Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çalışma ziyareti için Türkiye'ye gelen Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüştü.
Görüşmede Libya ve Suriye başta olmak üzere bölgesel konular ele alındı. İki lider görüşmenin ardından kameraların karşısına geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Köklü dostluk ilişkilerinin sürdürülmesinin, Türkiye ve Almanya'nın yanı sıra bölgemizin de menfaatine olduğu noktasında hemfikiriz. Küresel gelişmeler işbirliğinin önemini gösterdi. Görüşmede AB-Türkiye ilişkilerini de ele aldık. Almanya dönem başkanı olacak, bunun Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi için fırsat olacağını düşünüyoruz. Türkiye ve Almanya göç konusunda Avrupa'nın yükünün büyük bir bölümünü üstlenmiş durumda. AB ve AB ülkelerinin Suriyelilere daha fazla yardım yapmaları insani bir sorumluluktur. İdlib son günlerde rejimin ağır saldırılarına maruz kalmaktadır. Aralıksız bombalanıyor. İdlib insanının içinde bulunduğu durumu hafifletmek için elimizden geleni yapıyoruz. Sayın Merkel'e neler yaptığımızı anlattık. İdlibli kardeşlerimize yönelik vahşetin son bulması için herkes rejim üzerinde baskı kurmalı.
Libya'da askeri çözümün mümkün olmadığını düşünüyoruz. Sahada sağlanan kısmi sükunet Berlin konferansının düzenlenmesini sağladı. Ulusal Mutabakat Hükümetine destek vermek, BMGK'nin 2259 sayılı kararı gereğince bir tercih değil yükümlülüktür. Hafter'in saldırılarını artırması çözüm konusunda niyeti olmadığnıı göstermiştir. Verilen destek Hafter'i şımartmıştır. Libyalı kardeşlerimizi yalnız bırakmamakta kararlıyız.
Türkiye ve Almanya olarak sorunların diyalog yoluyla çözümüne öncülük veriyor, taraflara sağduyu ve aklıselim çağrısında bulunuyoruz. İran ve Irak'ta da son dönemde gerilimin arttığını görüyoruz. Irak'ın yeni bir kaos ve kargaşa iklimine sürüklenmesine izin verilmemelidir."
Angela Merkel ise şunları kaydetti:
"İdlib'den kaçanların insani durumunu düzeltmek için maddi katkıya hazır olduğumuzu söyledik. Daha sağlam barınma imkanı sağlanabileceğini ifade ettik. Alman şirketleri gümrük birliğinin modernizasyonu durumunda ilişkilerin daha iyi olacağını söylediler. Suriye'deki siyasi konuları ele aldık. Anayasa Komitesi Başkanı'nın başlattığı sürecin devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Libya'da kırılgan ateşkesin sağlam bir ateşkese dönüşmesi için çaba harcanması gerekiyor."
Konuşmaların ardından soru-cevap kısmına geçildi.
LİBYA'DAKİ GELİŞMELER
Erdoğan: Biz şu anda oradaki askeri güçlere Serrac yanlısı güçlere eğitim vermek için buradan TBMM'den de süreci tamamladık. Buradan çıkardığımız yasal düzenleme ile heyetimizi gönderdik. Serrac'ı yalnız bırakmayacağız. Elimizden gelen desteği vermekte kararlıyız. Askerimiz orada eğitim çalışmalarına gerekli desteği verecek. Biz bir terör noktasında herhangi bir tanınırlığı olmayan kişiye değil biz Serrac'a BM Güvenlik Konseyi'nin kendisini tanıdığı bir kişiye ve ordusuna bu desteği veriyoruz. Hafter'in böyle bir tanınırlığı yok, bazı ülkeler tarafından nasıl tanınıyor bunu anlamakta zorlanıyoruz. Moskova'dan kaçtı, Berlin sürecinde de 55 maddelik o metne de yine imza atmamıştır. Bu tür bir insan şımartılırsa destek verilirse... Bu desteklerin arkasında Abu Dabi yönetimi var, Mısır var. Bunlar silah desteğini veriyorlar ve Wagner yine bu işin arkasında var. Onların da arkasında kimin olduğu malum.
Merkel: Berlin Konferansını düzenlememizin nedeni statükonun tespit edilmesiydi. Taraflar ateşkesi destekleme konusunda yükümlülük gösterdi. Konferanstan bu yana çatışmalar azalmıştı. Şu anda askeri komitenin toplanması. Ben tabii ki bütün çatışmaların hemen sonlanacağını beklemiyordum, kırılgan bir denge var. 55 maddeyi kabul etmeleri çok önemliydi. Zor bir süreç. Biz yoğun olarak takip ediyoruz. Diğer toplantıda bulunan ülkeler de ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler. Berlin konferasında kabul edilen maddeler BM Güvenlik Konseyi'nde onaylanacak.
Erdoğan (Araya girerek) Burada en önemli konu 55 maddeyi sözde kabul etmek başka altına imza koymak başka. Hafter sözde kabul etmiş durumda. Uluslararası anlaşmalarda böyle bir şey söz konusu değil. Hafter'in yarın ne yapacağı belli olmaz.
Merkel: Hafter sadece ateşkesi kabul etti ve askeri komite için isim bildirdi.
Erdoğan: Sayın Şansölye, kabul etti ama imza koydu mu?
Merkel: Evet bir yanlış anlaşılma söz konusu. Kabul ettiğini söyledi ve imzalamadı. O konuda haklısınız."
İDLİB'DEN YENİ GÖÇ DALGASI
Erdoğan: Çadırlarla bu işi çözmek mümkün değil. 400 bine yakın İdlibli sınırlarımıza geliyor. 10 bin barınak yapmak için adım attı. Sayın Merkel de destek vereceğini söyledi. Terör örgütü halen bölgeden çıkmış değil. Güvenli bölge konusunda hala bize olumlu bir dönüş olmadı."
ALMAN GAZETECİLERE AKREDİTASYON İDDİASI
Alman gazetecilere dönük olumsuz bir çifte standardın olmadığını, açıkça ve ilk elden burada ifade etmek isterim.
FETÖ İLE MÜCADELE
Merkel: Bir darbe girişimine katılmış bir kişiyse bağımsız mahkemelerimizin kararlarına uymak durumundayız. Mahkeme kararlarına saygı durmak zorundayız.
"HAFTER'E YÜZ VERİLMEMELİ"
Erdoğan: Hafter'in ateşkesi kabul ettiğine inanmıyorum. Havalimanını bombalamaya devam ediyor. Bu ateşkesi kabul etmedim demektir. Serrac ise aynı şekilde mukabelede bulumuyor. Hafter'in güvenilir bir yanı ve imzası yok. Havalimanına 11 füze attı. Bunların hepsi tespitli. Berlin sürecine gelen ülkelerin bu adama yüz vermemesi lazım. Ben görüşme yapmam, neden? Bir devletin başıysam anlaşmaya vardığımız kişi uymayınca yüz vermek. 55 maddelik anlaşma imzalandı, Hafter'in yok. Bu anlaşma BM Güvenlik Konseyi'ne de gönderilecek. Ama orada Hafter'in imzası yok."