Resmi ara transfer dönemi bugün başlıyor.

İlk yarıda kendilerinden memnun olmayan takımlar 31 Ocak 2019’a kadar alım-satım işleri yapabilecek.

Lig arasındaki, 'yalan rüzgarı' transfer dizisi, gerçek senaryoyla 28 gün yayında olacak.

Finansal Fair Play kıskacındaki Galatasaray’ın 12 milyon euroluk Falcao hayali, 11.9 milyon euro bütçeli Fenerbahçe’nin, teknik direktör Ersun Yanal listesindeki, 3-5 dünya yıldızını kadrosuna katması, Beşiktaş’ın yarısını satışa çıkarttığı kadroyu zenginleştirmek için alacaklarıyla ilgili gerçekler, bugünden itibaren gün yüzüne çıkıyor.

Falcılık yapmaya gerek yok. Sayılan dökülen isimlerinin hiçbiri transfer edilemez. Belki bir ya da iki futbolcu alabilen (o da, eğer elinde para eden oyuncuları gönderebilirse) takımlar, transfer yapabilme mutluluğu yaşayacak.

Buraya kadar anlaştıysak, gelelim, bugünlere nasıl gelindiğine?

Yöneticiler, kulübü falan düşünmüyor. Günü ve koltuklarını kurtarmak için 'yarınlara ipotek' koymaktan çekinmiyorlar. Ödeyebileceğinden yüksek rakamlar vadederek imzalar attırıyorlar, sonra futbolcu “Para” deyince de, 'forma aşkı' gerekçesiyle, dışlıyorlar.

Yok beyler, yok…

Ricardo Quaresma tabi ki, parasını isteyecek. Yasal yollara başvuracak. Ve sizler, hakkını aradığı için futbolcuları kadro dışı bırakarak, cezalandırmak yerine, sorumluluklarının gereğini yapacaksınız. Üstelik o sözleşmenin altında sizin imzanız varsa. 621 milyon euro borç açıklayıp, gelen başarısızlıktan kurtulmak için, çok daha büyük sorunlar açamazsınız. Atacağınız her adımın UEFA kayyumları tarafından incelendiğini bilerek, gerçeklerle yüzleşmek zorundasınız.

Hele, “Transfer, transfer” diyerek, bir yarıyı kavgalarla, yeterince çalışmamanın getirdiği sakatlıklarla geçirmek, işte en büyük sıkıntı da bu. Sonuçların, tüm sorumluluğunu üstlenmeden yapılan transfer, hiçbir sıkıntının çözümü olamaz.

Kucka, Burak, Onur parasını istedi diye de kızmayacaksın. Onlara o paraların sözünü veren, koltuğun eski sahiplerini eleştireceksin. Sen de, senin yerine geleceklere, rahat oturabilecekleri bir yer yaratıp, örnek olacaksın.

Düzelir mi, bu işler?

Düzelir de, önce 'denge' lazım…

Güncel bir örnekle anlatalım. Eğer kabak lastikle, karlı zemine çıkarsanız, patinaj yapar savrulursunuz. Doğru lastik ve doğru şoföre sahip araçlar, her zaman düzlüğe çıkar.

Yani, kaos bitsin isteniyorsa, yöneticiler ve teknik adamlar, geçmişten kurtulup, önce 'gerçekleri' anlatmalı, sonra 'doğru planlama' ile yarınları kurtarmalıdır.