04 Ocak 2025
weather
6°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Başyazı 2025 huzur yılı olsun

2025 huzur yılı olsun

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
2025 huzur yılı olsun
Kaynak: Yıldıray Çiçek

2025 yılının Türk milletine huzur, refah, sağlık getirmesini dileyerek bu yılın ilk başyazısına başlamak istiyorum. 2025 yılında birçok kötülüğü görmek istemediğimiz gibi, çocuklara tecavüz etme ve onları öldürme alçaklıklarının son bulması da en büyük temennimizdir. 2024 yılının son haftası Narin’in katili olarak yargılananların aldığı cezayla bu yılın hafızası kötü bir olayla kapandı. Türk milletinin merhamet, vicdan ve ahlak sahibi mensuplarını derinden yaralayan bu tür olaylardır. Geride bıraktığımız yıllarda bu acıları çok yaşadık. Daha yaşını almamış aylık durumundaki bebeklere tecavüzler, sırf para kazanmak için hastanelerde ölüme terk edilen bebekler ve ne için öldürüldüğü henüz belirlenmemiş Narin gibi çocuklar…

Narin olayında en acı olan ise annesinin, abisinin ve amcasının katil olarak ağırlaştırılmış müebbet cezası almasıdır. Ne acı değil mi? Kendi kanından ailesi Narin’in ölümünden sorumlu tutuldu. Narin’in aile içinde öldürüldüğü muhakkak… Ama hala Narin’in öldürülme sebebi ortaya çıkmadı. Görmemesi gereken bir şey mi gördü? Anlık bir cinnetle mi öldürüldü? Bunlar hala muamma… Ama gördüğümüz şu ki, ailenin tamamı organize kötülüğün figüranları olmuş… Olay yaşandıktan sonra kamuoyunun vicdanlı, merhametli tanıdığı baba ise, cezaevindeki oğluyla cenaze evinden ve kızını kaybetmiş birinden uzak halleriyle, görüntülü telefonda attığı kahkaha görüntüsüyle onlardan farkı olmadığını göstermişti.

Medya, Narin olayını aylardır adeta magazin olayı gibi kullandı. Popüler gündem malzemesi haline getirip, adeta olayın suyunu çıkardılar. Türkiye’de benzeri birçok olay olduğu halde Narin olayına başka bir iştahla yaklaştılar. Burada maksat tam olarak nedir bilmiyorum ama bu olaydan topluma bir ders niteliğinde öğreticilik değil de kötülüğün ezberciliği çıkarıldı gibi geliyor. Türk milletinin her ferdinin yüreği Narin’e yandığı halde, birileri bu meseleyi etnik fitne olarak kullanmaya bile kalktı. Oysa çocuk ölümü her dinde, dilde, ırkta acı verir.

Fakat Narin olayına benzer olaylarda bir çifte standart yapıldığı çok net kendini gösteriyor. Mesela Van'da kaldığı yurtta yürüyüş yapmak için ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in cansız bedeni 18 gün sonra göl kıyısında bulunmuştu. Rojin’de Diyarbakır’lı ama medya Narin olayında olduğu kadar nedense ilgi göstermedi. Geçtiğimiz günlerde babasının “ilgisizliğe” dair feryatlarını görünce o da bu durumun delili olmuştur. Rojin Kabaiş'in gözü yaşlı babası şöyle feryat ediyordu: "Ben geçen sefer de geldim, hiçbir fayda görmedim. Kimse gözünü açmadı, bana bakmadı. Ben çok insana yalvardım, yakardım, 'Bize de sahip çıkın, Rojin'e de sahip çıkın' dedim. Biz ayakaltında kalmışız. Bize bir el atın. Bir sorun, Rojin'e ne oldu? Yardımcı olun, destek olun. Ama öbür sefer hiçbir fayda görmedim. Kimse sormadı. Bu sefer gene geldim"

Narin olayı da Rojin olayı da ve benzer tüm olaylar umarım gerçek boyutuyla tamamen aydınlanır. Kimse olay ve haber seçmeden her ailenin derdine dair görevini umarım tam yapar.

2025 yılı inşallah bu tür olayların hiç yaşanmadığı bir yıl olur. Geçtiğimiz yıllarda çok üzüldük. 2025 yılında hiç üzülmemek dileğiyle… Türk dünyası, İslam alemi her daim huzurla yaşasın…

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Ne yapmaya çalıştığınız biliniyor!

Ne yapmaya çalıştığınız biliniyor!