O kadar çok sorunu var ki, Şenol Güneş’in… Sezon başından bugüne kadar giden futbolculara mı yansın ? Yoksa ara transferde takıma dönen, taraftardan büyük tepki toplayan Burak’ı kurtarmaya, kazanmaya mı çalışsın ? Ya da, “Bırakın beni, gideyim” diye iki günde bir ağlayan Quaresma’yı mı sustursun ? Kendisine küsenlerle mi barışsın ? Transfer yapamayan yöneticilerin, kulübün, mali portresine mi üzülsün ? Son olarak elindekilerle zirveyi mi kovalasın ? Gerçekten Şenol hocanın işi zor ! Bu ülkede Teknik Direktörseniz, takımın her şeyiyle ilgilenmek zorundasınız. Hocasınız, abisiniz, babasınız, arkadaşsınız, psikologsunuz. Kısacası, her şey sizsiniz ! İşte böyle bir ortamda Erzurumspor maçına başladı, Şenol Güneş’li, Beşiktaş…

Üstelik Vida gibi defansın bel kemiğinden yoksun, üstelik yeni transfer Isımat ve joker Necip ikilisini cesaretle, ya da mecburiyetten sahaya sürerek. Kumaşı iyi olan Isımat ikinci yarıda sakatlanarak, yerini Mustafa Pektemek’e bıraktı. Aslında oyuna iyi başladı Beşiktaş. Rakibine baskı kurdu, topa sahip oldu, Quaresma ve Lens’in kanat bindirmeleri ile gol aradı. Ama bal yapmayan, ya da yapamayan arı gibiydi Siyah Beyazlılar. Öyle baskı kurdular ki, rakip bir kez bile gelemedi.

İkinci yarıda roller değişti, o istediği baskıyı kuramadı Beşiktaş. Medel’in stopere geçmesiyle orta saha üstünlüğünü kaybetti. Bu kez üst üste golleri kaçıran konuk takım Erzurumspor oldu. Ancak kaleci Karius bu atakları başarıyla önledi. Ta ki, J.Scuk’un çektiği şutun, Dorukhan’a çarparak filelere gitmesine kadar. Bu arada Erzurumspor’da, Egemen ve kaleci Sahiç’in başarılı oyunlarını atlamamak gerek. Dayandı bu iki futbolcu ama kendi kalesine gol atan Dorukhan’ın golüne engel olamadılar. Dünkü maçta bir gerçek daha ortaya çıktı. Bu ligde herkes herkesi yenebilir, herkes deplasmanda puan ya da puanlar çıkartabilir. Örnek mi, alın size lig sonuncusu Erzurumspor. İstanbul’a geldi, zirve mücadelesi veren Beşiktaş’tan puanı çaldı gitti. Hatta Beşiktaş’ı sorunlarıyla baş başa bırakarak.