YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Geçtiğimiz hafta Müge Anlı’nın sosyal ve adli olayları konu aldığı, araştırdığı programında sosyal çürümeye örnek teşkil edecek bir olay daha ortaya çıkarıldı. Evden kaçan, bakımını üstlendiği kızlarını aramak için stüdyoya gelen üvey babanın, kızlarına yıllardır tecavüz ettiği ortaya çıkmıştı. Dahası, farklı kişilerden 11 çocuğu olduğu ortaya çıkan adamın o çocuklara da tecavüz ettiği sorgusunda ve kişilerin itirafıyla ortaya çıkarılmıştı.
Ağlayarak, sözde kızlarını arama rollerini oynuyor ama özde onların tecavüzcüsü çıkıyor. Müge Anlı’nın sunduğu ve ona benzer programların toplumdaki sosyal çürümeyi tetiklediği yahut gizli kalmış olayları açığa çıkardığına dair çelişkili düşüncemde, etki oranı noktasında tam karar veremedim. Ama her iki alanda da etkili olduğu muhakkak… Katilleri, tecavüzcüleri, sahtekârları, kötüleri medya gücüyle ortaya çıkarması adına da oldukça seviniyorum. Bu tecavüzcü baba, Müge Anlı’nın programı olmasa belki bu kadar çocuğuna yıllar boyu tecavüz etmeye devam edecekti. Müge Anlı’nın programında yıllardır nice üstü örtülmeye çalışılan, unutulmaya yüz tutan olayların aydınlatılması sevindirici ama konuşulan konuların, yaşanan olayların özendirici olmaması en büyük dileğimizdir. Bu manada da sosyal ve toplumsal bir süzgeç sistemi de elbette olmalıdır.
Müge Anlı’nın programında ortaya çıkarılan çocuklarına taciz ve tecavüzde bulunan baba ve bundan önce buna benzer konularda gördüğümüz yüzlerce haber, bilinmeyen, duyulmayan ne acıların da yaşandığını bize acı acı düşündürüyor.
Geçen gün bir istatistik gördüm. İnanın içler acısı bir tablo idi.
Cinsel suçlar mağduru çocuk sayısı 2014'te (11 bin 95), 2015'te (16 bin 258), 2016'da (22 bin 655), 2017'de (23 bin 713), 2018'de (32 bin 759), 2019'da (31 bin 445), 2020'de (18 bin 450), 2021'de (24 bin 432) olarak kayıtlara geçmiş… Son 3 yılda bu oranda benzer yahut artarak devam etmiştir. Böyle bir tabloyu ilk kez gördüm ve duydum.
Toplum, Müge Anlı’nın yahut benzeri programlarda ortaya çıkan suçlara bakıp, adeta “Ağaca bakıp, ormanı göremiyormuş” demek ki… Müge Anlı programında sapık bir babanın tecavüz/taciz ettiği 13 çocuğu konuşulurken, medyaya yansımayan binlerce cinsel suç mağduru çocuk mahkeme dosyalarına giriyor. Ya duyulmayanlar ya bilinmeyenler ya da hala devam eden tacizler, tecavüzler? Bu dehşet verici rakamlar noktasında toplum dehşete düşmeli, titreyip kendine dönmelidir. Şu tablosunu yansıttığımız rakamların toplamında 150 bini aşan çocuk sayısı var… Bu kadar çocuğun bozulan psikolojisi, sağlığı ve yaşadığı travma düşünüldüğünde toplum içinde yaşamı zorlaşan onbinlerce insan oluştuğunu anlayabilirsiniz. Bu konu, Türk milletinin ve devletin iş birliğiyle ve hassasiyetiyle üzerine gidilecek çok önemli bir meseledir. Çocukları hayattan koparan, sağlığını bozan, onları yaşanmaz psikoloji sahibi yapanlar, en ağır cezalara çarptırılmalıdır.
Türk çocuklarının muhatap edildiği bu iğrenç “Cinsel suçlar mağduru çocuk sayısına” dair tablo ne yapıp edip sıfırlanmalıdır. Çünkü milli şuurlu çocuklar, ahlaklı toplumlarda yetişir ve büyür. Böyle bir yapıdaki millete de hiçbir güç zarar veremez. Türk milleti özüne dönmeli ve o özü kıyamete kadar yaşatılmalıdır.