Türkgün Spor Olcay Şahan, Beşiktaş için konuştu! ''Kesinlikle ayağa kalkacaktır''

Olcay Şahan, Beşiktaş için konuştu! ''Kesinlikle ayağa kalkacaktır''

Kariyerinde Beşiktaş ve Trabzonspor formaları giymiş olan Olcay Şahan, futbol hayatı ve Beşiktaş'ta yaşanılan 'Feda Dönemi' hakkında konuştu. 36 yaşındaki deneyimli futbolcu siyah beyazlı ekip için 'Şu an Türkiye'de yabancı sayısı böyleyken feda sezonu olmaz, o birlik beraberlik olmaz. Ancak Beşiktaş kesinlikle ayağa kalkacaktır.' ifadelerini kullandı. İşte detaylar...

Kariyerinde Beşiktaş ile Trabzonspor formalarını da giymiş, A Milli Takım'da oynamış Olcay Şahan, "Şu an Türkiye'de yabancı sayısı böyleyken feda sezonu olmaz, o birlik beraberlik olmaz. Ancak Beşiktaş kesinlikle ayağa kalkacaktır." dedi.

Kariyerini TFF 2. Lig'de şampiyonluk mücadelesi veren Ankaraspor'da sürdüren 36 yaşındaki tecrübeli futbolcu, AA muhabirine Beşiktaş'tan Trabzonspor'a, "feda sezonu"ndan eski takım arkadaşı Burak Yılmaz'a kadar birçok konuda açıklamada bulundu.


Beşiktaş'ın mali sıkıntılarından dolayı 2012'de ilan ettiği "feda sezonu"nda takımın önemli isimlerinden biri olan Olcay Şahan, o günlerle ilgili, "Feda sezonu bambaşka bir şeydi. Orada her maç inanılmaz bir hissiyat vardı. Her maç 3-5 gol atıyorduk. Belki 2-3 gol de yiyorduk ama coşkulu, arzulu, istekli bir Beşiktaş vardı. Şimdi var mı? Şu an yok ama ben inanıyorum ki Burak (Yılmaz) ağabey yönetiminde yine bu ivmeyi yakalayacaklardır. Çünkü onun hırsını, arzusunu görüyorum." ifadelerini kullandı.

Beşiktaş'ta bir daha feda sezonu olamayacağını savunan Olcay, "Çünkü o dönem farklı bir senaryo vardı. Saha içinde 5 yabancı oyuncu vardı. Feda sezonunda yerliler üzerine kurulmuş bir takım vardı. Üç sene sonra şampiyon olduk. Kemik kadroya baktığımızda 12-13 yerli futbolcunun 7'si de ilk 11'de oynuyordu. Şampiyonluk sezonumuzda ise 3-4 yabancı oynuyordu. Önde (Mario) Gomez, orta sahada (Jose) Sosa, Atiba (Hutchinson), savunmada Marcelo vardı. Gerisi yerlilerden oluşmuştu. Şu an Türkiye'de yabancı sayısı böyleyken feda sezonu olmaz, o birlik beraberlik olmaz. Ancak Beşiktaş kesinlikle ayağa kalkacaktır." diye konuştu.


"İNŞALLAH BURAK AĞABEY İLE DEVAM EDERLER"

Olcay Şahan, milli takım ile Trabzonspor'da birlikte forma giydiği ve şu anda Beşiktaş'ın teknik direktörlüğünü üstlenen Burak Yılmaz'dan övgüyle bahsetti.

Burak Yılmaz'ın yüzünde feda sezonundaki istek ve arzuyu gördüğünü vurgulayan tecrübeli futbolcu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burak ağabey benim en saygı duyduğum, Türkiye'deki en kariyerli isimlerden biri. Aslında son maçın ardından söylediklerine de katılıyorum. Doğru işler yaptığını düşünüyorum. İnşallah çok başarılı olur, uzun yıllar Beşiktaş'ta çalışır. Umuyorum ileride milli takım hocası da olur. Çünkü böyle insanlara, hocalara ihtiyacımız var. Genç hocalarımız gerçekten fark yaratmaya başlıyor, ivme farklı yerlere doğru gidiyor. Bunu da artık herkes görüyor. Beşiktaş düşüş yaşıyor ama her zaman yere düştüğünde ayağa kalkmasını bildi. Beşiktaş yine ayağa kalkacaktır."

Burak Yılmaz'ın teknik direktörlüğüyle ilgili çok olumlu izlenim aldığını aktaran Olcay, "Burak ağabey ile görüşüyorum. Sürekli Avrupa'daki hocalarla görüşüp, tecrübe kazanmaya çalışıyor. Bu, kendini geliştirmek istediğinin göstergesi. Burak Yılmaz'la devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Beşiktaş birden merdivenleri tırmanırken, 4 adım yukarı zıplayamayacak. Bu süreçte kesinlikle Burak ağabeyin arkasında durulmalı. Başkan kim olursa olsun inşallah Burak ağabey ile devam ederler." şeklinde konuştu.

Olcay Şahan, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yaptığı transferlerle ligdeki diğer takımlara göre fark oluşturduğunu, bu iki ekibin mevcut kadrolarıyla Avrupa'da da başarılı olması gerektiğini vurguladı.


FENERBAHÇE'YE ATTIĞI GOLÜ UNUTAMIYOR

Olcay Şahan, eski İnönü Stadı'ndaki son derbide Fenerbahçe'ye attığı golü unutamadığını dile getirdi.

3 Mart 2013'te oynanan ve Beşiktaş'ın 3-2 kazandığı derbide attığı golün büyük anlam taşıdığının altını çizen Olcay, "Benim için kariyerimin en anlamlı golü, 90+3. dakikada Fenerbahçe'ye attığım gol. İnönü Stadı'nın son derbisiydi. İnönü Stadı'nda ilk derbi golünü Süleyman Seba, onursal başkanımız atmış. Son derbi golünü de Olcay Şahan attı. Bu benim için büyük bir gurur. Beşiktaş'ın müzesinde benim o maçta giydiğim forma asılı. Bu inanılmaz bir duygu. Beni Olcay Şahan yapan gol, o goldü. Beni Olcay Şahan yapan da Beşiktaş'tır." değerlendirmesinde bulundu.

Fenerbahçe'ye karşı iyi performanslar sergilediğini ve goller attığını hatırlatan Olcay, "Belki annem ve babam Fenerbahçeli olduğu içindi. Ben gol atınca üzülmüyor, mutlu oluyorlardı. Sonuçta evlatlarıydım. Rakip fark etmez, gol attığımda her zaman mutlu oluyorlar. Fenerbahçe'ye gol attıktan sonra annemi biraz kızdırıyordum. Kadıköy'deki bir maçtan sonra annemin de babamın da Fenerbahçe'ye karşı saygısı, sevgisi bitti. Çünkü gol attığımda bütün stadın anneme küfretmesiyle birlikte, annem 30. dakikada stadı terk etti. Böylece o sevgi, saygı bitti." açıklamasını yaptı.

UEFA Avrupa Ligi'nde Beşiktaş'ın Liverpool'u elediği maçı da unutamadığını anlatan Olcay, "Liverpool maçı Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaydı. Böyle bir atmosfer Şampiyonlar Ligi finalinde yaşanmış mıdır bilmiyorum. O atmosfer inanılmazdı. Penaltılara kadar gidip de penaltılarda tur atlamak... İnanılmaz bir maçtı. Beşiktaş'ta çok maçımız var unutulmaz. Benfica maçımız var. O yüzden Beşiktaş'ta her yaşadığım günü düşününce, tüylerim diken diken oluyor." ifadelerini kullandı.


"TRABZONSPOR'DA DA BİR FEDA DÖNEMİ OLDU"

Olcay Şahan, 4.5 yıl Beşiktaş forması giydikten sonra 2017'de Trabzonspor'a transfer olduğunu hatırlatırken, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında Trabzonspor'da da bir feda dönemi oldu. Ben gittiğimde Trabzonspor galiba 15. sıradaydı. Küme düşme hattıyla 3 puan fark vardı. İkinci yarı 8'de 8 yaptık. Orada Ersun Yanal şampiyonluğa gidebilecek ekibin kemik kadrosunu oluşturmaya başlamıştı. O kemik kadronun üstüne genç yetenekler Uğurcan Çakır, Abdülkadir Ömür, Yusuf Yazıcı, Abdulkadir Parmak geldi. Takviyelerle birlikte de şampiyon olundu. Abdullah Avcı hoca gelip, takımla inanılmaz başarı elde etti. Beni de zaten ilk milli takıma çağıran hocadır. O yüzden bende yeri başka. Onun başarılı olmasını da çok istiyorum."

Fatih Terim, Abdullah Avcı, Ersun Yanal, Okan Buruk, Şenol Güneş, Hamza Hamzaoğlu gibi şampiyonluk yaşamış, Slaven Bilic gibi çok kariyerli teknik adamlarla çalıştığını belirten Olcay, hepsinden farklı şeyler öğrendiğini dile getirdi.

BİRLİKTE OYNADIĞI EN İYİ 11

Olcay Şahan, kulüp ve milli takım kariyerindeki en iyi 11'ini açıkladı.

En iyi anlaştığı ismin Hugo Almeida ile Cenk Tosun olduğunu belirten Olcay, santrafor kısmında zorlanarak iki ismi yazdı.

Kalede Volkan Demirel'i söyleyen Olcay, sağ bekte Roberto Hilbert'i, stoperlerde Marcelo ve Egemen Korkmaz'ı tercih etti. Adriano ve Caner Erkin'le oynamasına rağmen İsmail Köybaşı'nı çok sevdiği için bu bölgeye yazan Olcay, orta sahanın ortasında Emre Belözoğlu ve Oğuzhan Özyakup'un ismini verdi.

Sağ kanata Abdülkadir Ömür, sol kanata Yusuf Yazıcı diyen tecrübeli futbolcu, 10 numara pozisyonunda ise Arda Turan'ı tercih etti.

Olcay Şahan, santraforda Burak Yılmaz ve Cenk Tosun arasında tercih yapamayacağı için iki eski takım arkadaşının da ismini söylerken, "Bu takımın başına Fatih Terim yakışır." diyerek başarılı teknik adamın ismini verdi. AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'dan yeni anayasa çıkışı! ‘1982 Anayasası’ Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmaz'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'dan yeni anayasa çıkışı! ‘1982 Anayasası’ Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmaz'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bu anayasayı korumak faşizmi hatırlatan ‘1982 Anayasası’ adı sebebiyle dahi ülkemize ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmaz.” dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum  “Demokrasi Hukuku Notları”na bir yenisini daha ekledi…

Uçum sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada yeni anayasa konusuna değinerek, “Türkiye’de vesayetçiliğin tam tasfiyesi için yeni bir anayasa yapmak gerekiyor. Anayasada 154 madde yürürlüktedir. Bunların 103’ünün 58’inde hiç değişiklik olmadı 45’inde tali değişiklikler yapıldı, 51’i kısmen yenilendi. Korunacak ilk 4 madde hariç, 99 madde tümden darbe ürünüdür ve değişmelidir. Ayrıca Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bu anayasayı korumak faşizmi hatırlatan ‘1982 Anayasası’ adı sebebiyle dahi ülkemize ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmaz.” ifadelerine yer verdi. 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un yazısının tamamı:

✔️PAZAR YAZISI

DEMOKRASİ HUKUKU NOTLARI (6)

Demokrasi Hukukunun İlkeleri!

Bu yazıdakilerle beraber bu bahsi 14 ilkeyle tamamlıyoruz.

1-) Halka ve seçtiklerine güven  demokrasinin özüne en uygun ilkedir. Demokratik sistemi halka güvensizlik üzerinden işletme çabaları egemenliği parçalıyor. Sınırlandırılmış veya vesayetçi demokrasiler ortaya çıkıyor. Seçilmiş irade demokratik meşruiyeti olmayan iç iktidarlarca kuşatılıyor, hareket alanı daraltılıyor. Baskı altında çalışmak zorunda kalıyor. Bu hal batı demokrasilerinde sıradanlaşmış. Türkiye’de ise vesayetçi demokrasi altmış yıldan fazla yaşadı. 16 Nisan 2017 Anayasa değişikliği ve 2018 Temmuzda başkanlık sistemine geçişle birlikte vesayetçilik büyük ölçüde tasfiye edildi.

‘1982 Anayasası’ adı sebebiyle dahi ülkemize ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmaz.

Türkiye’de vesayetçiliğin tam tasfiyesi için yeni bir anayasa yapmak gerekiyor. Anayasada 154 madde yürürlüktedir. Bunların 103’ünün 58’inde hiç değişiklik olmadı 45’inde tali değişiklikler yapıldı, 51’i kısmen yenilendi. Korunacak ilk 4 madde hariç, 99 madde tümden darbe ürünüdür ve değişmelidir. Ayrıca Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bu anayasayı korumak faşizmi hatırlatan ‘1982 Anayasası’ adı sebebiyle dahi ülkemize ve Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmaz.

2-) Tedbir ve yaptırım ilkeleri halkın seçtiklerinin yetki ve sorumluluklarını ihlal ve ihmal etmemeleri için alınmış önlemler, etmeleri halinde ise devreye giren araçlar ve imkanlardır.

Hukuksal tedbir ve yaptırım ihlalin ya da ihmalin ağırlığına göre uygulanır. Görevden alma ve cezalandırma gibi sonuçları olur.

Siyasi tedbir ve yaptırım esas olarak yeniden seçime girmek ve seçmene hesap vermek şeklinde ortaya çıkar. İki seçim arası dönemde demokratik siyasi rekabet gereği siyasi eleştirilere muhatap olmak da diğer bir boyuttur.

Sosyal tedbir ve yaptırım ise iki seçim arası dönemde halkın seçilmişleri denetlemek için kullandığı kamuoyu iradesidir. Bu da bilgi edinme, gösteri ve eleştiri hakkı, ifade özgürlüğü, yargıya başvuru gibi imkan ve araçlarla kullanılır.

3-) Yönetime katılma imkanları demokrasi hukukunun geliştirilmesi gereken boyutudur. Yönetime katılmanın bilgi edinme ve danışılma seviyeleri yaygın kullanıma sahiptir. Kararlara katılma ve ortak karar alma seviyeleri ise çalışılması gereken alanlardır.

 demokrasi hukukunun ilerletilmesi bakından son derece önemlidir

4-) Seçmenlik dışında asil yetkilerinin kullanması için halkın kanun teklif hakkı, milletvekilini geri çağırma hakkı, itiraz edici referandum gibi halk inisiyatiflerinin sisteme alınması demokrasi hukukunun ilerletilmesi bakından son derece önemlidir.

5-) Fonksiyonel kuvvetler ayrılığı milli egemenliğin parçalanmasına karşı alınması gereken tedbirdir. Kuvvetler milli egemenliğin işlevlerdir. Kuvvetler ayrılığı kurumsal değil fonksiyonel ayrılıktır. Yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri yetkilerini kendi adına değil millet adına kullanır. Kuvvetlerin yetki kullanımında egemenliğin sahibi milletten kopuş olursa milli egemenlik parçalanır. Milli egemenliğin parçalanması ve demokratik meşruiyeti olmayan kurumsal yapılarla paylaşılması cumhuriyetin ve demokrasinin ihlalidir. Bu nedenle milli egemenliğin fonksiyonu olan kuvvetler ile denge ve denetimi demokratik meşruiyet esasına göre oluşturmak gerekir.  

6-) Demokratik meşruiyet ilkesi demokrasi hukukunun temel esaslarından biridir. Kuvvetlerin oluşumunda ve idaresinde halkın iradesinin doğrudan veya dolaylı belirleyici olması demektir. Yasama ve yürütmenin doğrudan halk tarafından seçilmesi, yargı idaresi kurulunun halkın seçtikleri tarafından belirlenmesi sebebiyle Türkiye demokrasisi dünyanın en güçlü demokratik meşruiyete sahip ülkelerinden biridir.

7-) Meşruiyete ve halkın iradesine dayanan çözüm İlkesi kuvvetler arası çekişmelerde demokratik meşruiyeti olmayan yapı ve kurumların devreye girmesini önler. Sorunlar öncelikle yasama ve yürütme faaliyetiyle çözülmeli nihai olarak halka gidilmelidir.

8-) Milli birikimin korunmasına dayanan değişim ilkesi özellikle milli egemenliği ve devletin niteliklerini korumayı güvence altına alır. Değiştirilmezlik kuralı bu ilkenin bir gereğidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *