14 Ekim 1886’da Kırım’ın Bahçesaray şehrinde dünyaya gelen Şefika Gaspıralı, Türk kadın hareketinin en önemli isimlerinden biridir. Babası, Türk dünyasında "Dilde, Fikirde, İşte Birlik" sloganıyla tanınan büyük fikir adamı ve Tercüman gazetesinin kurucusu İsmail Gaspıralı’dır. Annesi ise Kazan Tatarlarının tanınmış ailelerinden olan Zühre Hanım’dır. Şefika Gaspıralı'nın annesi de tıpkı babası gibi aydın ve Türkçü fikirleriyle bilinir, bu da Şefika’nın yetişmesinde büyük rol oynamıştır.
Eğitimi ve Gençlik Yılları
Şefika Gaspıralı, okuma-yazmayı babasından öğrendi ve eğitimine Kırım’daki Usûl-ü Cedit Mektebi'nde devam etti. Annesinin vefatından sonra henüz 17 yaşında evin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalan Gaspıralı, aynı dönemde babasının yürüttüğü Tercüman gazetesinin yayınlarının yönetiminde ona büyük destek verdi. Şefika Hanım, ilk yazısını 1903 yılında bu gazetede yayımladı.
Âlem-i Nisvân Dergisi ve Kadın Hareketi
1906 yılında Gaspıralı, dünyanın ilk kadınlara özel dergisi olan Âlem-i Nisvân’ın (Kadınlar Dünyası) başına geçti. Bu dergi, Kırım ve Türk dünyasında kadınların eğitim ve çalışma hayatına katılımı, kadın hakları, erkek-kadın eşitliği gibi konulara odaklandı. Şefika Gaspıralı, bu dergi aracılığıyla kadınların toplumsal yaşamda daha fazla yer almasını savundu.
Siyasi Faaliyetleri ve Liderlik Rolü
Sadece bir gazeteci ve yazar değil, aynı zamanda aktif bir siyasetçi olan Şefika Gaspıralı, 1. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nda başkanlık divanı üyesi olarak görev aldı. Aynı zamanda, Moskova’da düzenlenen Bütün Rusya Müslümanları Birinci Kongresi'nde yönetim kurulu üyeliğine seçilerek, Müslüman Türk kadınları arasında siyasete giren ilk kadın unvanını kazandı. Bu dönemde, Kırım’da ve Rusya’daki Türk kadın hareketinde lider bir figür haline geldi.
Kırım'dan Ayrılış ve Türkiye Yılları
Bolşeviklerin 1919’da Kırım’ı işgal etmesinden sonra ailesiyle birlikte Kırım’ı terk etmek zorunda kalan Gaspıralı, Bakü’ye yerleşti. Burada eğitimcilere yönelik kurslar açarak Azerbaycan’da eğitim alanında katkılarda bulundu. Ancak Bakü’nün de Bolşevikler tarafından işgaliyle kocası Nesip Yusufbeyli’nin şehit edilmesinin ardından Şefika Gaspıralı Türkiye’ye göç etti.
Türkiye’de yaşamının geri kalanını zorluklarla geçiren Şefika Hanım, burada dikiş dikerek, hastanelerde ve Kızılay’da çalışarak hayatını sürdürdü. Ancak bu zorluklar, onun siyasi ve toplumsal faaliyetlerini durdurmadı. 1930’da Kırım Kadınlar Cemiyeti’ni kurarak Kırım’daki Türklerin yaşadığı zulmü dünya kamuoyuna duyurmayı amaçladı.
Son Yılları ve Mirası
Türkiye’de kaldığı süre boyunca Kırım Dergisi ve Emel Dergisi gibi yayınlara yazılar yazan Şefika Gaspıralı, hayatı boyunca Türk kadın hareketine olan bağlılığını sürdürdü. Hayatını ve Rusya’daki Türk kadın hareketini bir kitap haline getirmek isteyen Gaspıralı, elindeki belgeleri belgeleri Necip Hablemitoğlu ve Şengül Hablemitoğlu'na teslim etti. Bu çalışma, daha sonra "Şefika Gaspıralı ve Rusya'da Türk Kadın Hareketi (1893-1920)" adıyla yayımlandı.
31 Ağustos 1975 tarihinde İstanbul’da vefat eden Şefika Gaspıralı, Zincirlikuyu Asri Mezarlığı’na defnedildi. Türk kadın hareketine olan katkıları, onu sadece Türk dünyasının değil, tüm dünya tarihinin önemli bir figürü haline getirdi.