Zulümle temelleri atılan Sovyetler, çöktükten sonra kendinden geriye enkaz bıraktı. Çöküşüyle başlayan etnik sorunlar gittikçe savaşa çevrildi. Kafkaslarda hegemonyanın lokomotifliğini yapan Rusya’nın, mirasçısı olduğu SSCB’nin enkaz altında bıraktığı ülkeler için sorunlarına yeni bir müdahale şansı doğdu. Bir nevi bölgede borusunun ötmesi için zemin yaratıldı. Çıkan savaşlarda kendisinin ‘çözücü rol’ üstlenmesiyle bölgedeki gelişmelerden kenarda kalmak istememesini ortaya koydu.

Sovyetler parçalandıktan sonra Gürcistan’da da ayrılıkçı birlikler meydana çıktı. Ekonomik sorunları hiç de iyi olmayan Gürcistan’ı zor dönemler bekliyordu ve siyasi istikrarın bozulmasına sebep olan ülkedeki sorunlar gittikçe tehlikeli hal almaya başladı. Bu sorunlarla sarsılan Gürcistan etnik sorunlardan da nasibini aldı. Abhazya ve Güney Osetya’da büyüyen etnik temelli sorunlar, savaşa çevrilmişti. 1992 yılında Enguri nehri üzerindeki demiryolu köprüsünün patlatılması olayı, savaşın başlatılma sinyaliydi. Gürcistan’ın toprak bütünlüğü hedefteydi. Bu ağır dönemlerde Gürcistan’da yaşayan Azerbaycan Türkleri, yani Borçalılar Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne sahip çıktılar ve kadim Türk Yurdu olan Borçalı Türkleri, Gürcistan’a ihanet etmediler, hatta bazı evlatları Gürcülerin hayatını kurtardılar.

4 Haziran 1993 tarihinde operasyondan dönen Gürcüler pusuya düşürüldüler. Ablukaya alınan grubu kurtaran ise Enver Hümbetov’du. Kendini feda ederek 30 kişilik grubu ölümden kurtaran 2 evlat sahibi olan Enver bir Borçalı Türküydü.

Gürcistan’ın bu ağır döneminde 600’e yakın Borçalı Türkü Gürcistan’ı yalnız bırakmadı, onun toprak bütünlüğünü korumak için savaşa katıldı ve bir kısmı da bu uğurda canından geçti.

Şimdi geçmişi neden hatırladım? Sözü fazla uzatmadan yaşanan çirkin olaya geçeyim.

Geçtiğimiz günlerde Gürcistan’da bir büst açılışı oluyor. Açılışa Gürcistan’da belli  mevkilerde bulunan, devlet memuru olan ermeniler de katılıyor. Anıt Kobra lakaplı mikhail avağyan isimli bir teröristin. O mikhail ki, Hocalı’da yaşanan soykırıma bizzat iştirak etmiş, Azerbaycan’ın ermeniler tarafından diğer işgal edilmiş bölgelerinde Türklere karşı savaşmış bir katil, eli Türk kanına bulaşmış bir cani.  Aslında bu kıyacının büstü 1994 yılında yapılmıştı. Şu ana kadar da bundan haberimizin olmaması ve tepki verilmemesi hem bölgedeki Türklerin, hem de bizlerin eksikliğidir. 20 Ocak 2019’da büstün yeni onarımlı açılışı olmasaydı belki de yine de bu rezillikten haberimiz olmayacaktı. Restorasyonlu açılışın tarihine dikkat edersek burada da bir ‘gözdağı’ ve ‘kin’ yatmaktadır. Sovyet ordusunun Bakü’de katliam yaptığı bir tarihte 20 Ocak yahut Kara Yanvar dediğimiz tarihte bu iğrenç olayın gerçekleşmesi de boşuna değildir. Kasıtlı olarak seçilen bu tarihte Gürcistan üzerinden kirli emellerini hayata geçiren ermeniler eski huylarından vazgeçmeyerek yine de ermeniliğini yapmış bulunmakta. Peki bu olay Gürcistan’a yakıştı mı? Bunu kızgınlıkla karşılayan Borçalılar Tiflis’te Parlamento binası önünde itiraz mitingi düzenlendi. Aynı zamanda Parlamentodaki Azerbaycan kökenli milletvekilleri de bu haksızlığa karşı çıktılar.

Her zaman Türklerin desteğini alan, sosyal, ekonomik, kültürel alanlarda ister Azerbaycan, ister Türkiye tarafından yalnız bırakılmayan, hep dostça yaklaşılan Gürcistan bu olaya izin verdiği için dostlarına ayıp etmiş oldu.

Bir taraftan senin uğrunda savaşa giden ve canlarını feda eden, her alanda sana destek veren, ihanet etmeyen senin vatandaşın olan bölgede yaşayan Azerbaycan Türkleri ve diğer taraftan eli onların kanına bulaşmış, çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden işkenceyle öldürmüş ve senin de topraklarında kirli emelleri olan katil sürüsü. Türk topraklarında senin toprak bütünlüğüne göz diken birine, masum insanları katleden birine büst konulursa nasıl karşılardın?  Borçalılar  bunu affetmez, affetmeyecek;

Yanlış yaptın Gürcistan!