YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
ABD ve İsrail’in taşeronu olan terör örgütü PKK’nın elebaşlarından olan Duran Kalkan’ın geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu “Tabii ki dananın kuyruğu Kıbrıs'ta kopacak. Bu savaşın merkezi Türkiye'dir. İçinde yer aldığı sisteme en karşı konumda olan, sistemle en çok çelişen 3. dünya savaşının bir tarafı olan Türkiye'dir. Sıra Kıbrıs'a gelecek. Türkiye sınırına gelecek ve savaş Türkiye'de yoğunlaşacak.” açıklaması bana “Geçmişte şunları şunları yaptık, taşeron olacağımız yeni proje bu” reklamı yapan terör şirketinin CEO’larından birinin açıklaması gibi geldi.
ABD ve İsrail’in bölgedeki planlarını anlatan bu teröristbaşı kim?
Silahını ABD’den alıp Filistin ve bölge ülkeler üzerinde terörizm yaratan İsrail gibi, silahını yine ABD’den alıp hedef olarak belirlenen Türkiye, Irak, Suriye ve İran üzerinde terörizm faaliyetlerini yöneten terör örgütünün başındaki kişilerden birisi…
ABD ve İsrail, nerde taşeronluk ihtiyacı varsa orada terör örgütü PKK’yı kullandığına göre, teröristbaşı Duran Kalkan’ın bu açıklamaları bir nevi yeni terör üretme bölgelerine dair konum atmak olmaktadır.
Siyonist İsrail’in Arz-ı Mev'ud (Vaat edilmiş Topraklar) hedefinin hangi ilerleyiş içinde olacağını ifade eden teröristbaşı Duran Kalkan, bu açıklamalarla aynı zamanda terörizm etrafında birleşen tabanını motive etme çabasındadır. Çünkü Türk devletinden ağır darbeler yiyen terör örgütü PKK’nın taşeronluk yaptığı ABD ve İsrail gibi ülkelerin emperyalist hedeflerinin gölgesinde kendilerini pazarlıyorlar.
Terör örgütü PKK’nın, ABD ve İsrail’in hedeflerinde kendilerine verilen görevlerde itaatsizlik yapma şansı olmadığına göre bu şeytan üçlüsünü birbirinden ayrı düşünmemek lazımdır. Eline silahını veren zaten terör faaliyetlerini organize edendir. ABD ve İsrail’in Irak ve Suriye’deki PKK’lıları birbirine bağlamak için “Davut Koridoru” kurma planı bile başlı başına projelerin nasıl açıktan ilan edildiğinin delilidir.
ABD/İsrail; ateizm temelinde kurulmuş terör örgütü PKK’yı dört İslam ülkesi olan Türkiye, Irak, İran ve Suriye üzerindeki bölme, parçalama, işgal etme hedeflerinde kullanıyor, sözde İslamcı sıfatıyla kurduğu terör örgütü IŞİD’i de özellikle Irak ve Suriye’de mezhep çatışmalarında, PKK’ya alan açma tezgâhlarında ve istikrarsızlık yaratmak için kullanmaktadır. Tüm bunların temelinde ABD ve İsrail’in bölgesel alanda gerek BOP gerekse Arz-ı Mev'ud (Vaat edilmiş Topraklar) hedefine zemin oluşturma vardır.
ABD’nin Irak işgaliyle başlattığı bu süreç, sonra Arap Baharı adı altında birçok ülkeyi kontrolü altına alma, itaat etmeyen ülke başkanlarını ortadan kaldırarak sürdürülmüştür. Irak işgali sonrası Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Yemen, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas'ta başlayan kanlı-kansız tüm hareketliliklerin temelin de ABD ve İsrail’in alan genişletme planının bir parçasıydı. Tüm bunları yapanlar; Kıbrıs üzerinde mi plan yapmayacak?
ABD ve İsrail’in Akdeniz’i kontrol etmek, Akdeniz’in yeraltı-yerüstü zenginliklerini sömürmek için zaten buna ihtiyaç duyuyor. ABD ve İsrail’in tasmasını tuttuğu PKK’nın elebaşı konumundaki Duran Kalkan alçağı aslında Kıbrıs vurgulu açıklamasıyla patronları adına önden sinyal vermektedir. 10 ay önce yine bu köşeden “Yeryüzünün en alçak yaratıkları olarak bilinen Siyonistlere fırsat verilmemeli, onlara hiçbir konuda tolerans tanınmamalıdır. Çünkü bunların insanlıkla alakası olmadığı için her türlü alçaklığı KKTC üzerinde de deneyecekleri beklenen bir davranıştır. KKTC’nin herhangi bir yerinde tutunacak olan Siyonizm bugünlerde olmazsa, yarınlarda KKTC’ye bela olacaktır. Filistin bunun için en büyük örnektir.” değerlendirmesinde bulunmuştum. Bölgede böyle bir tehlike var. Önlemleri alarak dikkatli davranmak lazım. Dikkat, aklın aynasıdır.