YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Türkiye’deki hukuk düzeninin, bölücülere ve teröristlere nefes aldırması böyle devam ederse bölücü hevesler, faaliyetler hep motivasyonlarını korumayı sürdürecektir. Tüm bu yaşanan gelişmelere bakarsak bundan şüphemizin olmadığını çok net anlıyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin HDP’yi hala kapatmamış olması, DEM’i de hukuki yaptırım manasında alık alık izlemesi ve cezaevindeki terör örgütü PKK mensuplarına sağladığı hukuki destekler bu durumu tescillemektedir.
HDP’yi kapatmadıkları gibi seçime girmeyen bu bölücü partiye 539,5 milyon TL hazine yardımı, Anayasa Mahkemesi’nin eliyle gerçekleşmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’den yana olmadığı ve başka yabancı güçlerin elinde olduğu artık su götürmez bir gerçektir. Asli görevini yapmayan ve tüm kararlarında terör örgütü PKK’nın yanında yer alan Anayasa Mahkemesi’nin tutumunu gören PKK’nın son siyasi uzantısı DEM, aralıksız PKK’ya yardım ve yataklığı sürdürüyor. TBMM kürsülerinden sözde Kürdistan naraları atıyorlar, teröristbaşı Öcalan’a ve PKK’lı teröristlere özgürlük istiyorlar, öldürülen PKK’lıların misyonunu yaşatacaklarını dile getiriyorlar ama Anayasa Mahkemesi hala alık alık bakmayı sürdürüyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde DEM gibi bir partinin faaliyet sürdürmesi mümkün değilken, Türkiye’de bizzat Anayasa maddelerini korumakla yükümlü olan Anayasa Mahkemesi sayesinde TBMM kürsülerinden bölücülük yapmaktadırlar ve Türk devletinin sağladığı olanakların tamamını kullanmaktadırlar.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kadim dostu olan Avarel kılıklı DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan geçtiğimiz gün “S*y*n Öcalan’a özgürlük ve üzerindeki tecritin kaldırılması için 1-15 Şubat tarihleri arasında bir yürüyüş gerçekleştirilecektir. Biz de DEM Partisi genel merkezi olarak bu yürüyüşü destekliyoruz.” açıklamasında bulundu. Cumhuriyet Başsavcılığı bu Avarel hakkında terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık soruşturması başlatsa buna ilk zıplayacak olan kişi Özgür Özel ile ilk barikat kuracak olan kurum Anayasa Mahkemesi olacaktır. Türkiye’de işte böyle bir garabet sistem vardır. Hukuk alanı da siyaset alanı da görüldüğü gibi ihanetle örülmüş durumdadır. Vatan evlatları Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için şehit oluyor. Ama bu kutsal vatanın şehit evlatları CHP’nin, Anayasa Mahkemesi’nin umurunda bile değil. Anayasa Mahkemesi bölücü unsurlar karşısında kılını dahi kıpırdatmamakta, CHP ise herkese meydan okuyarak PKK DEM’liğinde demleneceğini ilan etmektedir. Diğer kuyruklar ise bu manzaraya alkış tutmaktadır.
CHP, Özgür Özel’i Genel Başkan yaparak Kemal Kılıçdaroğlu’nun temellendirdiği ihanetleri sürdürüyor, Anayasa Mahkemesi de Bay Zühtü’nün önderliğinde CHP’nin politikalarına destek olmaya devam ediyor. Ne acı bir durum değil mi? Atatürk’ün kurduğu parti CHP, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyenlere omuz veriyor, Anayasa Mahkemesi ise Anayasamızda yer alan ilkeleri korumaktan aciz durumda faaliyet sürdürüyor. Türkiye’de CHP’yi milli ellere teslim etmeden, Anayasa Mahkemesi’ni de demokrasi, özgürlük şirinliği yaparak bölücüye nefes aldırmaktan kurtarmadıkça Türkiye’de bölücü naralar hep duyulmaya devam edecektir.
Madem PKK’nın DEM’liği teröristbaşına özgürlük için yürüyecek o halde Özgür Özel’in o yürüyüşte en ön safta olması gerekir. Anayasa Mahkemesi de kendi arasında toplanıp teröristbaşı Öcalan’ın özgürlüğü için hukuki karar alabilir. Çünkü onlara yakışan ve onlardan beklenen budur.
Türkiye’nin içindeki şu hale bakar mısınız? Utanç ve rezillik halidir.