İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Tüm evlatlarımıza eğitim öğretim konusunda en iyi imkanları sağlama konusunda elimizden geleni yaptık.
Eğitim öğretim bütçesini 10 milyar lira civarında aldık 161 milyar liranın üzerine çıkardık. 16 kat arttırdık. Eğitimde katsayı adaletsizliğini bitirdik. Ayrım gözetmeksizin tüm öğrencilerimizin ders kitaplarını ücretsiz olarak veriyoruz.
Tüm okullarımızdaki toplam sayısı 3 bini bile bulmayan spor salonu sayısını 10 bine yaklaştırdık. Bir dönem evlatları kıyafetlerinden dolayı okullara alınmayan Türkiye’den bugünkü eğitim öğretim odaklı yapıya geldik.
Nerede olursa olsun ilmi aramayı emreden bir medeniyetin mensubu olarak ancak bu şekilde hedeflerimize ulaşabileceğimize inanıyorum. Üniversite sayımız 76’idi 207’ye yükseldi. Öğrenci sayımız da 1,6 milyondan 8 milyona yükseldi. Almanya’da yükseköğrenim öğrenci sayısı 3 milyon biz de 8 milyon ve Almanya’nın nüfusu bizle hemen hemen aynı. Nitelik bakımından da bunu artırmalıyız. Öğrencilerimizin niteliği gibi öğretim üyelerimizin niteliğini de yükseltiyoruz.
Eğitim öğretim meselesi önümüzdeki dönem de önceliklerimiz arasında ilk sırada yer alacak.
İsteyen her lise mezunu gencimizin yükseköğrenime girmesinin altyapısını oluşturduk. Şimdi birileri şunu diyor ‘yükseköğrenime girecek de ne olacak diyorlar?’ Çok şey olacak…
Bundan yaklaşık 13 yıl önce ülkemizdeki her yıla üniversite kurmayı hedeflediğimizde birileri bizi eleştiriyordu. Fakir fukaranın Hakkari’den evladını İstanbul’a Ankara’ya göndermesi mümkün müydü? Ama biz ne yaptık imkanları yavrularımızın ailelerimizin ayağına getirmiş olduk.
Önümüzdeki dönemde rektör atamalarımızın kriterlerini çok daha yükseğe çıkartacağımızı ve adayları akademik ve idari bakımdan çok sıkı bir inceleme sürecinden geçireceğimizi de belirtmek istiyorum.
Üniversitede iyi bir yönetici dört yılda kurumunu çeyrek asır ileriye taşıyabilir. Bazı üniversitelerimiz hala kendilerinden beklediğimiz seviyeye ulaşamamış durumda. Rektörlerimizden çok daha fazla gayret bekliyoruz.
Ülke çapında üniversiteleri yaygınlaştırırken yurtlarımızın yatak kapasitesini de 677 bine çıkardık.
Güneydoğu’da pek çok ilimizde başarı oranı yükseldi. Demek ki imkan hazırlanırsa buralardan da birinciler çıkıyor.
1 milyon 613 bin öğrenci burs imkanından yararlanıyor. Harç verildiği zaman kıyamet koparanlar şimdi nerede? Biz görevimizi yerine getirdik.
Vakıf üniversitelerimizin üzerlerine giderek daha çok yapışan ticari kurum algısının önüne geçmek için bilimsel araştırmalara daha çok yönelmelerini özellikle sağlamalıyız. Adı vakıf ama vakıf olmaktan çıkmışlar ticari olarak çalışıyorlar. Şimdi de bizim vakıf üniversitelerinin patronları kendi cebi hümayunundan değil orayı doldurmak için gayret ediyorlar buna bakmamız lazım. Tepeden tırnağa tüm kurumlarımızın misyonlarını ve işleyişlerini yeniden gözden geçirmemiz lazım. Mesleki eğitimin yeniden ele alınması ve gençlerimiz için cazip hale getirilmesi şarttır.
Diploma ile ehliyet eş anlamlıydı. Günümüzde artık diploma artık tek başına bir anlam ifade etmiyor. Bilim uzun soluklu ve sabırlı bir çalışma gerektirir. Üniversiteye giden her öğrencimiz bilim adamı olamayacağına göre bunların daha etkili nasıl kullanabileceğimize dair yöntemler geliştirmeliyiz. Ülkemizde eğitim imkanlarının genişlemesi yeni bir durumu beraberinde getirdi. Gençlerimizi sadece diploma sahibi değil birikim ve beceri sahibi de yapmalıyız.
Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile biliyorsunuz Astana zirvesini beraber gerçekleştirdik. Üçlü zirvede Suriye ile ilgili çok önemli kararlar aldıl.Suriye’deki insani ve siyasi krizlerin çözümü bakımından önemli kararlar aldık. Büyük bir göç dalgası potansiyelini de içinde barındıran İdlib’teki durumla ilgili de görüş birliğine varıldı. Anayasa komitesinin oluşmasındaki tüm pürüzler giderildi.
ABD ile güvenli bölge kurulması için iki hafta içinde bir sonuç çıkmazsa kendi harekat planlarımızı devreye sokacağız.
Güvenli bölgeye Türkiye ve Avrupa’da yaşayan 3 milyona yakın göçmeni yerleştirebiliriz.
Avrupa'dan Fırat'ın doğusu konusunda daha fazla destek bekliyoruz. Önümüzdeki aylarda yaşanan gelişmeler Suriye konusunda belirleyici olacaktır.