Her ilin, her ilçenin, hatta beldenin beklentisi farklıdır. Adaylar, donanımlı olmak, şehrin ihtiyacına göre projeler geliştirmek ve bunları seçmenine iyi anlatmak zorundadır. Zillet ittifakı bu seçimlere, normal şartların dışında anlamlar yüklemiştir.

Belediye başkan adayları üzerinden açılan papatya falları, artık son noktaya geldi. Partiler belediye başkan adaylarını, özellikle iller bazında önemli ölçüde açıkladılar. Siyasi partilerin performansı, milletteki karşılığı, liderlerin etkisi, elbette sonucu belirleyen temel faktörlerdir. Yerel seçimlerde bunlara adayların profili ve özellikleri de eklenir.

ADAYLAR DONANIMLI OLMALI

Gelinen noktada seçim süreci adaylar üzerinden ilerleyecektir. Söyledikleri, vaatleri, geçmişleri, hedefleri, performansları büyük ölçüde belirleyici olacaktır. İletişim çağındayız ve bilgi çok çabuk yayılıyor. Gündem çok hızlı değişiyor. Dolayısı ile artık kuru lafa değil, ciddiyete, projeye, kapasiteye bakılarak karar veriliyor. 31 Mart’ta başarılı olmak ve seçilmek isteyen adaylar, donanımlı olmak, bölgenin, yörenin, şehrin ihtiyacına göre politika üretmek, inandırıcı, ayağı yere basın ve mutlaka hayata geçirilecek projeler geliştirmek ve bunları seçmenine iyi anlatmak zorundadır. Ama hepsinden önemlisi, milli bir bakış açısı ortaya konulması, ülkenin birliğini ve geleceğinin esas alınmasıdır.

YEREL İHTİYAÇLAR FARKLI

Büyük yatırımlar yapılmış, ciddi bir alt yapı seferberliği yürütülmüştür. Buna rağmen, hala kat etmemiz gereken çok mesafe var. Yerel ölçekte ihtiyaçlar çok daha girift ve acildir. Her ilin, her ilçenin, hatta beldenin beklentisi farklıdır. Kiminin önceliği yol, su, kanalizasyon gibi altyapı hizmetlerinin tamamlanmasıdır, kiminin önceliği yatırım yapılasıdır. İşsizliğe çare bulunması, ekonominin canlandırılması gibi konularda artık yürütme organı kadar, yerel yönetimlerden de sorumlu tutuluyor. Kaldı ki, belediyecilik artık sadece bunlarla da sınırlı değildir. Eğitim-kültür faaliyetleri, yaşam kalitesinin arttırılmasına yönelik tedbirler alınması ve düzenlemeler yapılması, huzur ve güvenlik gibi ileri beklentiler de mutlaka dikkate alınmalı ve buna göre proje üretilerek milletin önüne çıkılmalıdır.

SEÇİME FAKLI ANLAMLAR YÜKLENDİ

Aday tespiti sürecinin tamamlanmasından sonra, artık proje ve vaatler öne çıkacaktır. Televizyonlarda, gazete sayfalarında başta anakentler olmak üzere her şehrin sorunlarıyla ilgili programlar yapılması kuvvetle muhtemeldir. Bütün bunları bir yere kadar kabul eder ve anlarız. Ancak, hiçbir şart altında unutulmaması ve mutlaka dikkate alınması gereken bir başka nokta daha var. Zillet ittifakı bu seçimlere, normal şartların dışında anlamlar yüklemiştir. 31 Mart seçimleri, alınacak sonuca göre yeni hükümet sisteminin tartışılmaya açılmasından tutun da, kurulan ittifakın bileşenlerini oluşturanların beklentilerine bağlı olarak, ülkenin varlığının ve birliğinin dinamitlenmesine varıncaya kadar çok önemli gelişmelere gebedir.

HDP ZİLLETE NEDEN DESTEK VERİYOR?

Zillet ittifakının tam merkezinde PKK uzantısı HDP’nin olduğu kesinlikle akıllardan çıkarılmamalıdır. Bunu bir siyasi değerlendirme olarak yazmıyorum. HDP sözcülerinin yaptıkları açıklamaların ortaya koyduğu kesin bir gerçeği hatırlatıyorum. Zillet ittifakının CHP ve İP kanadı ne kadar milletten gizlemeye uğraşsa da, HDP’nin bütün sözcüleri, zilletin başarılı olabilmesi için her türlü fedakarlığı yapabileceklerini söylemişlerdir. Diğer taraftan FETÖ’nün içeride ve dışarıda ne kadar bilinen unsuru varsa, tamamının zilletten yana tavır koyması elbette bir tesadüf değildir. Seçmen sıfatı taşıyan herkesin, PKK uzantısı HDP ve FETÖ unsurlarının zillet ittifakına bu kadar bağlı olmalarının sebebini mutlaka sorgulaması gerekmektedir. Bu terör örgütleri neyin karşılığında ve hangi beklenti ile zillete onay veriyor, katkı yapıyorlar?

CUMHURİN İŞBİRLİĞİ

Neresinden bakılırsa bakılsın, bu seçimlerin ayrı bir önemi olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. Şehirlerimizi, mahallelerimizi yönetecek isimleri seçmekle kalmayacağız, ülkemizin bundan sonraki seyrini de tayin edeceğiz. 31 Mart seçimleri bir beka meselesidir ve gelecek tayinidir.Seçimlerin bu kadar hassas olması, Cumhur ittifakının önemini ve rolünü çok daha belirgin hale getiriyor. Böyle olduğu içindir ki, MHP her şeyi bir kenara bırakmış, bütün kısır çekişmeleri aşmış, hiçbir pazarlık yürütmemiş ve seçim ortaya çıkarabileceği tehlikelere işaret ederek, işbirliğinin yolunu açmıştır.

İDDİALI ADAYLAR

Milliyetçi Hareket Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi arasındaki işbirliği görüşmeleri son aşamasındadır. Bu işbirliğinde hedef 24 Haziran seçimlerinin gerisine düşmemek ve mümkün olduğu kadar çok yerde seçim kazanmaktır. Zilletin önünü kesmek için iddialı adaylarla seçime katılmak, sonuç almaya yönelik tedbirler almak, siyasetin doğasına da, işbirliğinin amacına da son derece uygundur. Karşılıklı jestlerin olması, siyasete bir seviye ve ciddiyet de getirmektedir. Zillet içindeki pazar alışverişi seviyesindeki paylaşımları görünce, ne kadar doğru bir iş yapıldığı çok daha net olarak ortaya çıkmaktadır. Türk milletinin de değerlendirmeyi böyle yapacağı ve ona göre karar vereceği kanaatindeyim.