Bir önceki yazımda çevrenin daha yaşanılır halde tutulması için kullanılabilecek akıllı teknolojilerden bahsetmiştim. Elbette çevreyi en çok kirleten unsurlardan birisi de şehir trafiği. Hem gaz emisyonu hem de enerji sarfiyatı bakımından trafiğin etkilerini azaltabilmek, hepimiz için teknolojinin en gözde çıktılarından biri olurdu.

Teknoloji ile trafik sisteminin, canlı bir şekilde sensörler vasıtasıyla, her noktada dakika dakika izlenmesi ve sayısal şekilde geçmiş verilerin depolanması mümkün hale geliyor. Bundan sonra ise yazılımlar ile bu geçmiş veri işletilerek, “eğer”ler konularak simülasyonlar yapılıyor. Örneğin “Eğer bir yol tek yön hale getirilirse 2 km ilerideki bir bulvar nasıl etkilenir?” sorusuna cevabın bu tür yazılımlarla benzetim yapılarak verilmesi mümkün.

Planlamada yazılımların kullanılmasının bir ilerisi de trafikte sensör ve yazılımların noktasal olarak kullanılması. Örneğin akıllı kavşak olarak anılan kavşaklarda her yönde bekleyen araç sayısı sensörler tarafından belirlenerek o kavşaktaki uygun yönler yazılım tarafından yeşile döndürülerek optimize bir işletim mümkün olabilecek. Hatta şehrin bütünü için tek bir resim, merkezi SCADA ya da diğer ismiyle Akıllı Trafik Sistemi tarafından yönetilebilecek. Bu sistem, hava verileri, trafik verileri, seyahat süresi ölçümleri, cctv kameralar, radarlar ve akıllı araçlardan beslenerek tüm trafik ve ışık sistemine hâkim olabilecek. Bu hedeflere öykünen bir sistem Los Angeles’ta uygulandı ve uygulama sonucunda duraklamalarda %25 azalma, kavşaklarda %20 daha hızlı akış gözlendi. Toplam trafikteki süre %13, yakıt tüketimi %12,5 ve gaz emisyonu %10 azaldı. Sistemin kendini sadece 1 yılda amorti ettiği söyleniyor.

Bir diğer başlık da bizzat araçların akıllanması sayesinde neler kazanabileceğimiz ile ilgili. Kavşaklarda birbirleriyle haberleşerek geçiş yapan, görüş alanı ötesindeki ani freni öndeki araçlardan haber alan, yola çıkışta yoldaki araçlar tarafından uyarılan, kör noktada bir araç olduğunu fark edip belirtebilen, otobüs durağına veya yaya geçidine yaklaşınca veya o bölgenin hız limiti aşıldığında uyarı verebilen araçlar şu an tasarlanıyor. Sollama sırasında öndeki araçtan sollama uygunluğunu haber alabilen, gerideki ambulanstan “önümden çekilin” mesajı alabilen, tren yollarında tren sinyalizasyon sistemi ile haberleşen, birden kayganlaşan yolda öndeki araçlardan gelen haberle sürücüyü uyarabilen araçlar gelecekte olacaklar. Hatta trafik ışıkları ile haberleşen araçlar kırmızı ışıkta daha 300 metre geriden yavaşlamaya başlayabilir, acil bir sürüş yapıyorlarsa trafik ışıkları ile haberleşip yeşile çevirebilir, ekonomik şeritlerde seyahat tercih edenler yeşil dalga ayarı ile ekonomik şeritlerde o şeridin el verdiği ekonomik hızda diğer araçlarla hızda antat kalıp seyahat edebilir. İşte bunların hepsi seyahatte geçen süreyi, sarfiyatları ve kazaları azaltan başlıklar olacaklar. Olası bir kaza anında da eCall teknolojisi ile araç, otomatik olarak acil yardım çağırabilecek. Bunların hepsinin en temelinde 5G haberleşmesinin olacağını da belirtelim.

Bir diğer başlık da toplu taşımanın akıllanması olacaktır. Araçların daha optimize sevki, farklı toplu taşıma tiplerinin birbirleriyle çok daha iyi entegrasyonu hep teknoloji sayesinde olacak. Hatta sürücüsüz toplu taşıma ile bu optimizasyon daha da esnek yapılabilecek. Ayrıca araçların anlık olarak bulundukları yerler, sensörlerle takip edilerek, akıllı duraklardaki yolculara an ve an aktarılırken yine akıllı telefon uygulamalarından da izlenebilecek. Cep telefonu harita uygulamaları ile toplu taşıma hatlarının ve anlık durumlarının tam entegrasyonu da yolculara çok iyi bir planlama aracı sunacaktır. Bugün dahi, yurt dışına gittiğimizde havaalanından gideceğimiz yere toplu taşıma araçlarını, sefer dakikalarını görüyor ve yolu basit bir harita uygulaması ile +-5 dakika hata ile çizebiliyorken ülkemizde planlı toplu taşımada ve toplu taşımanın bu telefon uygulamalarına entegrasyonunda çok geç kaldığımızı söyleyebiliriz.

Biraz daha ileri gidersek, gelecekte araç sahipliği yerine araç ağına abonelikle istediğimiz yerde bir kart okutarak binip kullanabileceğimiz aynı model onlarca aracımızın olacağı bir dünyadan bahsediyoruz. Bir yere kadar gidip, orada aracı bırakıp, metroyla devam edip, varış noktasından başka bir araç almak mümkün olabilecek.

Elektrikli araçlarla ve yaygınlaşan raylı toplu taşıma ile akıllı, sessiz, temiz ve ucuz bir ulaşım deneyimine doğru ilerliyoruz. Ulaşımın akıllanması ve teknoloji ile dolması, kendimize ayırabileceğimiz daha fazla vakit, daha az harcama ve daha temiz bir kent olarak bizlere dönecektir.