Bilmem kimin “Sözcü”sü, kendi yazarını “duayen gazeteci” diye cilalıyor… Uğur Dündar ise “üstad”… Kadrodaki Çölaşan, Coşkun, Turan, Doğru, Öztürk ve Yalçın “duayen”… Ama adamların kalemi “muhalefete duayen”… Son duayenleri de Yılmaz Özdil… Bütün elitler el birliğiyle “Mustafa Kemal”ini pazarlıyor adamın… AVM’lerde, gazete bayilerinde, kupon karşılığı falan… Ama Özdil, hep sığındığı, Atatürk, cumhuriyet, dedeleri ve İzmir üzerinden son FETÖ soruşturmasını “komedi” olarak niteliyor… Mesela Çölaşan’ı savunurken, okuyucuda algı yaratmak için “Doğrusunu isterseniz ben Emin Çölaşan konusunda doğru bir karar verdiklerini düşünüyorum. Biliyosunuz Emin Çölaşan’ın dedesi milli mücadele kahramanıdır aynı zamanda Atatürk’ün adalet bakanıdır… Bence Emin Çölaşan’ın dedesi, FETÖ’cüleri adalet bakanıyken monte etmiştir… İsmet İnönü’yle beraber yaptığını düşünüyorum. Sonra İsmet Bey çıkıp rabbim beni affetsin falan demişti” gırgırı hep yaptığı şey zaten… Neyse konumuz Özdil değil, Sözcü yazarlarına açılan dava…

Pat diye Fatih Altaylı giriyor topa: “Herhalde Zaytung haberidir dedim!” Ardından CHP’li Karayalçın’dan klasik solcu açıklaması: “Muhalefetin sesi kesilmek isteniyor!” Ellerinde kala kala Sözcü, Cumhuriyet, OdaTV, Halk TV kalmış, çaresiz… Millet bu Sözcü’lerle uğraşırken, FETÖ’nün yurt dışı ayağı Türkiye’ye basından iftira yağdırmakla meşgul… Geçelim…

İştahla sarıldığı Mansur Yavaş’tan ümidini kesmiş… Y-CHP ile “Ankara, İstanbul, Mersin, Antalya pazarlığı”nın arasında Topuklu ablaları iki yancısıyla Sözcü’ye ziyarete geliyor… Yancıları da CHP’den ithal Çıray ile MHP’nin safra atığı Paçacı… Duayenleri ziyaret ederken diyor ki Topuklu: “Çölaşan ile Doğru’nun FETÖ’ye üye olmamakla birlikte yardım şeklinde bir isnatla haklarında dava açılmış olması gerçekten çok şaşırtıcı….Her seçime gidilirken düşman kuvvet ilan edilir…. Bugün özellikle Türkiye’nin de yakından bildiği bu iki yazarla ilgili ortaya konulan tavır, FETÖ mücadelesinin sulandırılması anlamı taşır.” Örgütünde “Ben belediyeler imamıyım” diyeni barındıran ablanın bundan sonraki sözleri bilindik komedi: “Biz FETÖ ‘nün siyasi ve iltisaki ayağını bulmak üzere iki ayrı araştırma önergesi verdik. AK Parti ve küçük ortağı tarafından reddedildi.” “Bu iddianame, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da darbedir.” Yorum yok, geçelim…

Sırada Y-CHP var… Koştura koştura Sözcü’ye geliyorlar… Malum ekip… Tuncay Özkan, Gülizar Biçer Karaca ve Gamze Akkuş İlgezdi ile Engin Özkoç… Meşhuuur gazeteci Özkan, “Sözcü kurulduğu günden bu yana FETÖ ile mücadele ediyor, şimdi FETÖ’cü çamuru atılıyor, buna kim inanır” lafları ediyor… Özkoç da, “Bir korku dalgası yaratılmak isteniyor. Asıl amaç suçun içeriği değil, asıl amaç çok net ‘Herkese istediğimizi yapabiliriz, kanıta gerek yok’ deniyor. Tek bir vücut olarak mücadele edilmeli. Hiç kimse Sözcü ile ilgili ‘acaba’ bile diyemez. Bu mücadelede sıkıntı var, yükünü çekiyorsunuz ama ihtiyacımız olan da sizin gibi insanların duruşu” açıklaması yapıyor… Türkgün okuyucusunun takdirine bırakıyorum… Daha sonra “altını üstünü kazırız” bu sırlı bulmacanın… Kısacası “Üç benzemezler” iş başında…