Konuşmasında Azerbaycan Zafer Gününü kutlayan Osmanağaoğlu “Bir asır önce Azerbaycan toprağını vatan yapmak için şehit düşen, Bakü Şehitliğinde yatan, Azerbaycanlı kardeşlerimizin öz evlatları olarak hatıralarını ve makberlerini muhafaza ettikleri şehitlerimizin ruhlarını şad edenlere selam olsun! Dün Türkiye’den giden Türk askerinin heybetli yürüyüşlerini az ötede, o şehitlikte yatan şehitlerimiz gururla seyrettiler, ruhları huzur buldu. Onlara, aziz hatıralarına bu gururu yaşatanlara selam olsun! Selam olsun Dağlık Karabağ’ın “”HAR-I BÜLBÜLÜ”NE! Selam olsun Azerbaycan’ın al beyaz lalelerine! Karabağ’da, öz vatanlarında büyüyecek balalarına, yaşlısına, gencine selam olsun. Kerbecer’e, Laçin’e, Şusa’ya, Fuzulî’ye selam olsun. Azerbaycanlı kardeşlerimizin yazdığı şanlı destana, yiğit askerine selam olsun. Türk’e tuzak kuranlardan hesap soranlara selam olsun!” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında son yıllarda enerji alanında atılan adımlara da değinen Osmanağaoğlu; “Son yıllarda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın yol haritası olarak belirlediği “Millî Enerji ve Maden Politikasının” tavizsiz bir şekilde uygulanıyor olması, milletimiz için oldukça büyük kazanımları da beraberinde getirmektedir.” dedi.
Tamer Osmanağaoğlu’nun konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Varillerine petrol doldurmak için oluk oluk kan akıtan, kabarık iştahlarını tatmin için milyonlarca masumun canını almayı hak gören, gözlerini adeta kan bürüyen bu güruh insanoğlunun en büyük düşmanı haline gelmiştir. Bu şartlarda; Türkiye’nin kendisini konumlandırdığı pozisyon her zamankinden çok daha önemli bir hal almıştır. Türk milleti; aklıselim “milli enerji” politikalarının ne pahasına olursa olsun hayata geçirmesi kararlılığını görmekte ve algılamaktadır!
Bugün Türkiye’nin beyan ettiği irade tam da budur! Bugün Türk milletinin devletiyle birlikte gösterdiği duruş tam da budur! Son yıllarda tamamen yerli imkânlarla çok büyük adımlar atılmış, geleceği şekillendirecek olan milli enerji politikaları hayata geçirilmiş, maziyi Türk asırları kılan kahraman ecdadın isimleri mavi vatan üzerinde yeniden varlığını göstermiş,
Kutlu emaneti atiye taşıyan nesil destan üstüne destan yazmıştır:
Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemimiz mavi vatana ay yıldızlı al bayrağımızı nakış nakış işlemiş, Oruç Reis gemimiz heybetli varlığıyla ve çalışmalarıyla Türk mührünü Akdeniz sularına vurarak hepimizi gururlandırmış, Fatih Sondaj Gemimiz tarihe geçen doğalgaz keşifleriyle Karadeniz’i kırmızı beyaza bürüyerek hepimizi heyecanlandırmakta, Yavuz sondaj gemimiz engin maviliklere Türk milleti adına imza atmıştır.
Türkiye Haklarını Koruyacak Kudrete Sahiptir
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurumlarıyla karşısına çıkartılan bütün engellemelere rağmen haklarını koruyacak kudrete sahiptir. Bu gücün önünde; ne Avrupa’nın erken öten horozu Fransa, ne darbeci kafanın egemen olduğu Mısır ne de diğer kukla devletçikler duramayacaktır. Türk milletinin milli ve manevi değerlerini hedef alan her hesap Türk milletinin ferasetine çarpacak, kurgulanan her oyun Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhuyla bozulacak, dalımızı koparmaya cüret edenin ağacı kökünden sökülecektir. Çünkü karşılarındaki cephe tek nefes, tek bilek ve tek yürek olan büyük Tük milletinden oluşmaktadır. Savunduğumuz her bir değer istiklalimizin mihenk taşı, kıymet verdiğimiz her bir hedef istikbalimizin teminatıdır.
Türk devleti istiklalinden ödün vermemeye kararlı, Türk milleti ise istikbalini taçlandırmaya yeminlidir.Biliyor ve inanıyoruz ki; Asır Türk’ün asrı, Müjde Türk’ün müjdesi, Duyulan ise Türk’ün ayak sesleridir!Duymak istemeyenler olsa da, görmek istemeyenler olsa da, kendi ülkesini yabancı misyon sahiplerinden daha fazla kötülemeye hevesli çevreler olsa da bu gerçek değişmeyecektir. Milletimizin duygularına tercüman olmak yerine yabancı sahiplerinin sesi olmakta kararlı olanlar kaybedecektir. Vicdanları kararan, kalpleri taşlaşan politik hokkabazlar, kara propaganda figüranları tarih çöplüğünde, isimleri dahi hatırlanmamak üzere yerlerini alacaktır. Türk milleti tarihi boyunca adaletin mihveri, onurlu duruşun kutbu, Hakk’ın ise yılmaz savunucusu olmuştur. Kahramanlıklarla dolu, destanlara konu şanlı mazimizin pürü pak sayfaları bunun en büyük delilidir. Bugün dahi Türk milletinin çıkarlarını yok saymak isteyenler varsa, Türk devletinin ve dostlarının haklarını gasp etmeye çalışanlar varsa, onlara önerimiz tarihe bakmalarıdır. Şüphesiz bu kan damarlarda kaynayan aynı kandır! Şüphesiz bu can göğsümüzden akmaya hazır aynı candır!Şüphesiz ki bu ses tarihin derinliklerinden bugünlere ulaşan Türk’ün sesidir.”