuriyet Halk Partisi’ne başvurdum, ancak partili olmadığım için bana yardım edilmedi. Bu nedenle uzun zamandır öfkeliydim,” şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak, İstanbul’da geceliği 1500 TL olan bir otelde dört aydır konakladığı ortaya çıktı.

Saldırı anından hemen sonra, CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun saldırgana “Sen kimsin oğlum?” diye sorduğu, saldırganın ise “Osmanlı çocuğuyum,” yanıtını verdiği basına yansıdı. Ancak, saldırganın öz abisi ve Zafer Partili olan Davut Tengioğlu, Halk TV’ye yaptığı açıklamada, “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür ve Osmanlı düşüncesine yakın değildir,” diyerek bu iddiayı yalanladı.

Bu kadar kirli bir sicile sahip bir kişiyi bile “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” etiketleriyle pazarlayarak halkı kamplaştırmaya çalışıyorlar ve bunda hızla başarılı oldular. Saldırganın “Osmanlı çocuğuyum” dediğini duyan bazı kesimler, sosyal medyada hemen kin ve nefret kusmaya başladı. Ardından, saldırganın abisinin “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür” açıklamasından sonra bu öfke diğer tarafa yöneldi. Oysa iki öz evladını öldürmüş bir katilin “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” olup olmaması bir yana, böyle bir suçlunun toplum tarafından nasıl kabul görebileceği sorgulanmalıdır. Böylesine ağır suçlar işleyen birinin öldüğünde toprak tarafından bile kabul edilmeyeceği düşünülmelidir.

Sırrı Süreyya Önder’in cenaze programında gerçekleşen bu saldırı, ilk anda, saldırganın görünümünden yola çıkarak, CHP içindeki kongre sonrası parti içi hesaplaşmaların bir sonucu olabileceği izlenimi uyandırdı. Zira kongreyi kaybeden bazı CHP’liler, olaya “sırtımızdan hançerlendik” gözüyle bakıyor. 

 

Şu an için saldırının hangi gerekçeyle gerçekleştiğine dair somut bir bilgi ortaya çıkmadığından, herkes sebep-sonuç ilişkisine dair spekülasyonlar üretiyor. CHP’nin temel bir sıkıntısı var. O da toplumsal dinamikleri anlayamaması ve gelişen olayları kavrayamamasıdır. Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi görüntüsünden bir türlü çıkamayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kalabalıkları görüp, onları kavgaya, yakmaya, yıkmaya davet edercesine konuşmalar yapması, aynı zamanda kendine yönelecek provokasyonlara da zemin hazırlamaktadır. Özgür Özel’in Saraçhane önünde topladığı kalabalıkların İBB binasına saldırması ve oraya toplanan kalabalık içindekilerle Özgür Özel’in ağız dalaşına girmesi buna bir örnektir. Polislerimize asitli, baltalı saldırılar ise olayın en vahim halidir. Ne demişler : Kontrol edemediğin güç güç değildir.

Özgür Özel’de ne kalabalıkları kontrol edecek bir tecrübe ne de onlara yön verecek ideolojik bir vizyon bulunuyor. Böyle birinin mikrofon tutkusuna kapılarak “asmalı-kesmeli” konuşmalar yapması, yalnızca provokatörleri harekete geçirmektedir. Yarattığı bu atmosfer, görüldüğü gibi dönüp kendisini vurmaktadır.
Kemal Kılıçdaroğlu da benzer bir hataya düşmüştü. “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan bir oluşum” dedikten sonra,  terör örgütü YPG’nin şehit ettiği askerimizin cenaze törenine katılması, doğal olarak her türlü provokasyona davetiye çıkarmıştı. Ya ilkini ya sonuncusunu yapmayacaksın. CHP Genel Başkanlarının öğrenemediği maalesef budur. Siyasi menfaat ve gizli ajandalar için ülkede provokasyonlara davetiye çıkarmamak lazımdır. Birileri gündem değiştirmek için bu tür tezgâhlar mı deniyor? Kuklalar, figüranlar üzerinden oynanan oyunlara dikkat etmek lazımdır. Ne de olsa CHP’nin hali kendi mahallesinden sanatçının dediği gibi değil mi: Ne yapsın işte böyle
Oyna demiş birileri
Bir ileri iki geri
Birilerinin elinde ipleri 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *