Türkgün Türk Dünyası Avrupa’nın en genç ülkesi Kosova 17 yaşında

Avrupa’nın en genç ülkesi Kosova 17 yaşında

Sırbistan'dan 17 Şubat 2008'de ayrılarak tek taraflı bağımsızlığını ilan eden "Avrupa’nın en genç ülkesi" Kosova, 17’nci yaşını kutluyor.

Sırbistan'dan 17 Şubat 2008'de ayrılarak tek taraflı bağımsızlığını ilan eden "Avrupa’nın en genç ülkesi" Kosova, 17’nci yaşını kutluyor.

KAYNAK: AA

Başkenti Priştine olan ve geçen yıl yapılan sayıma göre 1 milyon 602 bin 515 kişinin yaşadığı Kosova'da nüfusun büyük çoğunluğunu Arnavutlar oluşturuyor.

Ülkede Türk, Boşnak, Sırp, Roman, Aşkali, Mısırlı ve Goralılar da yaşamlarını sürdürürken, Batı'daki Kosova diasporasının ülkede yaşayan nüfustan fazla olduğu tahmin ediliyor.

Kosova'nın tarihi

Yaklaşık 500 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmasının ardından 1912-1913'teki Balkan Savaşları sırasında Sırpların eline geçen Kosova, 1945'te bölgede kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti bünyesinde hakları zaman zaman genişleyip daralan özerk bir bölge oldu.

Slovenya, Hırvatistan, Kuzey Makedonya ve Bosna Hersek'in 1990’lı yıllarda Yugoslavya’dan bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından Kosova'da da bağımsızlık fikirleri Arnavutlar tarafından yayılmaya başladı.

Kosovalı Arnavutlar, sadece Arnavutluk tarafından tanınacak ilk "bağımsız Kosova"nın ilanını 1990'lı yılların başında yaptı. Bu dönemde Kosova Demokratik Birliğini (LDK) kuran İbrahim Rugova, hayatını kaybettiği 2006'ya kadar halkın liderliğini üstlendi.

Arnavutlar, eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic önderliğinde yükselen Sırp milliyetçiliğiyle mücadele edebilmek için ülkenin bağımsızlığında da rol oynayacak Kosova Kurtuluş Ordusunu (UÇK) kurdu ancak UÇK, Yugoslavya ordu teçhizatını miras alan Sırplar ile tek başına başa çıkamadı.

Bağımsızlık isteyen UÇK'ye ve sivil halka yönelik Sırp asker, polis ve paramiliter birliklerin 1998'de Kosova'nın çeşitli bölgelerinde başlattıkları saldırılar, NATO tarafından 1999'da önce Kosova, Sırbistan ve Karadağ’da bulunan hedeflere yönelik hava, sonra da Kosova’ya kara harekatı düzenlenmesiyle son buldu.

Kosova'nın fiilen (de facto) Sırbistan'dan kopmasını ve Sırp ordusundan temizlenmesini sağlayan bu savaşta, çoğu Arnavut 10 binden fazla Kosovalı öldürüldü, farklı etnik gruplardan 1 milyonunun üzerinde Kosovalı evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Bağımsızlığa giden yol

Kosova Savaşı'nın tamamlanmasının ardından Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde yönetilen ülkenin statüsünün belirlenememesi nedeniyle topluluklar arasında birkaç kez kriz yaşandı.

Kosova'nın demografik yapısının Arnavutların lehine çevrilmesini sağlayan kırılma noktalarından biri olan 2004'teki "Mart Ayaklanmaları"nda onlarca kişi öldü. Binlerce Sırp ülkeden göç etti ve artık ülke nüfusunun yüzde 90'dan fazlasını Arnavutlar oluşturmaya başladı.

Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın 2005'te Kosova Özel Temsilcisi olarak görevlendirdiği Martti Ahtisaari, 2007'de Kosova'nın bağımsızlığının önünü açacak raporu BM Güvenlik Konseyine iletti. Sırbistan'ın bu öneriyi reddetmesiyle Kosova Meclisi, Ahtisaari'nin hazırladığı plan doğrultusunda 17 Şubat 2008'de Sırbistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan etti.

Türkiye'nin başını çektiği çok sayıda ülke Kosova'nın bağımsızlığını hemen tanıdı ve son tanıma 2020'de İsrail'den geldi. Rusya ile Çin'in vetosu ve etki alanlarındaki ülkelerden tanınma gelmeyince ülke BM'ye üye olamadı.

Birçok ülke de sınırları içerisinde barındırdığı azınlık toplulukların "Kosova modeli" tek taraflı bağımsızlık ilan etme ihtimali nedeniyle Kosova'yı bağımsız bir devlet olarak tanımadı.

Kosova'yı 117 ülkenin bağımsız bir devlet olarak tanımasına karşın, Sırbistan'ın bunları geri çekmek için yürüttüğü ve bazen başarılı olan kampanyası nedeniyle net ülke sayısı vermek zorlaştı.

Sırbistan'ın talebiyle BM Genel Kurulu, Uluslararası Adalet Divanından (UAD) Kosova'nın tek taraflı bağımsızlığına ilişkin danışma görüşünü talep etti. UAD, 22 Temmuz 2010'da görüşünü açıklayarak Kosova'nın bağımsızlığının uluslararası hukuku ihlal etmediğini bildirdi.

Kosova, AB üyelik başvurusuna halen cevap alamadı

Kosova, Avrupa Birliği'ne (AB) 15 Aralık 2022'de teslim ettiği üyelik başvurusuyla ilgili hala bir cevap alamadı. Kosova'nın kuzeyinde 2023'te yaşanan gerginliklerin ardından ülkeye AB tarafından uygulanmaya başlanan cezai tedbirler de kaldırılmadı ancak Kosova vatandaşları bu dönemde Şengen Bölgesi'ne vizesiz seyahat edebilme hakkı elde etti.

Ülkenin yakın dönem hedefleri arasında halen Avrupa Konseyi ve NATO üyeliği için ön koşul olan Barış İçin Ortaklık programı üyelikleri öne çıkıyor.

Kosova ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için AB arabuluculuğunda 2011'de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci kapsamındaki görüşmeler son dönemde tıkanmış durumda ancak AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Belgrad-Priştine Diyaloğu Özel Temsilcisi Peter Sorensen’in yakın zamanda göreve başlamasıyla diyalog sürecinin yeniden ivme kazanması bekleniyor.

Öte yandan, Kosova'da 1998-2000'de işlendiği öne sürülen savaş suçlarını araştırmak ve yargılamak amacıyla Kosova yasalarına göre kurulan ve çalışmalarını Hollanda'nın Lahey kentinde sürdüren "Kosova Özel Odaları ve Özel Savcılığı"nda, aralarında eski Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi'nin de olduğu eski UÇK komutanlarının tutuklu yargılanması devam ediyor.

Ekonomik ve güvenlik durumu

Kosova, sağlık ve eğitim alanlarında istenilen seviyeye gelinememesi, yolsuzluk, maaşların düşük olması ve hayat pahalılığı gibi sorunlarla yüzleşmeye devam ediyor. Bu durum özellikle genç nüfusun ülkeden göç etmesini beraberinde getiriyor.

Ekonomik kalkınmanın halihazırda yapılan ve yakın zamanda yapılacak çeşitli alanlardaki altyapı yatırımlarıyla istenilen seviyeye gelmesi umuluyor.

Kosova kurumları, Avrupa'nın "donmuş ihtilaf" bölgelerinden biri olarak nitelendirilen ve çoğunlukla Sırpların yaşadığı ülkenin kuzeyinde tam egemenlik sağlamak için son dönemde çalışmalar yürütüyor.

Bölgede son dönemde Sırbistan kurumlarına ait ofisler kapatılarak yerine Kosova kurumlarının ofisleri açıldı, Kosova polisine karakollar inşa edildi. İlk defa bölgede Kosova'nın mobil operatörleri stabil baz istasyonları kurabildi ve Kosovalı özel şirketler ve bankaların şubeleri de açıldı.

Ülkeyi halihazırda NATO'nun Kosova'daki Barış Gücü (KFOR) ve orduya dönüşme sürecinde olan Kosova Güvenlik Gücü (FSK) koruyor. Sırbistan tehdidi nedeniyle FSK'ya yapılan yatırımlar her geçen yıl hızlı bir şekilde artıyor.

Bu bağlamda Aralık 2024'te Kosova hükümeti ile Makine ve Kimya Endüstrisi AŞ (MKE) arasında ülkede farklı kalibrede mühimmat üretmesi planlanan fabrikanın faaliyete geçmesi için imzalanan anlaşma, ülkenin savunma sanayisi için bir ilki oluşturuyor.

Öte yandan, Kosova'da 9 Şubat'ta yapılan genel seçimde mevcut Başbakan Albin Kurti'nin genel başkanı olduğu Kendin Karar Al Hareketi (Vetevendosje) partisi birinci sırada çıktı ancak oy sayım süreci devam ederken, Vetevendosje'nin tek başına hükümet kurmak için gerekli milletvekili sayısını elde edip edemeyeceği belirsizliğini koruyor.

Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani'nin görev süresinin 2026'da sona erecek olmasıyla beraber, ülkeyi gelecek dönemde hareketli bir iç siyaset dönemi bekliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Mahkemede yürek yakan soru: Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?

Mahkemede yürek yakan soru: Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?

Kırıkkale'de bir arazi kavgası sonucunda dede, oğlu ve torunu hayatını kaybederken, sanık kardeşler hakim karşısına çıktı. İddianamede müebbet hapis cezası istenirken, duruşma ertelendi.

Kırıkkale'de bir arazi kavgası sonucunda dede, oğlu ve torunu hayatını kaybederken, sanık kardeşler hakim karşısına çıktı. İddianamede müebbet hapis cezası istenirken, duruşma ertelendi.

KAYNAK: İHA

Kırıkkale'de çıkan arazi kavgasında dede, oğul ve torunun silahla vurularak hayatını kaybettiği olayla ilgili yargılanan 2 sanık kardeş hakim karşısına çıktı. Müşteki avukatın sanığa yönelttiği, "Torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun? Öldürdüğün İbrahim'e neden tekrar ateş ettin" sorusu dikkat çekti.
 

Olay, 6 Ağustos 2024 tarihinde Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesine bağlı Deredüzü köyünde meydana geldi. Araziye yapılacak çeşmenin su hattı kazısı sırasında başlayan tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü. Erhan Çiftçi (46) ve kardeşi Kadir Çiftçi (40) ile karşı taraf arasında çıkan çatışmada, Satılmış (69), oğlu İbrahim (54) ve torunu Satılmış Cesur (17) hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan kardeşler tutuklanırken, enişteleri K.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
 

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu yargılanan sanıklar Erhan Çiftçi ve Kadir Çiftçi hakkında "fikir ve eylem birliği içerisinde kasten öldürme" ve "çocuğa karşı işlenmesi nedeniyle nitelikli adam öldürme" suçlarından 2 kez müebbet ve 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tutuksuz yargılanan sanık K.A. hakkında ise "suç delillerini yok etme ve gizleme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık kardeşler ile tutuksuz sanık K.A, müştekiler, taraf avukatları ve maktul yakınları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık Erhan Çiftçi, "Karşı taraf bize ateş etti. Kendimi korumak için tüfek ve tabancayla karşılık verdim. O gün sağlıklı düşünemedim. Mecburiyetten ateş ettim, yoksa beni öldüreceklerdi" dedi.
 

"İbrahim Cesur'a neden tekrar ateş ettin?"

Mahkeme başkanının, aracında neden silah bulundurduğu sorusuna ise, "Köyde domuzlar için silah taşıyoruz, silahlar hep arabamda olur" cevabını verdi.
Müşteki avukatlarından Uğur Yıldırım, sanık Erhan Çiftçi'ye, "Yerden silahı aldığını söyledin, peki torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun, yerde yatan İbrahim Cesur'a neden tekrar ateş ettin?" sorusunu yöneltti. Sanık ise, "Yerden silahı aldım ama dedeyi neden vurduğumla ilgili beyan vermek istemiyorum. İbrahim için yapılan suçlamayı da reddediyorum" şeklinde yanıt verdi.
 

Sanıklardan Kadir Çiftçi ise önceki ifadelerinin aksine olay yerinde olduğunu kabul ederek, "Satılmış bizi tehdit etti, sonra babası ve oğlu ile birlikte geldi. Arabayı siper edip bize ateş açtılar. Karşılıklı çatıştık" diye konuştu.
Tutuksuz sanık K.A. ise suçlamaları reddederek beraatını talep etti.
 

Olayın görgü tanıklarından M.T., "Tarlada çalışırken Satılmış Cesur eşekle geldi, ardından beyaz bir araçtan Erhan ve Kadir indi. Erhan tabanca, Kadir tüfekle ateş etti. İbrahim'in yere düştüğünü gördüm. Erhan beni arayıp Kadir'in suçsuz olduğunu, cinayeti kendisinin işlediğini söyleyerek öyle ifade vermemi istedi" dedi.
Duruşmada SEGBİS ile bağlanan Erhan Çiftçi'nin oğlu A.Ç. ise, "Babam bana tabancayı gömmemi söyledi, ben de eniştemin bahçesine gömdüm" ifadesini verdi.
Mahkeme heyeti, 2 sanığın tutukluluğunun devamına, olay yerinde 15 Mayıs'ta keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 26 Mayıs 2025 tarihine erteledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *