Yahya Kemal, cumhuriyet sonrası modern Türk şiirinin kurucusudur. Düzyazı konusunda da eserler veren şairin, "Tarih Musahebeleri", "Edebiyat Musahebeleri" ve özellikle "Eğil Dağlar" kitabını mutlaka tavsiye ederim.

Bence "Eğil Dağlar" eseri "Kurtuluş Savaşı" yıllarını fikri arka planıyla yorumlayan en önemli eserlerden sayılmalıdır.

Yahya Kemal, 1935 yılında Yenigün gazetesiyle yaptığı söyleşide şiirini, geçmişin sırlı ikliminden ilham alıp, değerler düzeninden çıkardığını ifade eder. Fuzuli’den de, Baki’den de esinlenir. Hatta tasavvuf edebiyatımızın özellikle Melamilik meşrebinde yer bulan "Sonsuzluk" olgusunu işler. Sonsuzluk kavramı Türklerin şuuraltından Orhun’daki Bengütaşlarına geçmiştir.

Bu şuur,"Mehtabı suda yüzdüren" mısraları yazar.

Yahya Kemal’in edebiyat sahasındaki ustalığının arkasında güçlü ve derin bir tarih şuuru vardır. Nitekim, aynı röportajda, "Şiirde yeni ve başka bir tarzı kurmayı ne zaman düşündünüz?" sorusuna şöyle cevap verir :

"-1903’te Genç Türklük cereyanına kapılarak Paris’e gitmiştim. Orada Politika Bilimi mektebine girdim. Tarihçi Albert Sorel, tarih derslerini o mektepte veriyordu. Onun kuvvetli tesirine kapılarak kendi tarihimizi okumaya başladım. Okudukça Anadolu, Rumeli ve İstanbul Türklüğünü başka bir zevkle duydum. Milliyetçi bir bakışla vatanın iklimleri, mimarisi, hatıraları, devir devir almış olduğu renkler gözlerimi kamaştırdı."

Tarih şuurundan milli vicdanı devşiren Yahya Kemal, şaşmaz bir istikametle milli edebiyatın şiir binasını inşaya koyulmuştur.

İrfan çeşmesi bu gün kurumuş değil. Sessiz ve derinden bin bir fedakârlık içinde çıkan yepyeni dergiler Türk edebiyatına umut dolu aşılar yapıyor.

Yeni şairler, yazarlar, hikayeciler çıkıyor.

Yeniler ortaya öyle eserler koyuyorlar ki edebiyat dünyamızın ışığı parlıyor.

Hakan İlhan Kurt’u bilmeyen kaldı mı? Geleneğin izini sürerek kendi tarzını oluşturan, epik şiirden, sosyal ve aşk temalı eserlere kadar enfes örnekler veren Hakan İlhan Kurt keyifle ve gururla okuduğumuz bir şairdir.

Artık yeni bir hikayecimiz var: Kübra Pehlivan! Kitabının adı, Yüzyıllık Defter! Kübra Pehlivan’ın hikayelerini okurken derin bir tarih şuuruyla karşılaşacaksınız. Her bir hikaye, tarihin en karmaşık dönemine denk gelirken edebiyatçının duygulu kalemiyle medeniyetimizin sırlı sandukasını açacaksınız.

Mustafa Doğan; Tarsus Belediye Başkanlığı Kültür Müdürü görevini başarıyla sürdürürken edebiyatla, şiirle ilgilenmeyi ihmal etmiyor.

Şu usta mısralar onun :

"Uzak kadar dibinde dövüneceğiz elbet,

İster rüzgara üfle, ister nefesi celb et!"

Ve Fatih Oğuz, Almanya Türk Federasyonu Genel Sekreteri ;Türkçenin engin kaynağından yepyeni kelimeler keşfederek denemeler kaleme alan bir söz ustası. Fatih Oğuz, şimdi yakın tarihi, edebiyatın kuşatıcılığı ile inceleyen bir roman üzerinde çalışıyor.

Yahya Kemal, kendi tarzını inşa etmek için vatanın iklimlerini, mimarisini, hatıralarını milliyetçi bir zevkle yeniden keşfetmek yolunu tercih etti.

Milli köklerine sımsıkı bağlı, geleneği geleceğe yepyeni eserlerle taşımaya kararlı edebiyatçılarımız umudumuzu yeşertiyorlar.

Keyifle okuyor ve mutlu oluyoruz.