Dün ikindi ezanı okunmasından kısa bir süre önce meydana gelen camilerin merkezi sisteminin frekansına kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce korsan olarak girilmiş, İzmir’deki birçok camiden İtalyanca ’Çav Bella’ şarkısı duyulmuştu.
Gelişen bu çirkin provokatif saldıraya ilişkin MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu açıklama yaptı. Osmanağaoğlu açıklamasında: "Gazi meclisin 100. kuruluş yıldönümünde, 23 Nisan'da “Çav Bella” çalıp İzmir'i dolaşan Tunç Soyer başprovakatördür. 23 Nisan'da “Çav Bella” çalıp İzmir'i dolaşan Tunç Soyer'in, minarelerimize sıçratılmaya çalışılan çamurdan “şikayet etmesi” samimi ve inandırıcı değildir. Çünkü o da aynı bataklığın mahsulüdür.
Diğer yandan; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, minarelerden Çav Bella çalanların alçak tertibini kınamıştır! Fakat bilinmelidir ki bu alçaklara cesaret veren atmosferin esas müsebbibi Tunç Soyer'in ta kendisidir." ifadelerini kullandı.
MHP'li Tamer Osmanağaoğlu açıklamasında şunları kaydetti:
"Covid-19 virüsüne karşı verilen mücadele son günlerde etkisini gösterse de siyasete adeta virüs gibi sirayet eden haşerelerle mücadele kaldığı yerden devam etmektedir. İstiklal belgemizin üzerine vurulan “mühür” olan ğüzel İzmir’imizin minarelerinden korsan müzik yayını yaparak “Çav Bella” çalan kokuşmuş zihniyetin provokatif girişimi bunun en son örneğidir.
Biz Türk Milliyetçileri olarak, bu provokasyon kokan hareketlere itibar etmemekle beraber, “Çav Bella” yayınlarını yayınlama ve yayma gayreti içerisinde olan çarpık zihniyeti de Aziz milletimizin vicdanına bırakıyoruz.
Unutulmamalıdır ki; İzmir’in semalarından şanlı ezanımızı dindirmek isteyen zihniyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sillesi ve Hasan Tahsin’in ilk kurşunuyla başlattığı mücadelenin sonunda denizin dibini boylamıştı.
Bilinmelidir ki; İzmir, imanla yoğrulmuş yüreklen'n cesaretle verdiği mücadeleyle kazanılan zafen'n nazar boncuğudur.
Minareler istiklalimizin simgesi, camilerimiz ise istikbalimizin mihenk taşlarıdır. İstiklalimizi töhmet altında bırakmak, istikbalimizi kirletmek hiç kimsenin hakkı ve harcı değildir! Bu hakkı kendinde görenlere tavsiyemiz; akıllarını başına almalarıdır!
Diğer yandan; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, minarelerden Çav Bella çalanların alçak tertibini kınamıştır! Fakat bilinmelidir ki bu alçaklara cesaret veren atmosferin esas müsebbibi Tunç Soyer'in ta kendisidir.
Gazi meclisin 100. kuruluş yıldönümünde, 23 Nisan'da “Çav Bella” çalıp İzmir'i dolaşan Tunç Soyer başprovakatördür. 23 Nisan'da “Çav Bella” çalıp İzmir'i dolaşan Tunç Soyer'in, minarelerimize sıçratılmaya çalışılan çamurdan “şikayet etmesi” samimi ve inandırıcı değildir. Çünkü o da aynı bataklığın mahsulüdür.
Gözüken o ki; hürriyet güneşinin sırmalar saçtığı İzmir dağlarında efe olamayanlar, “Çav Bella” eşliğinde başka dağlara çıkıp gerilla olmaya heveslidir.
Güzel İzmir'in üzerinden ezanın sesi, Türk bayrağının gölgesi eksik olmasın diye koca bir kurtuluş savaşı verildiği silinmemek üzere hafızalarımızdadır. Tunç Soyer; işte o savaşı yöneten Gazi Meclis'i "Çav Bella" çalarak anmıştır! Minarelerde "Çav Bella" çalanlar ile Tunç Soyer; yol arkadaşı, ruh ikizi ve suç ortağıdır.
Türk siyasetinde kaçak dövüşmesi ile meşhur eski bir Bakan’ın Milliyetçi Hareket Partisine aklınca “söz söyleme” girişimi gergin geçen şu günlerde kısa süreliğine de olsa tebessüm etmemize vesile olmuştur.
Kraliçe'nin yeni çokoprensi Ali Babacan, ülkücü hareketin lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye dil uzama cüretini göstermiştir. Kendisi, muhterem liderimizin “ülkeye ne faydası dokunduğunu” anlamıyormuş.
Ali Babacan'ın temel problemi zaten budur. Zihninde bir anadil karmaşası vardır. Yüreği Londra'ya zimmetli, kütüğü Ankara'ya kayıtlıdır. İngilizcede gösterdiği belagati, Türkçede sergileyememesi ve zihinsel açıdan ara sıra teklemesi bu sebepledir.
Kendisi pragmatik yapısı gereği "fayda" kavramına vâkıftır. Fakat "ülke" kelimesinin altındaki değeri algılayamamaktır.
Babacan, yıllar boyunca bakanlık yapsa da neyin ülke faydasına olup olmadığını bir türlü anlayamamıştır. Çünkü kendisi tek bir mesai gününde dahi öncelik olarak ülke menfaatlerini belirleyerek kalem oynatmamıştır.
Kendisinin siyasi ömrü, uluslararası ekonomi çevrelerinin mutemet adamı olmakla geçmiştir. Bu yüzden daima onlardan destek görmüştür. Hatta küresel kompradorların, Ali Babacan'ın kabinede yer alması için finansal tazyik uyguladıkları bile vakidir. Ali Babacan, bu ülkenin bir bakanı olarak üzerine düşeni yapmasa da bankerlerin altın çocuğu olmak için gereken her şeyi gücü yettiğince yapmıştır.
Kabartma tozu dökülmüş bu Anglosakson projesinin bugün dahi yegâne numarası budur. Fakat bu millet feraset sahibidir. Anadolu bozkırının yiğit evlatlannda, Düyûn-ı Umûmiye kâtiplerine verilecek ne yüz ne de oy vardır.
Bu vesileyle; tüm vatandaşlarımızın Ramazan Bayramını kutluyor,
Bu güzel günlerin feyz, rahmet ve bereketinde buluşmanın mutluluğunu hep birlikte yaşamayı diliyorum."