Türkgün Türk Dünyası MHP Lideri Bahçeli: Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi heyecanlarımızı kamçıladı

MHP Lideri Bahçeli: Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi heyecanlarımızı kamçıladı

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türk Devletleri Teşkilatı'nın Bişkek Zirvesi'nde alınan kararlar için "heyecanlarımızı kamçıladı, hedeflerimizi kanatlandırdı" diyerek Türk Dünyası Yüzyılı için birlik mesajı verdi.

KAYNAK: Haber Merkezi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Türk dünyasına yönelik önemli mesajlar verdi. Bahçeli, 6 Kasım 2024 tarihinde Bişkek’te gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne dair “Türk Devletleri Teşkilatı'nın 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi heyecanlarımızı kamçıladı, hedeflerimizi kanatlandırdı.” ifadelerini kullandı.

“ORTAK ALFABE TARİHİ BİR ADIM”

Bahçeli, Türk Devletleri arasında üzerinde uzlaşılan ortak alfabenin önemini vurgulayarak, "34 harften mürekkep ortak alfabe çerçevesinde uzlaşma sağlanmıştır. Bu gelişme tarihi bir adımdır, makus talihin ters döndüğünün işaretidir." dedi.

“TÜRK DÜNYASI 2040 VİZYONU GERÇEKLEŞECEK”

Türk Dünyası’nın 2040 vizyonuna olan inancını dile getiren Bahçeli, "Türk Dünyası 2040 vizyonu hedefleri kademe kademe inşallah gerçekleşecektir." ifadesini kullandı. Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması’na da değinerek, bu gelişmelerin önemli olduğunu belirtti.

“TÜRK DEVRİ'NDE BİRLİK VE BERABERLİK”

Türk devletleri arasındaki kardeşlik bağının daha da güçlenmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, "Gönül ve ülkü birliğiyle aşılamayacak hiçbir engel yoktur." dedi ve Türkiye, Azerbaycan ve KKTC’nin ortak alfabeye hazır olmasının Türk birliğinin müjdesi olduğunu belirtti.

“KKTC VE TÜRKMENİSTAN İÇİN RESMİ ÜYELİK DİLEĞİ”

Bahçeli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) ve Türkmenistan’ın da Türk Devletleri Teşkilatı’nda resmi üye olmalarını samimiyetle dilediğini söyledi: “KKTC’nin Bişkek Zirvesi’nde onur konuğu ve gözlemci üye ülke olarak katılmasının kısa zamanda resmi üyelikle taçlanması dileğimdir.”

“TÜRK DÜNYASI YÜZYILI ÇAĞRISI”

Son olarak Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve zirvede bir araya gelen devlet ve hükümet başkanlarına teşekkür ederek, "İstikbalin iradesi, dünyanın öne çıkan itibar ve iddiası Türk milletidir." dedi.

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 7 ay önce
YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞ E EBED MÜDDET HEDEF TURAN ILAIKELIMETULLAH AŞKINA HEDEF TURAN BEN DEĞİL BİZ DİYORUZ O KADAR NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE SLM.SYGLAR
BEĞENME
0
CEVAPLA
Türkgün Gündem 30 fay kırılmak için gün sayıyor! Kritik raporlar teslim edildi

30 fay kırılmak için gün sayıyor! Kritik raporlar teslim edildi

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Türkiye genelinde deprem üretme potansiyeli taşıyan 30 aktif fay hattı tespit ettiklerini açıkladı. Sözbilir, bu faylara ilişkin hazırlanan detaylı raporların, ilgili belediyelere teslim edildiğini ve belediyelerin de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordineli şekilde çalışmalar yürüttüğünü belirtti.

KAYNAK: AA

Sözbilir, AA muhabirine, 1996 yılında ilgili bakanlık tarafından yapılan bilimsel çalışmada 15'e yakın deprem üretmemiş fayın tespit edildiğini, bugüne kadar bunların 6'sının kırıldığını söyledi.

Kahramanmaraş merkezli 2023'teki depremlerin ardından ülke genelindeki fayların durumunu belirlemek için çalışma başlattıklarını ifade eden Sözbilir, "Türkiye'de 2011 yılından bu yana tanımlanan 485 fay var. Bunların içinde 'sismik boşluk' dediğimiz bir fay tipi var. Bunlar, deprem üretme zamanı gelmiş fay sınıfında değerlendiriliyor." dedi.

Sözbilir, fayların üzerinde son 125 yılda gelişen depremlere öncelik verdiklerini anlatarak, şöyle konuştu:

"Depremler yoksa bu, fayların deprem üretmeden stres biriktirdiği anlamına geliyor. Bu birinci çıkış noktamız. İkinci çıkış noktamız da özellikle son 20 yılda Türkiye'de fayları kesip inceleme yöntemini uygulamaya başladık. 'Paleosismoloji' denilen bu yöntem de uygulanınca fayların geçmiş dönemde ürettikleri depremleri ortaya çıkarmış olduk ve ona göre fayın deprem tekrarlama aralığını bulduk. Bir de fayın en son depremin ardından geçen süresi var. Bu süreyle deprem tekrarlama aralığı birbirine ne kadar yakınsa ya da üst üste çakışıyorsa fayın deprem üretmesi çok yakında olacak anlamına geliyor. Bütün bu kıstaslara göre değerlendirdiğimizde, Türkiye ölçeğinde 30 sismik boşluk sınıfında, yani her an deprem üretebilecek fayların olduğunu ortaya çıkarmış olduk."

İstanbul'un güneyindeki Kumburgaz, Adalar ve Avcılar segmentinin oluşturduğu fay hattında yıkıcı deprem beklendiğine dikkati çeken Sözbilir, şunları kaydetti:

"Akdeniz ve Ege Denizi'nde de aslında denizin içinde belirli faylar var. Ama onların dışında karada 30'a yakın fay var. Batı Anadolu'da İzmir'de Tuzla, Gökçeyazı segmentli Balıkesir, Eskişehir faylarını sayabiliriz. Orta Anadolu'da Tuz Gölü, Kayseri-Erciyes ve Erkilet fayları bu sınıfın içine giriyor. Kuzey Anadolu Fayı üzerinde çoğu kırılmış durumda ama bir kısmı da Erzincan, Bingöl tarafındaki Yedisu Fayı gibi parçalar, sismik boşluk sınıfında değerlendiriliyor. Doğuya doğru gittiğimizde Malatya, Ovacık gibi faylar sismik boşluk sınıfında değerlendiriliyor. 3 bin, 4 bin yıldır deprem üretmemiş faylar. Sürekli stres biriktiriyor. Güneydoğu Anadolu bindirme kuşağı var. Bu da çok büyük ölçekli bir fay hattı. Burada da Şirvan, Cizre ve Yüksekova fayları sismik boşluk sınıfında değerlendirilen faylar sınıfına giriyor."

FAY ÜZERİNDEKİ YERLERDE YAPILMASI GEREKENLER

Sözbilir, hazırladıkları raporları, çalışma yürüttükleri fayların bulunduğu belediyelere teslim ettiklerini, onların da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşmeler yaptığını belirtti.

Bu faylar üzerindeki yapılaşmanın engellenmesi gerektiğine işaret eden Sözbilir, "Öncelikle bu fayların yapılaşma açısından mekansal planlamada değerlendirilmesi lazım. 'Fay sakınım bandı' dediğimiz bantlarla, bu fayların üzerindeki yapılaşmanın engellenmesi, kısıtlanması gerekiyor. Fayların üzerinde yapı stoku varsa bunların bu fay kırıldığında yapacağı hareketin bina anlamında ne ifade ettiğini ortaya koymak gerekiyor. Hasar alma yüzdesi yüksekse binanın kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *