YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Toplumdaki sosyal cinnet halini gördükçe ve bu cinnet halinin sonucunda şiddetli kavgaların, cinayetlerin, cinsel taciz ve tecavüzlerin, ahlaksızlığın, hırsızlığın, yalanın, dolanın, çürümenin, kokuşmanın, sevgisizliğin, merhametsizliğin, vicdansızlığın manzarasını kahrederek izledikçe, merhum şair-yazar Cahit Zarifoğlu’nun “Biliyor musunuz?
Ben bu çağdan nefret ettim
Etimle, kemiğimle nefret ettim.” sözleri adeta ruhumu çepeçevre sarıyor, beynimi kemiriyor.
Eğitici, öğretici insanların hali bile “Bozulmaz dediğim kişi bozuldu” tarifindedir.
Hâkim-Savcı adaletsizlik yaparsa, imam imansızlık yaparsa, doktor organ çalarsa, milletvekili halkın sırtına binerse, bakkal teraziyi bozup tartarsa, memur rüşvet alırsa, belediye başkanı vurgun yaparsa, gazeteci yalan yazarsa, yorumcu taraflı yorumlarsa, sanatçı kötü örnek olursa, sporcu ‘zeki, çevik ve ahlaklı’ olmazsa, asker ve polis hain çıkarsa, taksici taksimetreye hile katarsa, evlat anne ve babasını öldürürse, baba çocuğuna tecavüz ederse, öğrenci öğretmene saygısızlık yaparsa, bankacı müşterileri dolandırırsa, manav çürük meyveleri tezgâhın arkasına dizerse, köylü süte su katarsa bu toplumun hali nice olur?
Bir toplumun bozulmasına engel olan ahlak ölçüsü, her mecradan çekilirse söyleyin bu millet geleceğe kalabilir mi? Toplumun her kesiminden vereceğimiz kötü örneklerimiz maalesef bir hayli fazla…
Sosyal cinnet geçiren topluma geçenlerde yaşanan iki öğretmen hadisesinin örneğini vermek istiyorum. Aldıkları eğitime, taşıdıkları sıfata ve görev ahlaklarına uymayan öğretmen örneğinin birine geçtiğimiz gün Adana’da, diğerine de geçtiğimiz ay Mersin’de şahit olduk.
Adana’daki din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olan bir kadın trafikte tartıştığı bir diğer kadın sürücüye öyle yumruk atıyordu ki, şu mübarek günlerde o görüntü karşısında adeta tiksindim. Bu iğrenç davranışları da 'Araçta çocuklarım var git’ diye bağıran kadın sürücüye karşı yapıyordu. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni böyle davranırsa, kime ne anlatacağız?
Mersin’de de bir okul müdürü, oğluyla birlikte belediye otobüsü içinde kalp pili takılı olan ve felçli olduğu için vücudunun sağ kısmı tutmayan 77 yaşındaki bir adamı eşinin yanında tekme, tokat dövmüştü.
Yetiştirdiği öğrencileriyle toplumdaki erdemli insan sayısını yükseltmesi ve yaptığı her davranışıyla topluma örnek olması gereken öğretmenlerin bir canavara dönüştüğü bu toplumun geleceği gerçekten tehdit altındadır. Çocuğunun yanında annesine delirmiş gibi yumruk atan bir öğretmen, eşinin yanında yaşlı ve sakat bir adamı öldüresiye döven bir öğretmen, bu toplumun sosyal cinnetinde en ön safta canavar gibi davranıyorsa gidişatımızı sorgulamak herkesin vazifesi olmalıdır.
Toplumdaki bu sosyal cinnet engellenmezse yarın herkesin canının yanması kaçınılmazdır.
Değerli sanatçımız Mustafa Yıldızdoğan anlayana ne güzel sesleniyor:
“Huzurun adı yok
Kavgalardayız
Solmuş gül gibiyiz
Sevgi Allah’ım”