Türkgün Siyaset Mehmet Uçum: Hukuken ve siyaseten Cumhurbaşkanına saygı her yerde gösterilmelidir

Mehmet Uçum: Hukuken ve siyaseten Cumhurbaşkanına saygı her yerde gösterilmelidir

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına saygıyı aktüel siyasetin iç çekişmeleri üzerinden değil ‘Devletin Genel İşleyişi’ üzerinden değerlendirmek gerekir. Hukuken ve siyaseten doğru olan Cumhurbaşkanına saygıyı her yerde göstermektir." dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından 'Cumhurbaşkanının hukuku' adlı bir yazı paylaştı.

Uçum yazısında, “Anayasal açıdan Cumhurbaşkanı konumu; Türkiye Cumhuriyetini ve Milletin birliğini temsil etmesi, Devlet Başkanı ve Başkomutanlık sıfatlarına sahip olması sebebiyle sadece yürütme görevi ve yetkisi (hükümet veya iktidar) olarak görülemez. Cumhurbaşkanının hukuku bunların tamamından oluşur. Her vatandaşın, tabi ki eleştiri hakkı baki kalmak kaydıyla, Anayasal hükümlerle tayin edilmiş Cumhurbaşkanının hukukunu koruması ve saygı göstermesi, anayasal bir ödevdir ve vatandaşlık bağının gereğidir.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un yazısının tamamı:

CUMHURBAŞKANININ HUKUKU!

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiğinde parlamenter sistemden farklı olarak Cumhurbaşkanı sadece “Devletin başı” olarak tanımlanmadı. Cumhurbaşkanına Devlet Başkanı sıfatı da verildi.

Düzenleme şöyledir: Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet Başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder (Any. m. 104/1. ve 2. f.).

Buna göre Cumhurbaşkanı sadece devletin başı değil, DEVLET BAŞKANIDIR. Özcesi Cumhurbaşkanı hem Halkın (Cumhurun) Başkanıdır hem de Devletin Başkanıdır. Diğer deyişle “Halkın İradesi Devlete Egemen” olmuştur.

Bunun sonucu Anayasa tarafından Anayasanın uygulanması ile tüm devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi Cumhurbaşkanına verilmiştir. Eski sistemde Cumhurbaşkanının sadece “gözetme” başka bir ifadeyle nezaret etme görevi varken şimdi “temin etme” yani icrai bir görev söz konusudur.

Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, yürütme görevinin yanı sıra yasamaya da yargıya da düzenli ve uyumlu çalışma konusunda perspektif sunma görevine ve yetkisine sahiptir.

Ayrıca Cumhurbaşkanı milli güvenlik politikalarını belirler, TBMM adına Başkomutanlığı temsil eder. Yani Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verme yetkisi vardır (Any. m. 104/13, 14 ve 15. f.).

Anayasaya göre hem Halkın Başkanı, hem Devlet Başkanı hem de Başkomutan olan Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder (Any. m. 104/2. f.).

Zaman zaman ifade ettiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ülke Liderliği rolünün anayasal dayanağı bu hükümlerdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra da Cumhurbaşkanı seçilecekler sadece bir mecranın siyasi lideri ve devletin yürütme organının görevlisi ve yetkilisi değil Ülke Lideri olma sorumluluğunu da üstlenecektir. Çünkü anayasal olarak diğer ad ve sıfatların yanı sıra Türkiye Cumhuriyetini temsil etmenin ve Devlet Başkanı olmanın hukuki, siyasi ve sosyal sonuçlarından en önemlisi Ülke Lideri sorumluluğuyla hareket etmektir.

Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün organlarını anayasal sınırlar içerisinde yönlendirebilme yetkisi olan, halkın yüzde elliden fazla oyuyla seçilmiş ve Ülke Liderliği sorumluluğuna da sahip Cumhurbaşkanına saygı gösterilmesi:

Birincisi halkın genel iradesi olan milli iradeye saygıdır.

İkincisi halkın demokratik iradesi olan seçmen iradesine saygıdır.

Üçüncüsü Devlete saygıdır.

Dördüncüsü bundan sonra hangi mecradan seçilirse seçilsin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevini üstleneceklere saygıdır.

Beşincisi ve en önemlisi Anayasal Düzene uymanın bir gereğidir.

Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına saygıyı aktüel siyasetin iç çekişmeleri üzerinden değil ‘Devletin Genel İşleyişi’ üzerinden değerlendirmek gerekir. Hukuken ve siyaseten doğru olan Cumhurbaşkanına saygıyı her yerde göstermektir.

Cumhurbaşkanının yürütme görevi ve yetkisine binaen yürüttüğü faaliyetlere ve pratiklere yönelik elbette eleştiri yapılabilir. Bu demokrasinin ve demokratik siyasi rekabetin gereğidir. Ancak eleştiri hakkının sınırlarının dışına çıkarak saygısızlık, küfür, hakaret gibi hukuk dışı yollara sapmak asla kabul edilemez. Bunları yapanlar da teşvik edenler de hesabını hukuk önünde ve halk nezdinde mutlaka verir.

Sonuç olarak Anayasal açıdan Cumhurbaşkanı konumu; Türkiye Cumhuriyetini ve Milletin birliğini temsil etmesi, Devlet Başkanı ve Başkomutanlık sıfatlarına sahip olması sebebiyle sadece yürütme görevi ve yetkisi (hükümet veya iktidar) olarak görülemez. Cumhurbaşkanının hukuku bunların tamamından oluşur.

Her vatandaşın, tabi ki eleştiri hakkı baki kalmak kaydıyla, Anayasal hükümlerle tayin edilmiş Cumhurbaşkanının hukukunu koruması ve saygı göstermesi, anayasal bir ödevdir ve vatandaşlık bağının gereğidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Videolar Gündem Antalya'da korkutan yangın: Tünel içindeki otomobil alev aldı o anlar kameralarda

Antalya'da korkutan yangın: Tünel içindeki otomobil alev aldı o anlar kameralarda

Antalya-Konya Karayolu Demirkapı Tünel içerisinde seyir halindeki otomobil alev aldı. İçerisinde sürücü ile birlikte bulunan 5 kişi aracın içerisinden yara almadan kurtuldu. Araç sahibi tünel içerisindeki acil durum butonlarına basılmasına rağmen yaklaşık 15 dakika boyunca hiçbir yangın kutusundan su gelmediğini ve yangına ilk müdahaleyi yoldan geçen sürücülerin yaptığını söyledi.

KAYNAK: İHA

Olay dün saat 18.30 sıralarında Manavgat ile İbradı arasında bulunan 5 kilometre uzunluğundaki Demirkapı Tüneli'nin içinde meydana geldi. Manavgat ilçesinden çıkarak Konya'ya gitmekte olan Derviş Doğan idaresindeki 42 AIY 550 plakalı otomobil, Demirkapı Tüneli'nin içerisine geldiğinde otomobilin motor bölümünden henüz bilinmeyen nedenle alev aldı. 

Araçta bulunan sürücü ve diğer yolcular hızla dışarı çıkarak yangına müdahale etti. Tünelin içerisinde bulunan onlarca araç ise yangın nedeni ile tünele girmediler. Olayı görenler ihbar üzerine olay mahalline 112 sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi.

Otomobil sürücüsü Derviş Doğan, tünel içerisindeki acil durum butonlarına basılmasına rağmen yaklaşık 15 dakika boyunca hiçbir yangın kutusundan su gelmediğini ileri sürdü. Doğan, "Yangına ilk müdahaleyi, araçta bulunanlar ve diğer sürücüler yangın tüpleriyle yaptı. Su ancak yangın kontrol altına alındıktan sonra geldi. Tüneldeki yangın hortumlarının hiçbirinden ilk etapta su akmadı. Kendi imkanlarımızla yangını söndürdükten sonra su geldi" dedi.

“Tünel içerisinde çok araç olmasından dolayı itfaiye bir buçuk saatte ulaştı”

Kendi imkanları ile aracı soğuttuktan sonra yangın hortumlarından suyun geldiğini anlatan Doğan, "Bu suyla sadece araçta soğutma yapabildik. İtfaiye, ambulans ve jandarma olay yerine geldi ama tünelde çok fazla araç kuyruğu olduğu için itfaiye neredeyse bir buçuk saat sonra ulaştı. Yangın nedeniyle aracım kullanılmaz hale geldi. Su olsaydı belki 10-20 bin TL masrafla kurtulacaktık. Şimdi 200-300 bin TL masrafım var. Şans eseri canımıza bir şey olmadı, ama bu olay başkasının başına gelirse belki can kaybı yaşanır" ifadelerini kullandı.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *