MHP Genel Başkan Başdanışmanı ve MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy sosyal medya hesabından paylaştı. Kasım Tınıstanov’un “Kasım Şiirlerinin Mecmuası”nın kitap tanıtımı ve “Türk Dünyasında Repressiya” konferansı gerçekleştirildi.
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesinin ev sahipliğinde TÜRKSOY’un paydaşlığında, Ahmed Cevad Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve T.C. Bişkek Eğitim Müşavirliğininde katkılarıyla ve Kırgızistan Cumhuriyeti Devlet Sekreteri Sn.Suyunbek Kasmambetov’un katılımı ile, yirminci yüzyılın başından itibaren Kırgız Türklerinin dili, edebiyatı, eğitimi, tarihi için birçoğu ilk örnek olan eserler yazmış bir şair, yazar, bilim adamı, eğitimci, siyasetçi ve devlet adamı Kasım Tınıstanov’un “Kasım Şiirlerinin Mecmuası”nın kitap tanıtımı ve “Türk Dünyasında Repressiya” konferansı gerçekleştirildi.
MHP'li Ersoy'un açıklaması şu şekilde:
Stalin’in Sovyetler Birliğinde, Kırgızistan’ın her yerinden politikacılar, öğretmenler, uzmanlar ve aydınlar işkenceye maruz kaldıkları Bişkek (O dönemki adı ile “Frunze”)cezaevinden alınmış, Bişkek sınırları dışına bir dağa götürülmüş ve oradaki tuğla ocağında enselerine ve alınlarına sıkılan iki kurşun ile Repressiya’ya maruz kalmıştır. Bu Stalin’in Orta Asya’daki milliyetçi çabaları ve kendine aykırı olan düşünceleri çökertme düzeninin bir parçasıdır. Burada ki Repressiya mağdurların en bilinenleri; Kırgız dilbiliminin kurucusu ve Modern Kırgız edebiyatının kurucularından ve ilk Kırgız profesördür Kasım Tınıstınovdur. Diğeri ise Dünya edebiyatında tartışılmaz bir yere sahip kitaplarıyla Türk kültür zenginliğini bütün dünyaya tanıtmış olan edebiyat ve düşünce adamı Cengiz Aytmatov’un babası Törekul Aytmatov’dur.
Yaşananlara gizlice şahit olan tuğla ocağının gece bekçisi Hıdır Aliyev ölmeden önce 80 yaşına geldiğinde, Issık Gölde yaşayan kızının yanına geliyor ve kızına şu sözleri aktarıyor. “Eğer zaman ve şartlar uygun olursa, herkes bilsin. Tuğla ocağında çok büyük olaylar oldu. Zamanı gelince bunu herkes öğrenmeli.”
Vefatı öncesi kızına verdiği bu sır gibi vasiyet 1991 yılında Kırgızistan’ın tam bağımsızlığını kazanmasından sonra, 1993 yılında kızı tarafından kurulan ilk kırgız hükümetine iletiliyor.
TÜM Orta Asya ülkelerinin kanını dondurAN MEZAR
Ardından; Kırgızistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Askar Akayev bu durumu bizzat görev edinerek 1993 yılında bir kazı çalışması yapılması için gerekli izni çıkarıyor ve kazılar sonucunda, 40 cm toprağın altında tuğla ocağının ufak bir odası bulunuyor ve burada infaz edilerek üst üste atılmış 138 aydının naaşı üzerinde sovyetler tarafından verilen kimlikleri ve kişisel eşyaları ile yüzlerce boş kovan ortaya çıkıyor. Bulunan bu toplu mezar sadece Kırgızistan’ı değil tüm Orta Asya ülkelerinin kanını donduruyor.
“Ata - Beyit”e Babalar Mezarlığı
Sonrasında, bulunan iskeletler Repressiya’ya maruz kaldıkları noktanın 100m ilerisinde yapılan “Ata - Beyit”e Babalar Mezarlığı) taşınarak defnediliyor, bu isim Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” romanında geçer. Yani mezarlık bulunmadan on iki yıl kadar, belki de çok daha önce bulunmuş bir isimdir. ve taşınma öncesi ve sonrasındaki tüm masrafları ise Cengiz Aytmatov karşılıyor.
Bu aydınların az ilerisinde ise, Cengiz Aytmatov’un kabri bulunuyor. Kabrinin hemen üstünde bir duvar, duvarda ise, Babalar Mezarlığı’na doğru düşünceli bir halde bakan Aytmatov portresi..
Babalar mezarlığında yazılı olan şiir:
“Dünyaya ak kalpaklı göründük biz,
Gök yüzünden yağmur olarak döküldük biz.
Ot olduk yer seçmeden uzayabildik,
Bulut gibi dünya gezdik, dağıldık biz.
Yok olmak üzereyken dirildik biz,
Bölünmek üzereyken birleştik biz.”
Ruhları şad, mekanları cennet olsun..