ABD Başkanı Joe Biden 7 Mart 2024 tarihinde Amerikan ordusunu, Gazze’ye yapılan yardımların girişini sağlamak için sahile geçici bir liman yapılması için görevlendirdiğini duyurmuştu. ABD’nin kurmayı planladığı geçici limanın inşasının 60 günü bulabileceği ve sonrasında ise Gazze’ye günlük 2 milyon öğün yardım sağlanacağını da Pentagon tarafından açıklanmıştı.

7 Ekim 2023 tarihinden beri Filistin’de süregelen İsrail soykırımında ABD sürecin en başından itibaren İsrail’e desteğini sürdürmeye devam etmiştir. Her ne kadar dönem dönem ABD tarafından İsrail’in eylemlerinin yanlış olduğu yönünde cılız açıklamalar yapılıyor olsa da perde arkasında ABD askeri ve politik anlamda hemen her platformda İsrail’e olan desteğini yinelemektedir. İsrail tarafından Filistin’de uygulanan soykırıma karşın özellikle de ABD ve Avrupa ülkelerinde bir sessizlik hakim olmuş geçen süreç zarfında buralarda İsrail’e karşı olan kamuoyu güç kazanmış son dönemde de ABD ve Avrupa’nın önde gelen ülkelerin üniversitelerinde Gazze’ye destek eylemleri başlamıştır. İsrail’in eylemlerini doğru bulmadıkları yönünde iddiaları bulunan bu ülkelerde Gazze’ye destek verenlere karşı oldukça sert müdahaleler uygulanmaya başlamıştır. Görünen o dur ki bu ülkeler İsrail’e olan desteğini sürdürürken mazlumun sesinin duyulmasını da istememektedir.

ABD ve İsrail arasındaki derin ilişkilerin varlığı tüm gerçekliğiyle her anlamda kendini göstermeye koyulmuştur. Washington ve Tel Aviv'in, Gazze’ye yardım amaçlı yapıldığı iddiasında oldukları geçici iskeleye Filistinliler tarafından “işgal limanı” benzetmesi yapılmaktadır.

7 Ekim tarihinden beri İsrail tarafından Filistin’de uygulanan soykırımın arka planında asıl hedefler arasında İsrail’in Arz-ı Mevud’u gerçekleştirmek istemesi ile beraber Filistinlilerin Mısır çöllerine sürülmesi ve Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridorunun da hayata geçirilmesinin olduğu görülebilmektedir. Bu bağlamda Gazze’yi abluka altına alan, sınır kapılarını kapatan ve tüm yardım yollarını kesen İsrail’in insani anlamda böyle bir adımı destekleyeceği gerçekçi değildir. Limanın inşası her ne kadar insani kaygılarla gerçekleşiyor gibi olsa da İsrail’in hedefleri arasında bulunan Filistinlilerin Mısır çöllerine sürülmesi planına yeni bir zemin hazırlayabilecektir. Diğer yandan Orta Doğu’daki ile kaos ve kriz ortamını besleyen ABD, bölgede istenmeyen ülke konumuna gelmiş ve varlığı da sorgulanmaya başlamıştır. Bu durum ABD’nin Orta Doğu politikaları açısından kendisini oldukça zorlamaya koyulmuş yine bu bağlamda ABD bölgedeki varlığını sürdürebilmek adına yeni yollar arayışına girmiştir. Bu anlamda da limanın ABD eliyle inşa edilmesi Amerikan ordusunun Gazze sınırlarına girmesine ve Orta Doğu’da yeni bir bölgede konuşlanmasına olanak tanıyabilecektir.