Bu köşede kaleme aldığım “Ben Cimbomlu, O Fenerli” başlıklı bir yazıda, sporda ahlaki rekabete, kardeşliğe ve birliğe dikkat çekmiş; şiddet yerine centilmenliği ön plana çıkararak sporun birleştirici ruhunu yansıtmaya çalışmıştım. Yazının bir bölümünde ise, “Ben, fanatik denebilecek kadar koyu bir Galatasaray taraftarıyım” ifadesine yer vermiştim.

Ancak Kayserili olmam nedeniyle bazı Kayserispor taraftarlarından bu yazıya dair sitem dolu geri dönüşler aldım. Gönül koymakta sonuna kadar haklılar… Kayserispor’a hiç değinmemem, benim eksikliğim ve açık bir ayıbımdır.

Oysa ben, çocukluk ve gençlik yıllarımda Kayserispor’un eski stadyumunda maçları büyük bir coşku ve heyecanla takip eden biriyim. Kulübün efsane amigosu, “Elifoğlu” lakaplı merhum Mustafa Salkım’ın tribünlere yaptığı “Kol kola!” çağrısıyla çocuk yaşta taraftarlık ruhunu içimde hisseden bir geçmişim var. O stadyumda yediğim sucuk-ekmek lezzetini de hâlâ unutamam…

Son dönemde Kayserispor; yeni yönetimi, teknik direktörü ve enerjik taraftar kitlesiyle ciddi bir çıkış yakaladı. Bu başarıda, ismi artık Kayserispor ile özdeşleşen MHP Kayseri Milletvekili Sayın Baki Ersoy’un büyük katkısı olduğu inkâr edilemez. Takımın ligden düşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı, endişelerin zirve yaptığı günlerde sarf ettiği “Her şey düşer, KAYSERİSPOR düşmez! Allah’ın izniyle de düşmeyecek...” sözleri; hem taraftara moral, hem yönetime güçlü bir motivasyon kaynağı olmuş; bu kararlı duruşuyla da sözünü yerde bırakmamıştır.

Verdiği maddi ve manevi destekle Kayserispor camiasının yeniden ayağa kalkmasında kilit rol oynamıştır. İç saha veya deplasman fark etmeksizin, kar-kış demeden takımının yanında olmuş; desteğini bir an olsun esirgememiştir. Baki Ersoy aynı özverili desteği, 3. Lig’de mücadele eden Erciyes 38 FK için de sürdürmektedir. 

Kayserimizin güzide kulübü Erciyes 38 FK’nın Başkanı olan değerli dostum Ahmet Dirgenali, aynı zamanda Kapalı Kale Taraftarlar Derneği Başkanı olarak, yıllardır Kayserispor tribünlerinin ateşleyici gücü olmuştur. Takımına olan sarsılmaz bağlılığıyla, Kayseri futbolunun adeta omurgası hâline gelmiştir. Bu vesileyle, onun şahsında tüm Kayserispor taraftarlarını saygıyla selamlıyor, tribünlerdeki emeklerine gönülden teşekkür ediyorum.

Kayserispor, bu sezonun ikinci devresinde ligin en dikkat çeken ve en dirençli ekiplerinden biri olmayı başarmıştır. Öyle ki, sadece kümede kalmakla yetinmemiş; aynı zamanda zirve yarışını doğrudan etkileyen kritik maç sonuçlarına imza atmıştır.

Kulüp Başkanı Sayın Nurettin Açıkalın ise, çok eski yıllara dayanan dostluğumuzun, birlikte yaşadığımız nice güzel anının kıymetli bir ortağıdır. Kendisi, Kayseri’nin vizyon sahibi, çalışkan iş insanlarından biridir. Bugün Kayserispor’un sahaya yansıttığı yüksek futbol kalitesi ve istikrarlı çıkışı, gelecek sezonlar adına da umut vericidir. Onun katkılarıyla şekillenen bu başarı ivmesinin artarak sürmesini canı gönülden temenni ediyorum.

Kayserispor sevdasına dayanan o samimi ruh, bu kulübün en büyük gücüdür. Bu ruh sürdükçe başarı da kaçınılmazdır. Dilerim ki, bir gün Kayseri’nin sokaklarında lig şampiyonluğunu coşkuyla kutlayacağımız o tarihi ana hep birlikte tanıklık ederiz.

Sayın Baki Ersoy’un sosyal medyada, tribünde taraftarların arasında çekilmiş her fotoğrafını gördüğümde hep aynı mesajı atarım: “Sevdamız Kayserispor.”

Evet… Sevdamız Kayserispor’un her daim başarılı olmasını, şehrimizdeki birlik ve beraberlik ruhuna katkı sunmasını ve Kayseri halkına umut ve mutluluk aşılamasını tüm kalbimle diliyorum.

Bu vesileyle kulübün efsane amigosu, rahmetli Elifoğlu Mustafa Salkım’ı da minnet ve rahmetle anıyorum.

“Kol kola Kayserispor... Kol kola!”