Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, yerel yönetimlerde dayanışma aidatı uygulamasının hukuka, eşitliğe ve sendika seçme hürriyetine vurulmuş bir pranga olduğunu vurguladı.
Genel Başkan Kahveci, konuya ilişkin X hesabından yaptığı açıklama şu şekilde:
"YEREL YÖNETİMLERDE DAYANIŞMA AİDATI UYGULAMASI HUKUKA, EŞİTLİĞE VE SENDİKA SEÇME HÜRRİYETİNE VURULMUŞ BİR PRANGADIR
💢Anayasa Mahkemesi’nin yerel yönetimlerde imzalanan sosyal denge sözleşmesinden faydalanmak isteyen kamu görevlilerinden, söz konusu sözleşmeyi imzalayan sendikaya "dayanışma aidatı" ödeme zorunluluğunu kaldıran Danıştay kararını iptal eden kararı, sendikal özgürlüğe vurulmuş bir darbedir. Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ın sosyal denge sözleşmelerinden dayanışma aidatı alınması uygulamasını iptal eden kararını bir kere daha değerlendirmesini talep etmiştir.
💢Bu karar, sendikal hak ve özgürlükler açısından ciddi sakıncalar barındırmaktadır. Kamu görevlilerinin yalnızca belirli bir sendikaya üye olmaya zorlanması sonucunu doğuracak bu karar, çalışanların serbest iradesiyle sendika seçme hakkını fiilen ortadan kaldıracaktır. Bu durum, sendikal tekelleşmeyi teşvik eden, örgütlenme özgürlüğünü zedeleyen ve sendikalar arasında adil bir rekabet ortamını yok eden bir anlayışın ürünüdür.
💢Türkiye Kamu-Sen olarak defalarca vurguladığımız gibi, kamu görevlilerinin haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla yapılan sözleşmelerden 4688 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tüm çalışanlar eşit şekilde yararlanmalı; bunun bir bedeli olacaksa da bu bedelin sendika ayrımı gözetilmeksizin belirlenmesi gerekmektedir. Dayanışma aidatı adı altında kamu görevlilerinin belirli bir sendikaya yönlendirilmesi ne adaletle ne eşitlikle ne de demokratik sendikacılık anlayışıyla bağdaşmaktadır.
💢Daha önce Danıştay tarafından verilen karar, dayanışma aidatı uygulamasının hukuka aykırı olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Anayasa Mahkemesi’nin bu son kararı, Danıştay’ın içtihadıyla da çelişmektedir.
💢Bu sebeple Türkiye Kamu-Sen olarak, çalışanların özgür iradesine ipotek koyan, sendikal çeşitliliği tehdit eden ve kamu görevlilerini belirli bir sendikaya mecbur bırakacak bu düzenlemeye karşı itirazımızı en güçlü şekilde dile getiriyoruz. Demokratik hukuk devleti ilkesinin, sendikal hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması gerektiğine inanıyor; Danıştay’ın daha önce verdiği kararda ısrar etmesi gerektiğini düşünüyoruz.
💢Kamu görevlilerimizin hak ve menfaatlerini savunmaktan ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."