Yüzyıllar boyunca göçlere ve savaşlara rağmen Makedonya’daki Yörükler, köklerinden kopmadan kimliklerini ve kültürlerini yaşatmaya devam ediyor. Halen Türkiye Türkçesi ile konuşan Yörükler, geleneksel yaşam tarzlarını koruyarak tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlıyorlar.

Yörük kadınlarının "fistan" adı verilen renkli elbiseler giydiği bu toplulukta, aile yapısına verilen önem ön planda. Radoviş’in Kocali köyünde yaşayan 69 yaşındaki Feyziye Demirova, ailesiyle birlikte toprak işçiliği yaparak yaşamını sürdürüyor. "Yağmur yağarsa bereket olur, yağmazsa ne kadar çıkarsa onunla yetiniriz," diyerek yaşamlarının doğayla uyumlu olduğunu anlatıyor.

Demirova, eski düğün adetlerini hatırlayarak, "Eskiden davul ve zurnayla beygire bindirilip gelin alırlardı. Şimdi geleneklerimizin bazıları değişse de hala kendi yöresel kıyafetlerimizi giydiriyoruz" diyor. Gelinlere gömlek, don, hırka gibi yöresel kıyafetler giydirilirken, zamanla modern gelinliklerin de düğünlere dahil olduğunu belirtiyor.

BAZI GELENKLER DEVAM EDİYOR

Kocali köyünden 80 yaşındaki Fatime Amedova ise eskiden düğünlerde keşkek, börek ve helva yapıldığını, bu geleneğin halen sürdüğünü ifade ediyor. 86 yaşındaki Ayşe Dervişeva da düğünlerin bir hafta sürdüğünü ve çeyiz sermek gibi adetlerin artık kaybolduğunu hatırlatarak, "Eskiden düğünlerimiz çok daha farklıydı, çeyiz sermek önemli bir gelenekti. Bugün sadece düğün var, o adetler bitti" diyor.

Alikoç köyünden 92 yaşındaki Mümün Aliov ise, beş kuşaktır Makedonya’da yaşadıklarını ve Türkiye’nin kendileri için çok önemli olduğunu vurguluyor. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) Yörüklere verdiği destek için minnettarlığını dile getirerek, "Türkiye bizim temelimiz, sağ kolumuz. Türkiye olmasa, burada işimiz zor olurdu" diyerek, Türkiye’ye olan bağlılıklarını ifade ediyor.