Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından notlar;
Ekonomimiz ve sigortacılık sektörümüzdeki tarihi önemden dolayı sizlerle olmaktan memnuniyet duyuyorum. 2016'da Türkiye Varlık Fonu'nun kuruluşunu gerçekleştirmiştik. 8 farklı sektör, 20 şirket ve taşınmazlardan oluşan güçlü bir portföye ulaştı.
Bugün de stratejik hamleyi harekete geçiriyoruz. Geçen yıl hazırladığımız pakette reformları hızlandıracağımızı açıklamıştık. Bu yönde 2 kritik adım attık. Eksik kalan yanını da tamamlamış oluyoruz. Ziraat, Halk, Güneş sigorta, Ziraat, Halk ve Vakıf Emeklilik bundan sonra Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik olarak devam edecek.
Böylece 38 bölgeyle ülkemizin en büyük sigorta ve emeklilik şirketini tesis ediyoruz. Fon tutarı 154 milyon liraya ulaşan BES sistemindeki adımlarla uzun vadeli düşük maliyetli bir kaynak sağlanacaktır. 6 köklü kurumumuzun faaliyetlerinin tek çatıda toplanması maliyetleri düşürecek ve yeni bir dinamizm kazandıracak.
Türkiye Sigorta yenilikçi bakış açısıyla daha geniş kesimlere ulaşmak adına önemli bir misyon üstlenecektir. Kazanç gayesi yanında sektör ve kamu yarınını da düşünmesi yenilikçilik açığını giderecektir. Sigorta ve emeklilik tarafında önemli gelişmelerin yaşanmasını bekliyoruz. Adını gücünden alan Türkiye Sigorta'nın küresel rekabette ülkemizi zirveye taşımasını ümit ediyorum.
Çin'de başlayan Covid-19 en ciddi sağlık krizlerinden biridir. 900 bine yakın insanın hayatına malolan salgına birçok devlet hazırlıksız yakalanmıştır. Birçok alanda ciddi sıkıntılarla karşılaştı. Sigortası olmayan insanların ölüme terkedildiğine şahit olduk. Dünya hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı bir döneme girmiştir. Hayatımızın her alanını derinden sarsmıştır. Ekonomiden turizme kadar salgının artçı şoklarını hissediyoruz. 2020'nin ilk yarısında tüketim alışkanlıklarında değişiklikler, işsizlik rakamlarında yükseliş olmuştur.
Ekonomik veriler Almanya, ABD, Japonya gibi büyük ekonomilerin bile sarsıldığını gösteriyor. 2020'nin 2. çeyreğinde Almanya yüzde 11,7, Fransa yüzde 19 ve İspanya yüzde 22,1 oranında daralmıştır. Türkiye ilk çeyrekte yüzde 4,4 büyümüş, ikinci çeyrekte ise yüzde 9,9'luk küçülme ile bu ülkelerden ayrışmıştır.
Salgına karşı aldığımız tedbirler ve destek politikalarının katkısı vardır. Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile firmalarımızı esnafımızı korumaya aldık. En kritik evrede ne sağlık sisteminin çökmesine ne de ekonomimizin durmasına izin verdik. Sürekli karamsarlık yaşatan muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik.
Fevri kararlar yerine soğukkanlı süreci yönettik. Hamdolsun ülkemizi bugünlere kadar getirdik. Eskiler sel gider izi kalır derler tüm dünyayı kasıp kavuran bu salgından hasarsız çıkmak mümkün değildir. Kimi iş kollarında bizim de etkilendiğimiz gerçektir. Biz diğer ülkelere göre asgari düzeyde tutmayı başardık.
Hem kamu hem de özel sektörümüze sektör yatırımlarımıza hız verdik. Ekonomimizi yeniden rayına oturttuk. Ağustos ivmeleri bunu gösteriyor. Reel kesim güven endeksi 75,2 seviyesinden Ağustosta 105,2 seviyesine yükseldi. Ekonomik güven endeksi 65,2'den 85,9 seviyesine çıktı. Satın alma yöneticileri endeksi 42,7'den 54,3 seviyesine ulaştı. Bu endeks temmuz ayında 2011'in şubatından bu yana en yüksek seviyesine geldi.
Mevsim etkilerinden arındırılmış sektörel güven endeksleri de ağustos ayında artmaya devam etmiştir. 2. çeyreğe göre hizmet sektörü güven endeksi 38,4, perakende güven endeksi 18,3, inşaat güven endeksi yüzde 40,7 artış kaydetmiştir. Finansala erişim kolaylıklarıyla otomobil ve konut satışlarında rekor kırdık.
Otomobilde yüzde 83,3 gibi çok büyük sıçrama yakaladık. Satışlar ise yüzde 64,2 oranında yükseldi. Normalleşmeyle birlikte ihracatta toparlanmanın sürdüğünü görüyoruz. Haziran-Ağustos döneminde Mart-Mayıs dönemine göre yüzde 26,9 oranında artışla 40,9 milyar dolar seviyesine ulaşmış geçen yılın aynı ayı üzerine çıkmıştır. İhracatın ithalatı karşılama oranı altın hariç yüzde 82,9 oranında gerçekleşmiştir.
Gözle görünür ihracat siparişlerinde iyileşmeler yaşanıyor. Turist sayısının ilk 8 ayda 10 milyon sınırına ulaşması bir diğer önemli gelişmedir. Bankacılık sektörümüzün güçlü yapısı sağlıklı görünüme sahip olduğunu göstermektedir.
2020 temmuz itibariyle aktif karlılığı yüzde 11,8 ve yüzde 1,6 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye'yi taviz vermeye ve iddialarından vazgeçirmeye çalışmışlardır. Netice de Türkiye'nin yeterince güçlü olmadığı zamanlarda almıştır. Tarih boyunca ülkemizin bileğini diplomaside askeri alanda bükemeyenler silah olarak ekonomiye sarılmıştır. Gecelik faizlerin yüzde 7500'lere çıktığı günleri yaşamıştır. Vergi ödemelerinin faizleri karşılamadığı zamanlar oldu. IMF kapılarında birkaç milyar dolar için avuç açtığımız günleri hatırlıyoruz.
Ekonomi bürokrasinin dışlandığı, IMF komiserlerine teslim ediliği utanç zamanlarına şahit olduk. Her 10 yılda bir tekrarlanan krizlerle ülkemiz yıllarca patinaj yapmıştır. Ülkemiz gerçek potansiyellerini kullanamamıştır 2002'den itibaren buna son vererek ekonomide kaynak ve zarar israfının önüne geçtik.
23,5 milyar dolarlık IMF borcunu ödedik. Ekonomik bağımsızlığı biz kazandırdık biz. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ekonomide yeni bir döneme girdik. Ülkemizin hak ve hukukunu korkusuzca savunuyorsak bunun arkasında özgüven vardır. Ne dediler kur faiz enflasyon ne duruyorsunuz IMF'ten borç alın ne dedik biz o sizin şanınızdır. Biz asla IMF kapısını çalan bir iktidar olmayacağız dedik olmadık. Ama IMF bizim kapımızı çaldı. 5 milyar borç istedi. Dedim verin bugün bizden borç alan yarın talimat alır, sonra vazgeçtiler çünkü bunlar çılgın Türklerdir. Yapar mı yapar vazgeçtiler.
Daha önce ifade ettiğim gibi bu salgın sürecinden diğer alanlarla ekonomide de güçlenerek çıkaracaktır. Milletimizin seferberlik içinde tedbirlere sarılması gerekiyor. Türkiye Sigorta bunun garantisi olacaktır. Ne karamsarlığa kapılacağız ne de kendimizi soyutlayacağız. Tamam diye sloganlaştırdığımız maske, temizlik, mesafe kuralına uymaya davet ediyorum. Vazgeçin bu dönem düğünlerden, yemekli mesarimlerden, buralardan aldığımız haberler bizi üzüyor. Özellikle şu sigara olayına da bu dönemde ara verin, içmeyin kendinize acıyın biz sizi seviyoruz ve onun için de acıyoruz.