Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Sindel Mahallesi yakınlarında 1965 yıllarında keşfedilen ayak izleri büyük ilgi görüyor. Yapılan araştırmalarda 12 bin yıl öncesine ait ayak izlerinin Kula Yanardağı'nın patlamasından kaçan kişilerin bıraktığı düşünülüyor.
Dünyada benzeri az olan insan ve hayvan ayak izleri yeterince korunmadığı için yok olma aşamasına geldi. Ayak izlerinin bulunduğu Sindel Mahallesi Muhtarı Bekir Üçtaş da kendini binlerce yıllık tarihi korumaya adadı. 65 yaşındaki Bekir Üçtaş, 2009 yılından bu yana ayak izlerinin bulunduğu alanı korumaya çalıştığını söyledi. Demirköprü Barajına bakan yamaçta yer alan ayak izlerini evinden dürbünle gözleyen Üçtaş, ayak izlerinin bazılarının bilinçsiz vatandaşlar tarafından tahrip edildiğini ve zamanla yok olma aşamasına geldiğini belirtti. Gün yüzüne çıkarılmamış toprağın altında çok fazla ayak izi olduğunu kaydeden Üçtaş, ortaya çıkarılanlardan sadece 30-40 tanesinin kaldığını söyledi.
TOPRAĞIN ALTINDA TUTARAK KORUMAYA ÇALIŞIYOR
Ayak izlerini toprakla örterek koruma altına alan Muhtar Bekir Üçtaş, "Bu ayak izlerinin ilk olarak 1964-65 yıllarında bulundu. Ayak izleri daha fazlaydı fakat bakım ve koruma olmadığından dolayı binlercesi heder oldu gitti. Kimlere ait olduğunu araştıramadık. Yapılan araştırmalarda yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülüyor" ifadelerini kullandı.
Ayak izlerinin volkan patlamasından sonra kaçan insanlar tarafından bırakıldığı bilgisini veren Muhtar Üçtaş, "Volkan patlaması sırasında aşağıdan bu yöne doğru püskürme olduğu düşünülüyor. Fakat izler de patlamadan tarafa kaçıldığını gösteriyor. Ayak izlerinin istikamet patlamanın olduğu istikamete doğru. Burada bir çelişki var. Oradan patlama olduysa bu insanlar neden patlamanın olduğu yöne doğru kaçtı? Daha önce bu barajın altında Gediz çayı akıyordu. Çaya mı gittiler orasını bilemiyoruz" dedi. İHA
"BU NİMET AVRUPA'DA OLSAYDI ÜZERİNDE KUŞ UÇURTMAZLARDI"
İzlerin yok olmaması için gönüllü koruyuculuk yaptığını belirten Üçtaş, "Bu izlerin gönüllü koruyucusu benim. Ben 2009'da muhtar oldum. Kültür ve Turizm Bakanlığına izlerin korunması için dilekçe yazdım. Burada yüzlerce açıkta olan izler vardı. Kapalı olan yerler de var fakat biz bu izleri açmıyoruz. Açık olan izler koruma altına alınmadığından çoğu izler kayboldu. Vatandaşlar gelip götürmüş. Bu izler koruma altına alınsaydı bizim mahallemiz için, devlet için bir nimetti. Fakat ne yazık ki sesimizi duyuramadık. Kendi imkanlarımla her zaman koruyamıyorum. Gelen ziyaretçiler bilinçsiz açıyor. Zarar vermeden dolayı bu izler zamanla bozuldu. Bu nimet eğer ki Avrupa'da olsaydı üzerinden kuş uçurtmazlardı. Ancak nedense bizde böyle şeyler pek kale alınmıyor" diye konuştu.