MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, ülke ekonomisinin gelişmesi için yeni aktif istihdam politikaları geliştirip bunları çalışma hayatına yansıtmak gerektiğini belirterek, "İstihdamın yanında, işe göre insan kültürünü geliştirmek, çalışma esnasında verimliliği artırmak, iş motivasyonunu yüksek tutmak, bireyleri işiyle, iş yeriyle, çalışma arkadaşlarıyla, işverenlerle ve paydaşlarıyla uyumlu kılmak sosyal hizmetin görevleri arasındadır." diye konuştu.
Yılık, "MHP olarak birinci dereceye gelen tüm memurların 3600 ek göstergeden yararlandırılması, SSK, Bağkur prim ödeme gün sayısı farklarının giderilmesi, ücretlere ilişkin gelir vergisi dilimlerinin yeniden belirlenmesi beklentimizdir. Sosyal güvenlik sisteminde, sigortalılar arasında her bakımdan norm ve standart birliğinin sağlanması, tüm emeklilerin maaş artışlarının aynı esaslara göre belirlenmesi, emekli aylığı bağlanmasında güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranlarının gözden geçirilmesi ve emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri giderecek düzenlemenin yapılması gerektiği görüşündeyiz." ifadelerini kullandı.
Asgari ücret net olarak açlık sınırının üzerine çıkarılmalı
MHP Bursa Milletvekili Fevzi Zırhlıoğlu, tüm emeklilerin maaş artışlarının aynı esaslara göre belirlenmesi, güncelleme katsayısı ve aylık bağlama oranları gözden geçirilerek emekli aylıkları arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini söyledi.
Asgari ücretin net olarak açlık sınırının üzerine çıkarılması gerektiğini ifade eden Zırhlıoğlu, asgari ücret konusunda, işçinin, memurun, emeklinin mağdur olmaması için ortak bir noktada buluşulması gerektiğini dile getirdi.
Zırhlıoğlu, "MHP olarak asgari refah seviyesinin bir endeks üzerinden hesaplanmasını ve bunun altında gelir elde eden her aileye asgari gelir desteği verilmesini öneriyoruz." dedi.
MHP Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu, İçişleri Bakanlığının terörle mücadeleyi çok yönlü bir stratejiyle yürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"İçişleri Bakanlığı, ülkemizin güvenliğini, iç barışını ve kamu düzenini sağlamada kritik bir rol oynamaktadır. Bakanlık yalnızca güvenlik güçleriyle değil aynı zamanda yerel yönetimler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak toplumun huzurunu ve güvenliğini temin etmektedir. 2025 yılı bütçesinde İçişleri Bakanlığının kaynakları artırılmalıdır. Çünkü hem iç güvenlik hem de afet yönetimi gibi temel sorumlulukları olan bu Bakanlık her geçen yıl daha geniş bir operasyonel alanla karşı karşıya kalmaktadır."
Bütçede yapılacak her türlü düzenlemenin güvenliğin sağlanmasında kritik öneme sahip olduğunu kaydeden Fendoğlu, "İçişleri Bakanlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik ülkemizin temel güvenlik unsurlardır ve bunların etkin çalışabilmesi için gerekli kaynaklar sağlanmalıdır. Güvenlik güçlerimizin yüksek moral ve motivasyona sahip olması görevlerini daha etkili bir şekilde yerine getirmelerine imkan tanıyacaktır. Bu nedenle, özellikle personel maaşları ve sosyal haklarıyla ilgili iyileştirmeler de göz önünde bulundurmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Türk ve Suriye ekonomilerini olumsuz etkileyecek durumlardan kaçınılmalı"
MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, emniyet teşkilatının göreviyle ilgili mevzuatın özünün Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, mali ve sosyal haklarının da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu esaslarına göre düzenlenirken, aynı Bakanlığa bağlı Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığının ise birçok konuda hala Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu esaslarına göre idare edildiğine dikkati çekti.
Atay, "Bu farklılığın giderilerek idarede yeknesaklığı sağlamak adına Bakanlık bünyesindeki Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelini ve teşkilatlarını kapsayacak şekilde 'kolluk kuvvetleri kanunu' adı altında yeni bir yasa çıkarılması zaruret halini almıştır." dedi.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora ise "Düzensiz göçmen akınının durdurulması için sınır güvenliğinin amasız ve fakatsız temin edilmesi, ülkemizdeki sığınmacıların güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşlerinin sağlanması, gelecek nesillere her anlamda güvenceye kavuşturulmuş bir vatanın emanet edilmesi mecburiyetimizin, aziz milletimizin sinesinde barındırdığı insani değerlerin yaşatılmasının da gerekliliğidir." görüşünü paylaştı.
Suriyelilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönüşlerinin sağlanması konusunda gerekli destek ve teşviklerin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Dora, "Türk ekonomisini teşkil eden pek çok sektörde hizmet üreten Suriyelilerin durumlarının yaşanabilecek iç iş gücü kaybının ve maliyet hesabının dikkate alınması suretiyle, Türk ve Suriye ekonomilerini müşterek bir şekilde olumsuz etkileyecek durumlardan kaçınılması toplumsal huzur ve refahımızın gerekliliğidir." ifadelerini kullandı.
Dora, Göç İdaresi Başkanlığının personel ihtiyacının giderilmesi, görevde yükselme mevzuatının düzenlenerek bir an önce sınav açılması ve vekaleten görevlendirme yerine asaleten atama yoluyla kadroların doldurulması, yurt dışı temsilciliklerinde göç uzmanlarının da görevlendirilmesi için yeni kadrolar ihdas edilmesi taleplerini anlattı.