Türkgün Türk Dünyası Özbekistan halkı sandık başında

Özbekistan halkı sandık başında

Özbekistan'da seçim heyecanı başladı! Halk, ülkenin Yasama Meclisi ve belediye meclisleri için temsilcilerini seçmek üzere sandık başına gitti. Demokratik bir süreç olan seçimler, ülkenin siyasi geleceği için önemli adımların atılmasına vesile olacak. .

KAYNAK: AA

20 milyona yakın kayıtlı seçmenin bulunduğu Özbekistan'da yeni anayasanın kabulünün ardından yapılan ilk genel seçimde, seçmenler Yasama Meclisi ile il ve ilçe belediye meclisleri üyelerini belirlemek için yerel saatle 08.00'den 20.00'ye kadar oy kullanacak.

İlk defa çoğunlukçu ve orantılı nispi temsil sistemine göre yapılan bu seçimlerde Milli Yükseliş Demokrat Partisi, Halk Demokrat Partisi, Liberal Demokrat Partisi, "Adalet" Sosyal Demokrat Partisi ve Ekoloji Partisinden toplam 875 aday 150 sandalye için yarışıyor.

Seçimde, orantılı nispi temsil seçim sistemine göre seçilecek 75 milletvekilliği için 500 aday, 75 bölgeden çoğunlukçu seçim sistemine göre belirlenecek 75 milletvekilliği için ise 375 aday mücadele ediyor.

Seçmenler, ülke genelinde kurulan 10 bin 717 sandıkta oy kullanabiliyor

Ülke genelindeki 20 milyona yakın kayıtlı seçmen, 75 seçim bölgesinde kurulan 10 bin 717 sandıkta oyunu kullanabilecek. Yurt dışındaki Özbek vatandaşlar için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 39 yabancı ülkedeki Özbekistan'ın diplomatik temsilciliklerinde 56 sandık kuruldu.

Seçimi 50'den fazla ülke ile aralarında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Dünya Seçim Organları Birliği (DSOB), Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve Türk Devletleri Teşkilatının da bulunduğu kuruluşlardan 1000'e yakın uluslararası gözlemci izleyecek.

Kesin olmayan resmi sonuçlar yarın açıklanacak.

Seçimlerde en çok oy alan parti başbakan adayını belirleyecek

Başkanlık sistemiyle yönetilen Özbekistan’da parlamento, Yasama Meclisi ve Senatodan oluşuyor. Ülke parlamentosunun alt kanadı olan ve daimi çalışan Yasama Meclisi 150 milletvekilinden, üst kanadı olan ve üç ayda bir toplanan Senato ise 65 üyeden ibaret.

İl meclislerine seçilenler, gelecek ay yapılacak toplantılarında, bölgelerini Senatoda temsil edecek senatörleri seçecek. Senatoda, ülke genelindeki 14 bölgenin her biri 4’er senatör ile temsil edilecek, 9 senatör ise cumhurbaşkanı tarafından atanacak.

Yeni uygulamaya göre, milletvekili adayı listesine, parti üyesi olmayanlar da dahil edilebilecek.

Seçimlerde en çok oy alan parti, başbakan adayını belirleyerek onaylanması için devlet başkanına takdim etme hakkını elde edecek.

Ülkede ilk defa bu seçimlerde yürürlüğe giren seçim yasasına göre, Yasama Meclisi seçimleri çoğunlukçu ve orantılı nispi temsil sistemine göre yapılıyor.

Özbekistan'da bugüne kadar seçim bölgesinde oyların çoğunluğunu alan adayların seçilmiş sayıldığı çoğunlukçu seçim sistemi uygulanırken tüm adayların ülkedeki siyasi partileri de temsil etmesi gerekiyordu.

Yasama Meclisince 31 Ekim 2023'te kabul edilen "çoğunlukçu ve orantılı nispi temsil" sistemine geçiş yasası, 24 Kasım 2023'te Senato tarafından onaylanmasının ardından, Aralık 2023'te Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından imzalanarak yürürlüğe girmişti.

Özbekistan'da Aralık 2019'da yapılan son parlamento seçimlerinde, 150 sandalyeli Yasama Meclisi'nde Liberal Demokrat Partisi 53, Milli Yükseliş Demokrat Partisi 36, "Adalet" Sosyal Demokrat Partisi 24, Halk Demokrat Partisi 22 ve Özbekistan Ekoloji Partisi de 15 sandalyeyi elde etmişti.​​​​​​​

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem BM Daimi Temsilcisi Yıldız’dan deniz hukuku açıklaması

BM Daimi Temsilcisi Yıldız’dan deniz hukuku açıklaması

Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız, denizlerin barışçıl kullanımını savunarak deniz güvenliğine yönelik tehditlere dikkat çekti. Karadeniz’in istikrarının küresel gıda güvenliği için kritik olduğunu vurguladı ve hidrokarbon kaynaklarının adil kullanımının önemini belirtti.

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız, denizlerle çevrili bir ülke olarak Türkiye’nin denizlerde hukukun üstünlüğünü ve seyrüsefer özgürlüğünü savunduğunu, denizlerin ve okyanusların barışçıl kullanımını korumaya öncelik verdiğini belirtti.

Yıldız, BM Güvenlik Konseyi’nde deniz güvenliği üzerine düzenlenen oturumda konuştu.

Türkiye’nin deniz güvenliği ve denizde hukukun üstünlüğünü güçlü şekilde savunduğunu söyleyen Yıldız, "Denizlerle çevrili bir ülke olarak, seyrüsefer özgürlüğünü ve denizlerin ve okyanusların barışçıl kullanımını korumaya öncelik veriyoruz." ifadelerini kullandı.

Yıldız, deniz güvenliğinin küresel ticaret, ekonomik refah ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin başarılmasıyla bağlantılı olduğuna dikkati çekerek, öte yandan, deniz güvenliğine yönelik tehditlerin çeşitlendiğini ve geliştiğini vurguladı.

Türkiye’nin bu bağlamda, uluslararası topluluk tarafından yürütülen deniz korsanlığı, silahlı soygun ve denizde terörizme karşı ortak operasyonlara aktif olarak katıldığının altını çizen Yıldız, Somali, Aden Körfezi, Arap Denizi, Afrika Boynuzu gibi bölgelerdeki operasyonlarda yer aldıklarını hatırlattı.

Yıldız, terörizm, organize suç, kaçakçılık ve deniz yollarını kullanan insan ticaretiyle kesin bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin bu tehditlere karşı stratejisinin uluslararası işbirliğine dayandığının altını çizdi.

Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki gerginliklerin, Gazze'deki İsrail saldırganlığının bölgesel taşma riski taşıdığı ve deniz seferlerini tehdit ettiği yönünde uzun süredir devam eden uyarıları doğruladığını da vurgulayan Yıldız, bu konuda ABD ile Yemen'deki Husiler arasındaki ateşkesi memnuniyetle karşıladıklarını ve bunun bölgedeki deniz güvenliğini arttırmasını umduklarını kaydetti.

"Karadeniz'in istikrarı, küresel gıda pazarının tırmanmasını önlemek için kritik öneme sahip"

Büyükelçi Yıldız, Karadeniz’in güvenliğinin de Avro-Atlantik bölgesinde her zaman benzersiz bir yere sahip olduğunu dile getirerek, 80 yılı aşkın bir süredir 1936 Montrö Sözleşmesi'nin oluşturduğu hassas denge ve Türkiye'nin hükümlerini titizlikle uygulaması nedeniyle Karadeniz bölgesinin deniz alanında hiçbir zaman askeri çatışma yaşanmadığının altını çizdi.

Son üç yıldır Ukrayna'da devam eden savaşa rağmen, Karadeniz'de stratejik dengenin büyük ölçüde korunduğunu kaydeden Yıldız, "BM ve ülkem tarafından aracılık edilen Karadeniz Tahıl Girişimi, yalnızca küresel bir gıda krizini önlemede kritik bir diplomatik başarı değil, aynı zamanda bölgedeki deniz güvenliğini iyileştirmede de önemliydi." dedi.

Yıldız, "Karadeniz'in istikrarı, küresel gıda pazarının tırmanmasını ve bozulmasını önlemek için kritik öneme sahip olmaya devam ediyor." diye konuştu.

Türkiye’nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) taraf olmamakla birlikte, bu sözleşmenin önemini kabul ettiğini belirten Yıldız, Türkiye’nin sözleşmeye taraf olmama kararının, özellikle kapalı ve yarı kapalı denizlerdeki özel koşulları yeterince dikkate almayan hükümlerden kaynaklandığını, bu tutumun Türkiye’nin deniz hukukuna saygı duymadığı anlamına gelmediğini anlattı.

Yıldız, bununla birlikte UNCLOS’un ne evrensel ne de kapsayıcı bir düzenleme olduğunu, dolayısıyla sözleşmeye taraf olmayan bir ülke olarak, UNCLOS’un "deniz güvenliğine ilişkin yegane hukuki çerçeve" olarak tanımlanmasına katılmadıklarını ifade etti.

"Hidrokarbon kaynaklarının kullanımı, tüm ilgili halkların ve tarafların meşru ve doğal haklarını dikkate almalıdır"

Adil deniz sınırlandırmasının uluslararası hukuka uygun olarak sağlanmasının önemine de dikkati çeken Yıldız, hakkaniyet ilkesinin ve uluslararası mahkemelerin içtihadının bu konuda yol gösterici olması gerektiğini vurguladı.

Yıldız, şunları kaydetti:

"Hidrokarbon kaynaklarının kullanımı, tüm ilgili halkların ve tarafların meşru ve doğal haklarını dikkate almalıdır. Bu bağlamda, tek taraflı eylemlerden ve maksimalist yaklaşımlardan kaçınmak, istikrar ve işbirliğini teşvik etmek için çok önemlidir. Bölgemizi, deniz yetki alanlarının uluslararası hukuk temelinde adil ve barışçıl bir şekilde tamamen sınırlandırıldığı ve hidrokarbon kaynaklarının adil bir şekilde paylaşıldığı bir istikrar ve refah alanı olarak görmek istiyoruz."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *