Türkgün Siyaset Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: Kürt sorunu artık mesele değil bir konu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: Kürt sorunu artık mesele değil bir konu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un "Devlet ve Kürtler" başlıklı pazar yazısında, Türkiye'de Devlet ve Kürtler arasındaki ilişkinin Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde artık bir "mesele" olmaktan çıkıp bir "konu"ya dönüştüğü ön plana çıkarıldı. Uçum, ülke içindeki etnik ve kültürel farklılıkların barışçıl bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Uçum, birçok kişinin "Kürt sorunu" ifadesini kimlik siyaseti üzerinden Türkiye'nin bütünlüğünü hedef almak amacıyla kullandığını, ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmî yaklaşımında Kürtlerle ilgili bir sorunun olmadığını belirtti. Ayrıca, "kırk yıllık terör sorunu"nun bölgedeki Kürtleri istismar eden emperyalist bir operasyon olduğunu ve bu durumun Kürt sorunu olarak adlandırılamayacağını ifade etti.

Uçum yazısında, Türkiye'nin Kürtlerle olan ilişkilerinin sorunlardan ziyade konular çerçevesinde ele alındığını aktardı. Bu konuların arasında Kürtlerin devletle tam bütünleşmesi, Türk milletinin tüm unsurları gibi Kürtlerin de Türkiye'nin demokratik ilerlemesine tam sorumluluk alması ve Kürtçenin özgürlüğünün güçlendirilmesi yer aldığını söyledi. Türk vatandaşlığının etnik, dini ya da ırki bir bağ değil, hukuki bir bağ olarak düzenlendiğini, bu nedenle eşit vatandaşlıkta bir sorun olmadığını ve Kürtlerin Türkiye'nin gerçek eşit vatandaşları olduğunu kalpten inandıklarını vurguladı

Son olarak, Uçum, Türkçenin egemen, birleştirici ve tek resmî dil olması gerektiğini, bu alanda geliştirilmeye çalışılan "bölücü projelerin" giderek daha fazla deşifre olduğunu ve sosyal karşılıklarının olmadığını belirtti. "Terörsüz Türkiye" hedefine ulaşmanın, Türkiye ve bölge için yeni bir dönem başlatılmasının temel koşul olduğunu ifade ederken, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli'nin girişimlerinin önemli bir ivme kazandırdığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un yazısının tamamı şöyle:

✔️PAZAR YAZISI

DEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU!

Türkiye’de Devlet ile Kürtler arasındaki gündem, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimlerinde “mesele” olmaktan çıkmaya başladı ve giderek “konu”ya dönüştü. Meseleden konuya geçişin halen devam ettiği de söylenebilir. Ancak “sorun değil konu” bakışı Devletin egemen yaklaşımı haline geldi.

Bazıları Kürt sorunu ifadesini kimlik siyaseti üzerinden Türkiye’nin bütünlüğünü hedef almak için kullanıyor. Birileri de sanki Kürtler sorunmuş gibi Kürt sorunu demeye devam ediyor. Ancak günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından Türkiye’nin Kürtleri için bir Kürt sorunu teşhisi yoktur.

Kırk yıllık terör sorunu ise sadece Türkiye’nin Kürtlerini değil bölgedeki bütün Kürtleri istismar eden emperyalist bir operasyondur ve asla Kürt sorunu olarak tarif edilemez.

KONULAR

Geldiğimiz aşama, Devletin Kürtlerle ilişkisinin sorunlar değil konular olduğu yeni bir aşama olarak tanımlanabilir.

Bu konuların başlıcaları şöyle ifade edilebilir:

Ayrılıkçı eğilimlerinin kökten yok edilerek Kürtlerin tamamının Devletle eksiksiz bütünleşmesi.

Türk Milletinin tüm unsurları (Türkiye halkının tüm kümeleri, Türkiye toplumunun tüm kesimleri) gibi Kürtlerin tamamının Türkiye’nin demokratik ilerlemesi, geliştirilmesi, güçlendirilmesi gündeminde tam sorumluluk alması, Türkiye perspektifine sıkıca sarılması ve Türkiye’yi tereddütsüz sahiplenmesi.

Kürtçenin özgürlüğünün güçlendirilmesi ve kalıcılaştırılması. Kürtçeyle ilgili Devletin yapıcı yaklaşımına rağmen sapma denilebilecek bazı kötü pratikler varsa bertaraf edilmesi. Kürtçenin gerçek benliğine kavuşturulması.

Bu ve başka konularda daha güçlü ve yerleşik adımlar atmak için Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak temel koşuldur.  O yüzden silah bırakma çağrısı şartsız olmalıdır ve şartsız olacaktır. Başka türlüsünün kabul edilmesi mümkün değildir. Kendisi koşul olan bir durum başka bir koşula bağlanamaz. Kimse bu konuda hayali senaryolar yazmasın, aldatıcı kurgulara girmesin.

BÖLÜCÜLÜK PROJELERİNİN TASFİYESİ

Devletin bu yüzyılın başından beri sürdürdüğü çabaların ve uyguladığı politikaların sonucu olarak Türk milletinin ve Türk vatandaşlığının olgusal ve hukuksal olarak Kürtleri kapsadığı gerçeği ve bunun anlamı çok daha belirgin hale geldi.

Yirminci yüzyılın ve özellikle 12 Eylül faşizminin kötü pratikleri referans verilerek oluşturulmak istenen bütün şüphelere ve kara propogandalara rağmen Türk Milleti ve Türk Vatandaşlığı isimleri kapsayıcı içerikleri ve derinlikleriyle herkes tarafından daha çok fark ediliyor ve benimseniyor.

Bizim hukuk sistemimiz Türk vatandaşlığını etnik, dini ya da ırki bir bağ değil hukuki bağ olarak düzenler. Yani vatandaşlıkta hiç bir farklılık dikkate alınmaz, hukuki bağ tek ve belirleyici ölçüdür. Ayrıca vatandaş olan herkes aynı haklara ve ödevlere sahiptir. Bu nedenle hukuken eşit vatandaşlık konusunda bir sorunumuz yoktur.

Bu nedenle Türkiye’nin Kürtleri cebindeki nüfus cüzdanını gururla taşımak konusunda bir soruna sahip değildir. Kürtlerin bu ülkenin gerçek eşit vatandaşı olduğuna kalpten inanması konusunda da duygusal bir engel yoktur.

Kuşkusuz “eşit vatandaşlık”la ilgili hukuki ve duygusal sorunumuz yok ama bütün “vatandaşlarımız arasında eşitlik” duygusunun pratikte egemen olmasını sağlamak da en önemli görevimizdir.

Aynı şekilde Türkçenin egemen, birleştirici ve tek resmi dil olması gerçeğine Kürtlerin çok daha fazla sahip çıktığı da net görülüyor.

Yani millet, vatandaşlık ve dil üzerinden geliştirilmeye çalışılan Türkiye’yi bölme hedefli emperyalist projeler giderek daha fazla deşifre oluyor, sosyal karşılıklarının olmadığı anlaşılıyor ve bu projelerin tasfiye süreci hızlanıyor.

Tüm bu gelişmelere Cumhurbaşkanı Erdoğan ve  Sayın Bahçeli’nin girişimleriyle başlayan yeni Devlet İnisiyatifinin ve Terörsüz Türkiye hedefinin yüksek bir ivme kazandırdığı görülüyor.

İşin özü Terörsüz Türkiye bir sonuç değil başlangıçtır. Terörsüz Türkiye’ye geçişle birlikte hem Türkiye hem bölge için yeni bir dönem başlayacaktır.

Yorumlar
Z
Zülkarneyn 3 ay önce
Bu ülkede Kürt sorunu YOK. Bu ülkede TC Devletini ve Türk Milletini sorun olarak görenler VAR. Bizi sorun, bizi düşman olarak görenlerle barışmak, uzlaşmak mümkün değildir. Önce Türk’e Baş Eğmeleri gerekiyor. “ Tarihe dön bir bak. Türk’e baş eğmeyenlerin sonu ne olmuş” Bilge Kaan Türk, hiç kimseyi düşman olarak görmez. Türk’ü düşman olarak görenide düşman olarak görmez, kendine HAK AVI olarak görür. Kurdun avını günlerce, sessizce izlemesini hiç kimse gaflet zannetmesin. Haddini bilsin.
BEĞENME
0
CEVAPLA
Türkgün Gündem Genç nüfus alarmı: Türkiye, son 84 yılın en düşük seviyesinde

Genç nüfus alarmı: Türkiye, son 84 yılın en düşük seviyesinde

Türkiye'nin genç nüfus oranı geçen yıl yüzde 14,9’a gerileyerek 1940’tan bu yana kaydedilen en düşük seviyeye indi.

MUHABİR: Eylül Şahin

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “İstatistiklerle Gençlik 2024” bülteni, genç nüfusun güncel durumuna dair önemli veriler ortaya koydu. TÜİK’in verilerine göre 2024 yıl sonunda Türkiye'nin nüfusu 85 milyon 664 bin 944’e ulaştı. Bu toplam içinde 15-24 yaş arasındaki genç bireyler 12 milyon 763 bin 159 kişi ile yüzde 14,9’luk bir paya sahip oldu. Gençlerin yüzde 51,2’si erkeklerden, yüzde 48,8’i ise kadınlardan oluştu.

Genç Nüfus Oranı Tarihsel Olarak Düşüyor

1950’de toplam nüfusun beşte birinden fazlasını oluşturan genç nüfus, zamanla azalırken 2024’te bu oran yüzde 14,9’a geriledi. TÜİK’in projeksiyonlarına göre, bu oranın 2080 yılında yüzde 8,8'e kadar düşmesi bekleniyor. Düşük doğurganlık varsayımı altında ise bu oran yüzde 7,2’ye kadar inebilecek. Yüksek doğurganlık senaryosunda ise genç nüfus oranının 2100’de tekrar yüzde 11,4’e çıkabileceği öngörülüyor.

Avrupa’ya Göre Daha Genç Bir Türkiye

AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında, Türkiye genç nüfus oranı bakımından yüzde 14,9 ile ortalamanın üzerinde yer alıyor. AB'de bu oran ortalama yüzde 10,7 iken, İrlanda (yüzde 12,6), Hollanda (yüzde 12,3) ve Danimarka (yüzde 12,2) öne çıkıyor. Bulgaristan (yüzde 9,2) ve Litvanya (yüzde 9,5) ise listenin sonunda yer aldı.

En Genç Nüfus Hakkari’de, En Yaşlısı Balıkesir’de

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine göre 2024’te genç nüfusun en yüksek olduğu il yüzde 20,8 ile Hakkari oldu. Onu Şırnak (yüzde 20,6) ve Siirt (yüzde 20,3) izledi. Genç oranının en düşük olduğu iller ise sırasıyla Balıkesir (yüzde 11,8), Muğla (yüzde 12,1) ve Ordu (yüzde 12,2) oldu.

Gençler Ne Yapıyor, Nelerden Memnun?

15-24 yaş grubunun yüzde 30,5’i 15-17 yaş, yüzde 19,9’u 18-19 yaş, yüzde 28,8’i 20-22 yaş ve yüzde 20,8’i 23-24 yaş aralığında yer alıyor.

2021-2023 dönemine ait yaşam beklentisi verilerine göre, doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye genelinde 77,3 yıl. 15 yaşına ulaşmış gençler için bu süre ortalama 63,5 yıl olarak hesaplanırken, genç kadınların erkeklerden yaklaşık 5,2 yıl daha uzun yaşaması bekleniyor.

Genç Kadınlar Daha Erken Evleniyor

Genç erkeklerin yüzde 96,6’sı hiç evlenmemişken, bu oran genç kadınlarda yüzde 87,8 oldu. Evli genç erkek oranı yüzde 3,3 iken, genç kadınlarda bu oran yüzde 11,7’ye kadar çıkıyor.

Göçün Ana Nedeni Eğitim

2023’te en çok göç eden yaş grubu olan 20-24 yaş arası gençlerin yüzde 38’i (231 bin 477 kişi) eğitim amacıyla yer değiştirdi. Bunu yüzde 15,5 ile iş arama ve yüzde 8,2 ile daha iyi yaşam koşulları izledi.

Eğitim ve İş: Genç Kadınlar Geri Planda

2023/24 öğretim yılında yükseköğretimde net okullaşma oranı genel olarak yüzde 42,7’ye geriledi. Erkeklerde bu oran yüzde 36,7, kadınlarda ise yüzde 49,0 olarak kaydedildi.

Ne eğitimde ne de istihdamda bulunan gençlerin oranı 2024’te yüzde 22,9 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 16,2, kadınlarda ise yüzde 30,1 olarak ölçüldü.

Gençler Hizmet Sektöründe

Gençlerin istihdam oranı yüzde 39,5’e çıktı. İstihdam edilen gençlerin yüzde 56,3’ü hizmet, yüzde 30,7’si sanayi ve yüzde 13’ü tarım sektöründe çalışıyor. Kadınlar hizmet sektöründe yoğunlaşırken (yüzde 64,7), erkekler daha çok sanayi alanında yer alıyor (yüzde 35,9).

Sağlık, Mutluluğun Anahtarı

Gençlerin yüzde 87,2’si genel sağlık durumundan memnun olduğunu belirtirken, yüzde 51,8’i kendini mutlu hissettiğini söyledi. Kadınlarda mutluluk oranı yüzde 55,4 iken, erkeklerde bu oran yüzde 48,4 olarak belirlendi. Gençlerin en büyük mutluluk kaynağı sağlık oldu (yüzde 45,3), ardından başarı (yüzde 25,1) ve sevgi (yüzde 15,1) geldi.

İnternette En Fazla Mesajlaşıyorlar

İnternet kullanımında ilk sırada yüzde 98,5 ile mesajlaşma yer aldı. Sosyal medya kullanımı yüzde 95,7 ile ikinci sıradayken, gençlerin sadece yüzde 6,2’si toplumsal-siyasal konularda çevrimiçi tartışmalara katıldı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *