Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Tartışığımız, karara bağladığımız hususları file geçirmemiz son derece önemlidir. Bu konuda hassas olmamız gerekiyor. İstişarenin gayesine ulaşabilmesi için samimiyetle yapılmasının yanısıra kararların tatbiki uygulamaya dönüşmesi de gerekir.
1.7 milyar müslüman olarak muazzam bir beşeri kaynağa sahibiz. Dünya nüfusunun yüzde 24'ü İslam İşbirliği Teşkilatı'nın üyesi ülkelerden oluşuyor. Bugün kaynak olarak dünya petrol üretiminin yüzde 65'i, doğalgaz üretiminin yüzde 55'i İslam ülkelerindedir.
Stratejik konumu ile İslam ülkeleri büyük bir potansiyel barındırıyor. Uranyum yataklarının yüzde 40'ı İslam ülkelerinde. İslam ülkeleri ayrıca dünya ticaret yollarının kesişme noktasında. İslam İşbirliği Teşkilatı, nüfusunun yüzde 21'i aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. Tüm kaynaklara rağmen İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki yeri yüzde 10'u dahi bulmuyor. En zengin ve en fakir İslam ülkesi arasındaki gelir farkı 200 katı aşıyor. Demekki zekat müessesi işletilmiyor. Milli gelir ve gelişmişlik seviyesi açısından ülkelerimiz arasında çok uçurum olduğunu görüyoruz. ABD tek başına dünya ekonomisinin yüzde 24'ünü oluşturuyor. İslam ülkeleri daha fazla çaba göstermeli. Ortada çok büyük dengesizlik ve çarpıklık olduğu açıktır. Bu da özeleştiri yapmamızı gösteriyor.
Müslümanlar kendi aralarında zekâtı verecek olsa İslam ülkelerinde fakir kalmaz fakir. Neden ticarette, dış politikada hak ettiğimiz konumda olmadığımızı hassasiyetle düşünmemiz gerekiyor. Kendi sorunlarımız için başkalarını suçlamak yerine önce kendi muhasebemizi yapabilmeliyiz. Hiçbir komplekse kapılmadan sorunlarımızı konuşabilmeliyiz. Sorunlarımızı açıklıkla dile getirmeliyiz. Sadece sorunlarımızın tespitine odaklanmadık çözüm önerileri ürettik, hayata geçirdik.
İstanbul Tahkim Merkezi'nin kuruluş prosedürünü tamamladık. İnşallah bu sene içerisinde Tahkim Merkezi'ni faaliyete geçireceğiz. Teşkilat üyesi ülkelerin kendi aralarındaki ticaret hacimlerini geliştirmesine verdiğimiz önemi vurgulamak istiyorum. Türkiye son 17 senede ekonomi bakımından büyük bir başarı hikayesi göstermiştir. Türkiye olarak geçen yıl ekonomimizi hedef alan sabotaj girişimlerine rağmen yolumuza devam etti. Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden. Afrika ülkeleri ile olan ticaret hacmimizi 6 kat artırdık.
Türkiye turizmde 2018'de 46 milyon ziyaretçi ile en çok turist çeken 6. ülke konumuna geldi. Bu yıl 50 milyondan fazla turisti Türkiye'de ağırlamayı hedefliyoruz.
G-20 üyesi Türkiye, satın alma paritesine göre dünyanın 13. en büyük ekonomisidir. Dışarıdan en fazla doğrudan yatırım alan ülkeler sıralamasında 4 basamak yukarı çıktık. Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımlar 13 milyar dolara ulaştı. En fazla dış yatırım alan ülkelerden biri olduk. Kimi ülkelerle yaşadığımız siyasi gerilimlerin ekonomik işbirliğini etkilememesi için büyük çaba sarf ediyoruz. Bölgedeki siyasi gerilimlerin ticari ilişkileri olumsuz etkilememesi için elimizden geleni yapıyoruz.
İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılması için şartlar son derece elverişlidir. Kaçan fırsatlar bir daha yakalanamayabilir bu nedenle güç birliği çok önemli. Türkiye olarak tecrübelerimizi paylaşmaya hazırız.
Dünyanın neresinde olursa olsun kardeşlerimizin dertleri ile dertlenmek ana vazifemizdir. Duyarsız kalmak bir Müslüman'a yakışmaz.
(Arnavutluk'taki deprem)
51 kardeşimiz hayatını kaybetti, bini aşkın vatandaş da yaralandı. Tüm Arnavutluk halkına başsağlığı diliyorum. Arnavutluk depreminin ardından Arnavutluk Başbakanı Rama ile her an irtibat halinde olduk. Deprem sonrası sivil toplum kuruluşlarımız ülkeye giderek çalışmalara başladı. 500 konut yapmak için de talimatı verdim. Uygun yerler tespit edilecek. 50 İslam İşbirliği Teşkilatı üesi ülke el ele verdiğimiz anda az veya çok bu destekle Arnavutluk'u süratle ayağa kaldırırız.
Arnavutluk'un yaralarının sarılması için tüm İslam dünyasından destek istiyorum.