Türkgün Siyaset MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul: Aile Kurumunun korunması için tüm desteğimizi vermekteyiz

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul: Aile Kurumunun korunması için tüm desteğimizi vermekteyiz

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul, 2025 yılının “Aile Yılı” olarak ilan edilmesi hakkındaki soruları yanıtladı. Yurdakul, "Aile Kurumunun korunması, geliştirilmesi ve geleceğe hazırlanması için yapılması gereken tüm çalışmalar ve önlemler için tüm desteğimizi ve katkılarımızı vermekteyiz." dedi.

Aile, Kadin Ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, 2025 yılının “Aile Yılı” olarak ilan edilmesi hakkındaki soruları yanıtladı. 

İşte MHP'li Yurdakul'un açıklamaları:

AİLE KURUMUNU KORUMAK, GELİŞTİRMEK VE GELECEĞE HAZIRLAMAK İSTİYORUZ

1- Aile yapısının bazı tehditlerle ve risklerle karşı karşıya olduğunu sık sık ifade ediyorsunuz. Peki 2025 yılının Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yurdakul; “Çok net ifade etmek isterim ki Partimiz için Aile demek, bir milletin varlığı, bir vatanın anlamı demektir, bu nedenle Aile Kurumunu, Çocuklarımızı ve gençlerimizi küresel ve emperyal güçlerin tüm zararlı akımlarından, zehirli düşüncelerinden, sapkın ideolojilerinden korumak, millet olarak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu nedenledir ki Liderimiz ve Genel Başkanımızın talimatları ve himayelerinde bugüne kadar hiçbir siyasi partinin yapmadığı bir Aile Kurumu Çalıştayını 15 Eylül 2024 tarihinde tamamlamış ve sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmıştık. 142 bilim insanı, akademisyen ve uzmanın katıldığı çalıştayımızda Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Aile Kurumunu korumayı, geliştirmeyi ve geleceğe hazırlamayı amaç edindik. 

Bu nedenle hazırlık aşamaları ile birlikte aylarca süren çalışmalarda 12 ayrı masada 12 ayrı farklı konuda Aile Kurumu üzerine odaklandık. Bu çalıştayda, “TOPLUMSAL VE DEMOGRAFİK DEĞİŞİMLER VE GETİRDİĞİ RİSKLER VE AİLE, Küresel Tehditler Karşısında Aile, Çocuklar-Gençler,  DİJİTAL BAĞIMLILIK, MADDE BAĞIMLILIĞI VE AİLE, Aile ve Sosyal Hizmetler gibi konular değerlendirerek, mevcut sorunlara karşı çözüm için yol haritaları oluşturduk. 

Bu çerçevede Milliyetçi Hareket Partisi olarak, aynı hassasiyetleri çerçevesinde Türk Aile yapısını gözetme kararlılığını gösteren ve bu nedenle 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan edilmesini sağlayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’a takdirleri ve ilgileri sebebiyle teşekkür ederiz. Güçlü Türk Aile Yapısı, Sağlıklı Toplum, Lider Ülke Türkiye vizyonu çerçevesinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Aile Kurumunun korunması, geliştirilmesi ve geleceğe hazırlanması için yapılması gereken tüm çalışmalar ve önlemler için tüm desteğimizi ve katkılarımızı vermekteyiz.” dedi.

GENÇ ÇİFTLERE BİR NEFES

2-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiği toplantıda verdiği müjdeler içinde ilk olarak “Evlilik Kredisi” politikasını açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul; “Yeni bir hayata atılan ve bir aile kurmak için yola çıkan evlenecek gençlere verilecek olan 150 Bin Liralık faizsiz kredinin, hayatlarını birleştirecek genç çiftlere bir nefes olacağını ve omuzlarındaki yükü biraz da olsa hafifleterek, güçlü bir evlilik kurumu meydana getireceklerini ümit ediyorum. Bildiğiniz üzere evlenen gençlere 2 yıl geri ödemesiz, faizsiz kredi politikası ülkemizin güney ve güneydoğu Anadolu coğrafyamızı etkileyen depremden sonra, ilk başta deprem bölgesindeki evlilikleri kapsayacak şekilde başlamıştı. Bugün bu faizsiz kredi imkanı, tüm ülkemizi kapsayacak şekilde genişletildiği için bu gelişmeden memnunuz. Genç çiftlerimiz biraz dahi olsa kaygıdan uzak bir şekilde hayatlarını birleştirebilirlerse, bu husus, kritik bir eşiğe gelen doğum hızımızı da olumlu bir şekilde etkileyebilir. Çünkü Evlenme hızı 2023’te binde 6,6 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı ise 2,01’e çıktı. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı geçmişte görülmemiş biçimde 29 ‘u aşmış vaziyette. İşte bu olumsuz tabloyu tekrar olumlu bir tabloya çevirebilmek için alınan bu tarz önlemler ve teşvikler ilk planda çok önemli adımlardır.
 

BU BİR BEKA SORUNUDUR

3-Ülkemizde Doğum hızının kritik bir eşiğe geldiğini söylediniz. Cumhurbaşkanımızın açıkladığı “Nüfus Artışı Politikaları” çerçevesinde yapılan Çocuk yardımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul; “2000 ve 2001 yıllarını kapsayan ekonomik kriz günlerinde bile 2.38 olan ülkemizin doğurganlık hızının, bugün 1.51’e düşmesini bir beka sorunu olarak görüyoruz. Okuyucuların bu sorunu daha iyi bir şekilde görebilmesi için şöyle ifade etmek isterim; Eğer bir ülkenin doğurganlık hızı 2.1’in üzerinde ise, o ülke, nüfusunu yani diğer bir deyişle kendisini yenileyebildiği anlamı çıkar. Eğer bir ülkenin doğurganlık hızı 2’nin altına indiyse; o ülkenin nüfusu azalmaya başlar ve kendisini yenileyemez bir hale gelir. Ülkemizin Yıllık nüfus artış hızı ise 2022 yılında binde 7 iken 2023’te binde 1,1 gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır. İşte bu bir beka sorunudur ve ülkemiz şu anda bu sorunla yüz yüzedir. Ülkemizin 1.51 seviyesine düşen doğurganlık hızını yükseltemezsek;
●    Yaşlı nüfusumuz daha da artacak ve demografik olarak yaşlı ülkelerin arasında yer almaya devam edeceğiz.
●    Çalışabilir yaşta olan nüfus azalacak; emeklilerimizin ve yaşlılarımızın sağlık ve sosyal güvenlik sistemi üzerindeki yükü artacaktır.
Bunların neticesi olarak, Ekonomik ve Sosyal Etkilerle karşı karşıya geleceğiz. Örneğin:
●    İş gücü azalacak, üretim ve ekonomik büyüme olumsuz etkilenecek.
●    Genç nüfusun azlığı, yenilikçilik ve dinamizm üzerinde olumsuz  etkilere neden olacak.
●    Ayrıca Ülke güvenliği ve savunma alanı başta olmak üzere birçok alanda sorunlarla karşılaşacağız.
İşte bu nedenle Milliyetçi Hareket Partisi olarak, doğurganlık hızını, bir beka meselesi olarak görüyoruz. Nitekim ilk doğumda yapılacak olan 5 Bin TL’lik yardımı, ikinci çocuk için her ay yapılacak 1.500 TL’lik desteği ve üçüncü çocuktan itibaren her ay yapılacak olan 5 Bin liralık ekonomik desteği yerinde buluyor ve destekliyoruz.

TÜRK VE TÜRKİYE YÜZYILI VIZYONU İÇİN BUNLAR ŞART

4-Açıklamalarınızdan anlaşıldığı üzere ülkemiz artık yaşlanan bir ülke. Aile Yılı kapsamında açıklanan politikaları takdir ettiğinizi ve desteklediğinizi ifade ettiniz. Peki, Milliyetçi Hareket Partisi olarak doğum hızını arzu edilen seviyelere taşıyacak başka önerileriniz var mı?

Yurdakul; “Aile Yılı çerçevesinde açıklanan bu teşvikleri tamamıyla desteklemekle birlikte tam olarak yeterli olduğunu ifade edemeyiz. Bunların haricinde de önerilerimiz bulunmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi dinamik, bilimsel tahlilleriyle çözüme yönelik geniş perspektifte ve büyük bir detaycılıkla politikalar geliştiren, yarım yüzyıldan daha fazla süredir Türk siyasetinde bulunan bir dava, yani bir ülkü partisidir.
Liderimizin Aile Kurumu hususundaki endişeleri nedeni ile kendisinin talimatlarıyla düzenlediğimiz Aile Kurumu Çalıştayında TOPLUMSAL VE DEMOGRAFİK DEĞİŞİMLERİN GETİRDİĞİ RİSKLER VE AİLE masasında nüfus politikalarını tartışarak doğum hızını artırmayı sağlayacak çok önemli bilimsel önerilerde bulunduk. Bunlardan kısaca bahsetmek isterim. Bunlar MHP olarak bilimsel çerçevede çalışılmış ve “Aktif Pronatalist Politikalar” adı altında gündemimizde bulunan politikalardır. Öncelikle Kadınlara ve Ailelere Yönelik Ekonomik Destekler içerisinde: Yeni evlenen çiftlere düşük faizli evlilik  kredileri ve çocuk başına bakım desteği ve ailelere doğrudan nakit yardımı uygulanacağı Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandı. Bize göre bununla birlikte ayrıca Kadınların İstihdamını Destekleyici Politikalar çerçevesinde; Kadınlara kreş desteği, ücretli doğum izinleri ve hukuki çerçevede korunan esnek çalışma imkânları sağlanmalıdır.
Bu önerimizi biraz daha detaylandırmak istiyorum; Hamile olan Kadınlara:
●    Doğum öncesi 2 ay ücretli izin.
●    Doğum sonrası ilk 6 ay ücretli izin.
●    İkinci 6 ay esnek ve uzaktan çalışma modeli ve süt izni.
●    Ayrıca istenilirse anneye 2 yıl ücretsiz izin hakkı.
●    Çocuk bakım merkezlerinin maliyetleri ailelerin ekonomik yapısını bozmayacak şekilde belirlenmesi ve gerektiğinde devlet tarafından maliyetin kısmen desteklenmesi önerilerimiz arasında yer almaktadır.

Bir diğer önemli konu Üreme Sağlığı Eğitimi ve Bilgilendirmedir. Kadınların üreme rezervleri ve sağlıklı doğurganlık yaşı hakkında bilgilendirilmesi için devlet destekli eğitim programları uygulanmalıdır. Ayrıca Kadınların erken yaşta çocuk sahibi olmasını teşvik eden politikalar geliştirilmelidir. Özellikle 35 yaş öncesi doğurganlığın önemi kamuoyuna açıklanmalıdır. Bununla birlikte evi olmayan ve özellikle sosyo-ekonomik açıdan durumları iyi olmayan evli çiftlerimizin ev sahibi olmaları için ekonomik teşvikler sağlanmalıdır. Örneğin, 20 yıl gibi uzun süreli sadece enflasyon oranında artışların uygulandığı kredi imkanları ile konut temini sağlanmalıdır. Bu önerilerimiz ve açıkladığımız ekonomik ve sosyal teşviklerle doğurganlık oranını artırmayı hedefliyor, genç ailelerin toplumdaki refahını destekliyoruz. Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı istiyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız.

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ SAHADA VE GÖNÜLLERDE

5-Aile Kurumunun önemini her boyutta ve her kulvarda çalıştığınızı anlıyoruz. Peki Aile Kurumu için yeni projeleriniz var mı?

Aile, Kadin Ve Sosyal Hizmet Politikalarından Sorumlu MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul; “Aile, Kadın ve Sosyal Hizmet Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı Biriminde ışıklarımız daima açık, yani gece ve gündüz Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde projeler geliştiriyoruz, politikalar meydana getiriyoruz. Elbette yeni projelerimiz de var. Türk milleti, çok yakın bir zamanda Aile hususunda Milliyetçi Hareket Partisi’ni sahada görecek ve gönüllerde hissedecek inşallah.
 


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Dünya Netanyahu'dan tehdit dolu sözler! İran’da değişim sinyali verdi

Netanyahu'dan tehdit dolu sözler! İran’da değişim sinyali verdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'ın nükleer ve balistik programlarına yönelik saldırıların ardından "Rejimin düşmesi mümkün" diyerek İran’da büyük bir değişimin kapıda olabileceğini iddia etti. Netanyahu, operasyonların devam edeceğini ve “Zafer yolundayız” ifadesiyle dikkat çekti.

KAYNAK: İHA

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail-İran arasındaki çatışmaların başlamasından bu yana ilk kez çevrimiçi basın toplantısı gerçekleştirdi. Netanyahu, İsrail'in İran'ın nükleer ve füze programlarına karşı yürüttüğü operasyona dair açıklamalarda bulundu.
İsrail saldırılarında şu ana kadar 10 İranlı bilim insanının öldürüldüğünü aktaran Netanyahu, "Birkaç tane daha kaldı, onlara da ulaşacağız" ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı, İran'ın Natanz Nükleer Tesisi'ne "son derece şiddetli bir saldırı" düzenlenerek santrifüj üretilen fabrikaların imha edildiğini söyleyerek, "Nükleer hedefleri sistematik olarak imha etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Netanyahu, İran'ın balistik füze üretim tesislerine yapılan saldırılara değinerek, "Üretim fabrikalarını birer birer vurduk ve vurmaya devam edeceğiz. Yüzlerce balistik füzeyi imha ettik" dedi.
 

"Onları birer birer ortadan kaldırıyoruz"
 

İran'ın askeri kadrosuna yapılan saldırılara değinen Netanyahu, "Üç üst düzey askeri yetkili de dahil olmak üzere İran'ın güvenlik kadrosunu etkisiz hale getirdik. Onları birer birer ortadan kaldırıyoruz" ifadelerini kullandı.
 

"İsrail, Tahran semalarını kontrol ediyor"
 

İran'ın hava kuvvetlerine ve hava savunma sistemlerine yönelik saldırılara değinen Netanyahu, "İsrail, Tahran semalarını kontrol ediyor. Tahran'a bir hava yolu açtık" dedi. İsrail'in İran'ın batısındaki ve diğer bölgelerindeki hava savunma ağını "basitçe ortadan kaldırdığını" söyleyen İsrail Başbakanı, İran'ın insansız hava aracı envanterinin yarısının ve önemli radar merkezlerinin de imha edildiğini söyledi.
 

"Zafer yolundayız"
 

Netanyahu, İran'a ait karargahların, devlet televizyonunun ve "yakın zamanda duyulacak" yerlerin vurulduğunu da dile getirdi. İsrail'deki tahliyelere de değinen İsrail Başbakanı, "Halkı tahliye ediyoruz, insanlar şehirlerden ayrılıyor. Zafer yolundayız. İran da bunun farkında" dedi.
Netanyahu, İran'ın İsrail'in saldırılarını sonlandırmak amacıyla diyalog girişimlerine ilişkin çıkan haberlere ilişkin ise, "Hiç şaşırmadım. Ölüm silahlarını üretmeye devam etmek istiyorlar. Öyle ya da böyle İran'ın nükleer ve balistik silah programları yok edilecek, bunu kendileri de yapabilir" dedi.
 

"İsrail, İran'ın niyetleri konusunda kandırılamayacak"
 

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in önceki açıklamalarına dikkat çeken Netanyahu, "İranlılar ABD ile müzakere ederken dahi ‘diktatör' Dini Lider Ali Hamaney ‘İsrail imha edilecek' şeklinde paylaşımlar yapıyordu. İsrail, İran'ın niyetleri konusunda kandırılamayacak" dedi.
 

"İran rejimi düşebilir"
 

Saldırıların "sonuçların önemli olacağını" belirten Netanyahu, İsrail'in 3 başlık üzerinde ısrarcı olduğunu belirterek, İran'ın nükleer programı, balistik füze üretimi ve ‘terör ekseni' ortadan kaldırılana kadar ne gerekiyorsa yapılacağını ve ABD ile koordinasyon halinde olunduğunu aktardı. "Bu sonuçlara göre İran rejimi düşebilir" ifadelerini kullanan Netanyahu, "İran zayıfladı ve İsrail Orta Doğu'nun çehresini değiştirebilir" dedi.
 

"Kimse Sovyetler Birliği'nin yıkılacağını da öngörememişti"
 

İsrail Başbakanı, "İran'da büyük değişiklikler olabilir. Kimse Sovyetler Birliği'nin yıkılacağını da öngörememişti. Esad rejiminin düşüşünü de günler öncesinden çok az kişi öngörmüştü. İsrail'in tarihi operasyonundaki sonucu tahmin edemem ama İran rejiminin düşmesi kesinlikle sonuçlardan biri olabilir" dedi.
 

"Bir kanal tedavisi yürütüyoruz"
 

Netanyahu, İsrail'in saldırıları sonucunda İran'ın nükleer programının ne kadar zarar verildiği sorusuna, "Biliyorsunuz, sizi ölümle tehdit eden bir kanseriniz varsa onu kesip atarsınız. Farklı tedaviler de deneyebilirsiniz ama bir gün tekrar kendini gösterebilir. Ama ben onları büyük ölçüde geriye götürdüğümüzü düşünüyorum. Durmayacağız. Gerçekten bir kanal tedavisi yürütüyoruz" yanıtını verdi.
 

"Başkan Trump ile neredeyse her gün konuşuyoruz"
 

Netanyahu, "ABD bize yardım ediyor" ifadelerini kullanarak, ABD Başkanı Donald Trump ile neredeyse her gün konuştuklarını söyledi. Netanyahu, "Trump Amerika için iyi olan kararı verecektir. Herhangi bir yardımı kabul ederiz" dedi.
 

"Bunu şu an başarıyoruz ve vazgeçmeyeceğiz"
 

İsrail'in İran'ın nükleer programını Fordo tesisine saldırmadan ve ABD'nin yardımı olmadan etkisiz hale getirip getiremeyeceği sorusuna Netanyahu, "Varoluşsal bir tehlike olan İran nükleer programını ortadan kaldırmakta kararlıyız. Bunu şu an başarıyoruz ve vazgeçmeyeceğiz" cevabını verdi.
 

"Gazze'deki esirlerimizden de vazgeçmeyeceğiz"
 

Gazze'deki duruma da değinen Netanyahu, "Gazze'deki esirlerimizden de vazgeçmeyeceğiz. Hepsini geri getireceğiz. İran liderliğindeki bu eksenle mücadele de bu hedefimizi destekliyor" dedi.
 

"Ne yapılması gerekiyorsa yapacağız"
 

Netanyahu, İran Dini Lideri Ali Hameney'in öldürülmesi planlarına ilişkin sorulara ise, "Savaş planlarımızın detaylarına girmeyeceğim. Ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Zafer yolundayız" yanıtını verdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *