Mehmet Çek'in son yazısında, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve lideri Devlet Bahçeli'nin Türk siyasetindeki önemli rolüne vurgu yaparak, siyasi kariyerlerini detaylı bir şekilde ele aldı.
İşte Mehmet Çek'in yazısı:
KAFALARDAKİ MHP EZBERLERİNE DE YENİ FORMAT ZAMANI
Cumhur İttifakı’nı hedeflerine koymuşlar başından bu yana AK Parti değil MHP üzerinden yürüyor. MHP’yi ısrarla kriminalize etmeye, ısrarla siyaset mahallesinin uç, marjinal bir noktasında konumlandırmaya çalışıyorlar. Kafalara geçmişten atılmış MHP formatını bir türlü güncellemeyen potansiyel bir müşteri kitlesinin varlığı da buna alan açıyor.
MHP’nin Sayın Devlet Bahçeli liderliğinde Türkiye’nin ve dünyanın yaşadığı değişimlere paralel olarak özellikle fikri anlamda yenileyişini, geçirdiği değişim ve dönüşümleri, partinin bir bütün olarak Türkiye’nin bugünkü vizyonuna en yakın adrese taşınışını okuyamıyorlar.
Bakın sayfalarca yazmamak adına oldukça pratik geçerek, Türkiye’nin gündeminden hiç düşmeyen üç temel meselede Sayın Devlet Bahçeli beyin duruşu, MHP’nin yaklaşımları üzerinden derdimi izaha çalışacağım.
MHP Lideri sayın Devlet Bahçeli bir zamandır, yıllar boyu MHP’yi Kürtlerle, Kürtleri de MHP ile korkutmuşlara tokat üstüne tokat atmaktadır.
Sayın Bahçeli'nin 22 Ekim 2024 günü partisinin grup toplantısında teröristbaşı Abdullah Öcalan için "Meclis'te konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" çıkışı bütün siyasi riskleri göze alan bir çıkıştır. Sayın Bahçeli bey bu çıkışla partisinin seçimleri değil nesilleri ve istikbali öncelediğini göstermiştir.
Siyaset, korkakların işi değildir.
Yahu "Yeni Yüzyılı Türk ve Kürt yüzyılı yapacağız"dan daha büyük bir söylem var mıdır?
‘Biz dersimizi tarihten satır satır aldık’ diyor Devlet Bahçeli bey, başka diyebilen var mı? Yahu daha ilk günden Kürtleri, Alevileri, Gayrimüslimleri yok hükmünde sayarak bu sorunları başımıza musallat etmiş CHP`den böyle bir şey duydunuz mu?
MHP uzun zamandır “Her türlü ayrımcılık, bölücülük, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ayaklarımızın yedi kat altındadır” diyerek etnisite üzerinden bir millet tarifi yapmayı terketmiştir.
Yine Alevi meselesinde bugün itibarıyla en ileri duruşun da sahibidir MHP:
“Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizin haklı talepleri vardır. Bu talepler kardeşliğin âlicenaplığı ile hakkaniyetle karşılanmalı, ortak akıl ve geniş bir uzlaşma zemini hazırlanmalıdır. Cami ne kadar bizimse, Cemevi de o kadar bizimdir. Alevi kardeşlerimiz Cemevi’ni ibadethane görüyorsa -ki öyledir- bize düşen buna saygı duymak, yapıcı ve destekleyici bir tavır almaktır. Alevi kardeşlerimizle ne ayrımız ne de gayrımız vardır. Hamdolsun hepimiz Müslümanız” (11.10.2022)
Kadına şiddetle mücadele meselesinde yine MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin amasız duruşu örnek değil midir?
“..6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun eksiksiz ve tam olarak uygulanması lazım. Kadın cinayetlerine sıfır tolerans göstermeliyiz. Bu meselenin ağırdan alınacak hiçbir yanı yok. Kadınlara yönelik şiddet ve cinayet vakalarının artış göstermesi toplumsal huzurumuzu boğazlıyor. Bunun önüne mutlaka geçmeliyiz. Kadınlarımız güvenli değilse hiçbirimiz huzur ve sükûnet bulamayız..” (23.07.2020)
Eee buyurun.
Buyurun varsa bu meselelerde bundan daha ileri söylemleri olan bir parti bir adım öne çıksın, gösterin. Ama yoksa da hakkını verin, bir zahmet beyinlerinizin F5 tuşuna tıklayıp, sayfayı güncelleyin.
Çok net bir ifade kullanacağım;
Bugün itibarıyla Türkiye’de, Türkiye’den başka ekseni olmayan özel bir partidir Devlet Bahçeli’nin MHP’si; ki bu aynı zamanda tam bağımsızlıkçı ve net Anti-Emperyalist bir duruştur.
Sonuç; Kendileriyle anlaşırsınız anlaşmazsınız, söylemlerine, savunduklarına katılır yada katılmazsınız bu apayrı bir konu ama 50 yıllık ezberlerle MHP okuması yapmaktan vazgeçmediğiniz sürece siyaseten boşa düşmeye devam edersiniz.
