YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
CHP’nin kurumsal bütünlüğüne ve ilintilerine dikkatlice baktığınızda Suriye’deki son gelişmelerden büyük rahatsızlık duydukları çok net gözüküyor. Suriye’deki gelişmelere karşı bir tane olumlu bir yaklaşım yahut milli bir bakış açısı geliştiremediler.
“Beşar Esad devrildi, Suriye’deki insanlar mutlu, geleceğe umutla bakıyorlar” diyemiyorlar.
“Suriye Milli Ordusu, terör örgütü YPG’nin (PKK) elinden birçok şehri kurtardı ve terörden temizledi” diyemiyorlar.
“Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar yavaş yavaş Suriye’ye dönüyorlar” diyemiyorlar.
“Türkiye, Suriye’nin yeni yapılanmasında etkili olacak” diyemiyorlar.
Diyemezler, dedirtmezler!
Çünkü CHP partisinin siyaset felsefesini “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu kardeşim...” cümleleriyle resmi olarak dünyaya duyurmuş bir partidir.
CHP’nin aklındaki tek temenni AK Parti hükümeti Suriye’de köşeye sıkışsın, olumlu gidişat tersine dönsün, Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu terör örgütü YPG karşısında yenilgiye uğrasın, Türkiye’deki hiçbir sığınmacı Suriye’ye dönmesin ki onların varlığını bahane edip hükümete yüklenelim… Hadi buyursun bir CHP’li çıkıp “Hayır CHP hiç böyle düşünmüyor” desin…
Çok basit bir soru!
ABD ve İsrail’in desteklediği sözde Kürdistan kurmaya çalışan terör örgütü için “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” diyen CHP; ısrarla HTŞ’nin terör örgütü olduğunu vurgulayarak niçin Türkiye’nin Suriye’de açtığı alanı daraltmaya çalışıyor?
ABD başta olmak üzere dünyadaki birçok devlet Suriye’nin yeni yapılanmasıyla ilgili Türkiye’yle bir diyalog içine girmeye çalışırken, CHP Türkiye’ye hala “Suriye’den uzak dur” çağrıları yapıyor. Suriye’nin yeni yönetimi, Türkiye’yi rol model alacağını ifade ederken; Suriye’den uzak durmak, oradaki gelişmelere kayıtsız kalmak CHP’nin vizyonu olabilir ama Türkiye asla CHP zihniyetiyle olaylara yaklaşmamalıdır ki zaten yaklaşmadığının göstergesi olarak Türkiye kendisi ve bölgesi adına makul ve müspet adımlar atıyor.
CHP’yi nasıl takip edeceğinize dair tarihten bir örnek verelim:
Abdülhamid Han, çok önemli bir karar vereceği zaman, hemen vezirini çağırır;
“–Git, Rus elçisine sor bakalım, bu meselede ne diyor?” dermiş.
Vezir gider, Rus sefirine mevzuyu anlatır ve;
“–Bu hususta ne düşünüyorsun?” diye sorarmış!..
Elbette Rus elçisi, bizim menfaatlerimizi düşünecek değil. Siyasi incelikten de mahrum olduğu için bodoslama, “karaya ak, aka kara” diyecek!..
Vezir bu istikamette aldığı cevabı, gelip Sultan Abdülhamid Han’a anlatırmış:
Abdülhamid Han da;
“–Tamam! Elçinin dediğinin tam tersini yapın!” dermiş.
Her defasında da Rus elçisinin söylediklerinin tam tersi yapılır ve böylece, kararlarda tam isabet kaydedilirmiş!..
İşte bu yüzden CHP ne diyorsa tersini yaparsanız muhakkak kazanan Türkiye olacaktır.
CHP’nin üstün zekâlı sözcüsü Deniz Yücel geçtiğimiz gün, “Yüzünüzü medeni dünyaya dönmeniz gerekirken “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesini unutup, yüzünüzü Ortadoğu’ya döndüğünüzde karşınıza CHP çıkar...” cümlesini kurarak Türkiye’nin Ortadoğu duruşunu medeniyetsizlik olarak değerlendirmiş. Ortadoğu madem medeniyetsizlik, medeni dünya dediğiniz ülkeler neden tank, füze, bomba, asker eşliğinde Ortadoğu bölgesinde bulunuyorlar?
Ortadoğu bölgesinin yer altı, yer üstü zenginliklerini neden yüzyıllardır yüzünüzü döndüğünüz bu medeni dünya(!) sömürüyor?
Lafa söze gelince de insan hakları der durursunuz!
Bu CHP, Türkiye’yi yönetse dünyada başımıza neler gelebileceğini anladınız değil mi? Hiçbir öngörüye ya da politikaya sahip olmadan anlık menfaat peşindeler. Daha dibimizdeki Suriye’de nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğini düşünemiyorlar, kalkmış koskoca Türkiye’yi yönetimine talipler!
Allah ıslah etsin!