Seçim, adaylar, ittifaklar siyaseti meşgul ediyor olsa da, ülke olarak meselemiz çok, gündemimiz yoğun. Sayın Bahçeli’nin grup konuşmasında bu yoğun gündemle ilgili söyledikleri, siyasetin mihengini oluşturuyor.

Seçim, adaylar, ittifaklar siyaseti meşgul ediyor olsa da, ülke olarak meselemiz çok, gündemimiz yoğun. Sayın Bahçeli’nin grup konuşmasında bu yoğun gündemle ilgili söyledikleri, siyasetin mihengini oluşturuyor.

ABD’nin, Türkiye sınırının hemen dibinde, gözlem noktaları kurmak için harekete geçmesi, bizim için büyük bir tehdittir ve Sayın Bahçeli’nin bu konuda söyledikleri, Türk milletinin ortak kanaatidir. “Müttefik olduğumuz ülkenin PYD-YPG lehine gözcülük yapması, PKK/YPG’yi alenen muhafaza altına alması ne hukukla, ne adaletle, ne de ittifak onuruyla bağdaşmaktadır. ABD Savunma Bakanı'nın açıklamalarına yüzeysel ve üstünkörü baktığımızda ABD’nin, Türkiye’yi korumaya çalıştığı izlenimi karşımıza çıkacaktır. Büyük Türk milletini korumaya alacak, bilinsin ki henüz doğmamıştır. ABD, PKK/YPG’nin dümen suyuna çoktan girmiştir. Ancak hevesler beyhude, çabalar boşunadır. Fırat’ın doğusu temizlenesiye kadar, hainler ya inlerinde teslim alınıp ya da sığınaklarında imha edilesiye kadar mücadeleden taviz yoktur, tavsama yoktur, tehir yoktur, geri adım ise haramdır.”

SU KATILMAMIŞ KEPAZELİK

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve bazı körfez ülkelerinin ABD’yle ortak hareket etmesi ayrı bir sorundur ve sayın Bahçeli bu konuda da çok önemli uyarılarda bulunmuştur: “Türk milletine tuzak kuran, günahla kol kola giren, batıla mihmandarlık yapan iradesiz ve icazetli yönetimler, biliniz ki, İslam’ın sırtına saplanmış zehirli hançerden başka bir şey değildir. Suudi Arabistan Allah’tan korkuyor, kuldan utanıyorsa önce işlediği vahşi cinayetin hesabını versin, bedelini ödesin. Kudüs’ün karışmasından sonra, Kabe’nin de karışması ve kaosa girmesi mi isteniyor? Hadimu’l Harameyn eş-şerifeyn olmak iman işidir, yürek işidir, gönül işidir, ancak hak edenlerin, haysiyetle benimseyenlerin taşıyacakları bir unvandır. Türk düşmanlığıyla ve ABD’nin gözüne girebilmek için bölücü terör örgütlerine destek vermeleri alçaklıktır, ahlaksızlıktır, su katılmamış kepazeliktir.”

GEZİ’NİN İÇ YÜZÜ NETLİK KAZANACAK

Fransa’daki olaylar bütün Avrupa’yı tedirgin etmektedir ve Sayın Bahçeli’nin bu konudaki sözleri ders niteliğindedir: “Gezi olayları esnasında polisin göstericilere meşru ve hukuki müdahalesinden rahatsız olan Fransa, bugünlerde Türkiye’ye ne söylemişse yemiş yutmuş, olayları bastırmak amacıyla orantısız tepkiye tevessül etmiştir. Bir ara OHAL yönetimiyle ilgili ülkemize ayar ve akıl vermeye kalkışan Fransa’nın bizatihi OHAL ilanını tartışmaya başlaması da çok manidar bir gelişmedir. Göstericilerin giydiği yeleklerin sarı mı siyah mı olduğundan daha önce, şiddet olaylarını tetikleyen gizemli el ve emellerin deşifresi sanıyorum pek çok şeyi ortaya çıkaracak, Gezi Parkı’nın iç yüzü daha da netlik kazanacaktır.”

DOMUZ ETİNİN NE İŞİ VAR?

Almanya’da İslam Konferansı düzenlenmesi, aslında bütün Müslümanlara hakarettir ve bu ibret verici durum Sayın Bahçeli’nin de dikkatinden kaçmamıştır: “Almanya’da ve Almanya için bir İslam sloganıyla toplanan konferans skandaldır, aymazlıktır, inançlarımıza hakarettir. Ne kadar Türkiye muhalifi varsa konferansa davet edilmiştir. Bizi daha da öfkelendiren husus ise açık büfede domuz etinin servis edilmesidir. Almanya için İslam ne demektir? Domuz etinin İslam Konferansı’nda ne yeri, ne işi vardır? Şunun bunun İslam’ı olmaz, o ülkenin bu ülkenin İslam’ı da olamaz; hakikat tektir, İslam tektir, Allah katında din, ancak İslâm’dır.”

KILIÇDAROĞLU’NUN  MANDA ÖZLEMİ

Almanya’yı ziyarete giden CHP Genel Başkanı’nın oradan verdiği fotoğraflar içler acısıdır. Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli’nin şu değerlendirmelerini iyi değerlendirmeli, kendisine ve partisine çeki düzen vermelidir: “Sayın Kılıçdaroğlu ne yaptığını, nereye savrulduğunu ya bilmiyor ya da tutsak alındığından sesi çıkmıyor, çıkamıyor. Her iki durumda da CHP Genel Başkanı kayıptır, karanlıktadır. Almanya’dan yardım dilenmek manda özlemi değil midir? Sayın Kılıçdaroğlu, tavsiyem olsun, aklına geleni işleme, her ağacı taşlama, Allah muhafaza kamyon farı görmüş tavşana dönersin. Seni ve zihniyetini HDP de kurtaramaz, çürük İP de tutamaz.”

İP BOŞUNA HEVET ETMESİN

İP’in, Meclis'teki araştırma önergeleri üzerinden MHP’yi güya köşeye sıkıştırma oyunları, Sayın Bahçeli’nin sözleriyle bozulmuş ve ifşa olmuştur: “Sırayla Meclis Araştırma Önergesi verirler, kendileri çalıp kendileri oynarlar, üç beş kişiyle siyasi amigoluk yaparlar, döner sosyal medyadan tezvirata heves ederler. Bre cahiller, solumuza flu bakıyoruz demedik mi? Zilletten gelen, Allah’tan gelsin diye tavır göstermedik mi? Cumhur İttifakı’ndan başka her yere kapalı olduğumuzu söylemedik mi? İP boşuna heves etmesin, CHP ve HDP’den aldığı suflelere boş yere güvenmesin, bizim nazarımızda günahtan kurtulmadıktan, tövbe ve pişmanlık yaşamadıktan, terör ittifakından dönmedikten sonra önergeleri yalnızca zaman israfı, buruşturulup atılacak kâğıt parçalardır.”

TÜRK MİLLETİNİN SABRINI ZORLAMAYIN

Yeni bir çözüm süreci için kendini akil sanan bazı akılsız ve zeka özürlüler Oslo’da toplanmışlar. Sayın Bahçeli bu rezil durumu şöyle değerlendirmiştir: “Bu kadar yolu tepip şu kış kıyamette niye Oslo’ya kadar giderler, anlamak zordur. Hemen sınırımızın diğer tarafına geçip Kandil’e gitseler, orada bir mağara deliğinde oturup çözüm gevişi getirseler, bir daha da geri dönmeseler hem zahmete katlanmazlar, hem de kendilerini yormazlardı. Akil geçinen akılsızlar, aramızda dolaşan terörist hayranlarıdır. Çözüm süreci gömüleli çok olmuştur, şansınızı fazla zorlamayın. İsterseniz PKK’ya katılın, isterseniz Avrupa kadrosuna karışın, ama Türk milletinin sabrını zorlamayın, tahammülünü yanlışa yormayın.”