Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, dezenformasyonla mücadele kapsamında Türk Ceza Kanunu'nda yapılan düzenlemeleri vurgulayarak, halkı yanıltıcı bilgiyi yaymanın ciddi bir tehdit olduğunu belirtti. Yıldız, dezenformasyonun birey ve toplum iradesini tehlikeye soktuğuna dikkat çekti.
MHP'li Feti Yıldız, dezenformasyonla mücadele konusunda önemli bir açıklama yaptı. Yıldız, Türk Ceza Kanunu'ndaki "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlıklı beşinci bölümde, "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" başlığıyla müstakil bir suçun ihdas edilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.
Yıldız'ın açıklamasına göre, dezenformasyonla mücadele kanununun amacı, halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini ve genel sağlığı bozmaya elverişli olan gerçeğe aykırı bilgilerin alenen yayılmasını suç olarak düzenlemektir. Bu suçun oluşması için beş şartın bir arada bulunması gerektiğini ve bu şartların kanunda açıkça ifade edildiğini belirtti.
Ayrıca, MHP'li Yıldız, kanunun "Ancak haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağını" hükme bağladığını vurguladı. Bu da demek oluyor ki, haber verme sınırlarını aşmayan bildirimler dezenformasyon suçunu oluşturmaz.
Dezenformasyonla mücadele konusundaki yasal düzenlemeleri ve hukuki detayları açıklığa kavuşturan önemli bir perspektifi yansıtan MHP'li Feti Yıldız'ın açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
"Dünyada yalan haberin en çok üretildiği ülkelerden biriyiz.
Maalesef bazı haber kanalları izleyicileri bilerek yanıltıyor.
Yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eyleminin (dezenformasyon), birey ve toplum iradesini ipotek altına alan ve vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma imkânını engelleyen ciddi bir tehdit haline geldiği bilinen bir husustur.
Dezenformasyonla mücadele etme kapsamında, Türk Ceza Kanununun “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlıklı beşinci bölümünde “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığıyla müstakil bir suç ihdas edilmiştir.
Kanun teklifinin ilk imzacısı olarak, Kanunu ve gerekçelerini okumadığı kurduğu ilk cümleden anlaşılan bazı okur -yazarların ekranlardan ahkam kesmelerini ibret ve hayretle izliyorum.
Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliğini, kamu düzeni ve genel sağlığını bozmaya elverişli olacak şekilde gerçeğe aykırı olduğunu bildiği bir bilgiyi alenen yaymak suç olarak düzenlenmiştir.
Maddede yazılı suçun oluşması beş şartın birarada bulunmasına bağlıdır.
Bu şartların madde metninde ifade edilmiş olduğunu defalarca yazdık ve anlattık.
“Kamu Barışına Karşı Suçların” ortak hükümleri TCK m.218.maddesinde düzenlenmiştir.
Maddenin 2. cümlesinde geçen “Ancak haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.” hükmü bir hukuka uygunluk sebebidir.
Haber verme sınırını aşmayan bildirimler dezenformasyon suçunu oluşturmaz. Dezenformasyonla mücadele kanununun haberle,haberciyle bir meselesi yoktur."
<blockquote class="twitter-tweet"><p lang="tr" dir="ltr">Dünyada yalan haberin en çok üretildiği ülkelerden biriyiz. <br>Maalesef bazı haber kanalları izleyicileri bilerek yanıltıyor.<br>Yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eyleminin (dezenformasyon), birey ve toplum iradesini ipotek altına alan ve vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma…</p>— Feti Yıldız (@YildizFeti) <a href="https://twitter.com/YildizFeti/status/1720360132528230783?ref_src=twsrc%5Etfw">November 3, 2023</a></blockquote> <script async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8"></script>