Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Saddam dönemi Irak’ta ezilen, büyük zulümlere ve işkencelere maruz kalan Türkmenler, ABD’nin Irak işgalinden sonra Barzani ve Talabani eliyle de aynı süreci yaşadı. Irak’taki Türkmenler bir gün olsun rahat yüzü görmedi. Gün geldi liderleri şehit edildi, gün geldi toprakları gasbedildi. Yaşamlarını sürekli baskı altında sürdürmek zorunda kaldılar. Türkmenler üzerinde Barzani ve Talabani’nin uyguladığı alçaklığın izi silinmeden, küresel güçlerin yarattığı IŞİD ismindeki terör örgütü tarafından Musul, Kerkük, Tuzhurmatu, Dakuk, Beşir, Amirli, Tezehurmatu, Erbil, Diyala gibi Türkmen ağırlıklı şehirlerde büyük katliamlara maruz kaldılar. Aslında IŞİD terör örgütünü ABD, Barzani ve YPG’nin sözde Kürdistan’ı kurmak için saha temizliği yapmak amacıyla kurduğu netleşmiştir. IŞİD aynı misyonu Suriye’de de uygulamıştır. IŞİD’in ele geçirip saha temizliği yaptığı yerlerde şimdi YPG cirit atıyor.
Barzani saha temizliği yapılmış birçok Türkmen kentini tamamen ele geçirmek için 2017 yılında bağımsızlık referandumu yapmaya kalkmıştı. Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan şahsında kararlı duruşu ve İran, Irak merkezi hükümetiyle kurulan sağlıklı diplomatik ilişkiler sonrası Barzani, Kerkük’ten arkasına bile bakmadan kaçmak zorunda kalmıştı. Kerkük kuşatması dağıtılmış, her yere Türkmen bayrakları asılmıştı.
2 ay önce yapılan seçimlerde Barzani’nin partisi KDP Irak’ta ikinci parti konumuna gelmiş ve Barzani’nin kanı bu süreçte yine bitlenmeye başlamıştır. Kerkük, Peşmergeler tarafından yine kuşatılmaktadır. Peşmerge, Kerkük’te hâkimiyet kurmak için yine harekete geçmiş durumdadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, gelişmelerin farkında olarak geçtiğimiz günlerde “Kerkük’ün statüsü ve tarihi dokusu üzerinde oyun kuranların, bu Türkmen kentini Peşmerge’nin eline ve emeline bırakmak için plan yapanların aklını başına alması, ateşle oynamaktan vazgeçmeleri çağrımdır. Bir oluruz, beraber oluruz, gerekirse soydaşlarımızla birlikte Kerkük’te etten duvar öreriz. Kerkük’ün bir girişi vardır, ama çıkışı asla yoktur” açıklamasını yapmıştır.
Önümüzdeki günlerde Barzani’nin Kerkük üzerindeki oyunları artacaktır. Türkiye, Barzani’nin oyun sahasını genişletmesine izin vermeden gereken uyarıları yapmalıdır. ABD’nin Irak ve Suriye’deki parçalama, bölme ve sözde Kürdistan’ı peydahlama hedefi bitmeden Barzani’nin kendini durdurması mümkün görünmemektedir.
Barzani 2017 yılında bağımsızlık referandumu yapmaya kalktıktan sonra evinden başını çıkaramadığı günleri unutmamalıdır.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkmenlerin iç dağınıklığı, mezhep ayrışmalarına girip Türklüğü üst kimlik kabul etme noktasında birleşmemeleri, çeşitli menfaatler için Barzani’yi desteklemeleri ise Türkmenlerin öz eleştiri yapmaları gereken önemli konulardır. Irak’ta resmi kayıtlara göre 3 milyon Türkmen nüfusu varken, parlamentoda 2 milletvekilinin yer alması bu öz eleştirinin yapılmasını gerektirmiyor mu?