Askeri alanda olduğu gibi sivil alanda üretim yönünde de önemli gelişmelerin olduğu bir yıl olan 2018’in en önemli gelişmeleri özellikle enerji ve haberleşme alanlarında yaşandı.

Star Rafinerisi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak hayata geçti. 6 milyar doların üzerinde yatırımla Azeri devlet şirketi SOCAR tarafından yapılan tesis, petrol ürünleri ithalatını yıllık 1.5 milyar dolar azaltmış olacak. Bu anlamda önemli bir bağımlılık azalacak. Petrol ürünleri kullanan plastik ve benzeri birçok sektör için de daha rekabetçi üretim mümkün olabilecek.

Yine enerji alanında, yenilenebilir enerjinin Türkiye’nin enerji vizyonuna yerleşmesiyle yapılan önemli atılımlardan birisi rüzgâr YEKA ihalesi. 2018’de yapılan ihalede santral ekipmanlarında %65 yerlilik oranı hedeflenirken, fabrika kurulumu ve işletilmesinde %90, AR-GE’de %80 yerli istihdam şartı getirildi. Aslında her büyük projenin temelinde bu şekilde yerlilik oranı hedeflerinin bulunması artık olmazsa olmaz bir kural haline getirilmeli. Bunlara ek olarak, yılın ilk 6 ayındaki elektrik üretimi yatırımlarının %80’den fazlası yerli enerji kaynaklarına dayalı olarak yapıldı. Cari açığın en büyük sebebi olan enerjide yerli payının her %1’lik artışının kabaca 1 milyar dolar cari açığı azaltabileceğinden hareketle, en kritik yerlileştirme hareket alanının enerji olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Türkiye, Çin tarafından yeni İpek Yolu olarak hazırlanan ve yol üzerindeki ülkelere de önemli katkı sağlayacak “Bir Yol, Bir Kuşak” projesini, kendi bölgesel ulaştırma, lojistik ve birleşme noktası vizyonu ile de örtüştürmeyi başardı. İstanbul üçüncü havalimanı, üçüncü boğaz köprüsü, Bakü-Tiflis-Kars-Edirne demir yolu ve kara yolu projeleri de Türkiye’nin konumunu güçlendiriyor. Bunlar aynı zamanda birer hizmet ihracatı olarak da değerlendirilebilir.

Yüksek teknolojili ürün sınıfına giren ürünlerin Türkiye’nin toplam ihracatındaki payının 2022’ye kadar %4’lerden %6’ya yükseltilmesi hedefi de konmuş durumda. Bu ise ancak yatırımların önemli kısmının yüksek ve orta teknolojili yatırımlara yönlendirilmesiyle olabilecek. Bu alanda önemli başlıklardan bir tanesi olabilecek haberleşme alanında önemli atılımlar yapan Türkiye, yıla 4.5G ve 5G altyapılarının yerli, milli geliştirilmesi yönünde iki önemli proje ile girdi.

Sanayide ise olağanüstü bir atılım gerçekleşememesini, 2018’in ekonomik karakterine bağlayabiliriz. Sanayi, yatırımdan daha çok, var olanı korumaya yönelmiş durumda. Diğer yandan sağlık ve gıda gibi bazı alanlar var ki, büyük cari açık veriyoruz ve hala yerlileştirme ihtiyacı büyük ölçüde devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği politika kurulları ve yönetim çevikliği ile özellikle genel sanayi, sağlık, gıda, bilişim gibi alanlarda atılım imkânlarının iyi değerlendirilmesi gereken bir döneme giriyoruz. Üretimin teşviki ile ilgili mekanizmalar, kamunun bizzat kendisinin yerli ürünlere tüketici/kullanıcı olması, stratejik yatırım teşvik modelinin bu alanlara da uygulanması, ithalatta geçici de olsa konabilecek gümrük bariyerleri ve hatta enflasyon hedeflerini üretici lehine esnetme, bu alanlardaki yerlileşme ve kendine yeterliliğin önünü açabilecektir.